Dönekleri anlatıyor Yaşar Kemal: - Türkiye’nin bütün felaketi bu belkemiksiz aydınlar yüzündendir, diyor...
Büyük ustanın “Binbir Çiçekli Bahçe” adlı kitabını okuyoruz... Diyor ki:
“Sağı olsun, solu olsun, döneklik en büyük belamız... Çürümüş kişiler toplumu da çürütüyor. Sovyetler Birliği varken bizde de komünistler, sosyalistler vardı. Üstelik hepsi de zulüm görmüş ya da görüyorlardı. İşkenceden geçiyor, aç bırakılıyor, öldürülüyorlardı. Dönekler parmakla gösterilecek kadar azdı. Soğuk savaştan sonra insanlarda yoğun değişiklik oldu. Sovyetler Birliği’nin sönmesi Sovyetler’e bel bağlamış birçok insanı etkiledi. Dönekler, politikadan el çekenler çoğaldı, kimi açıkça sosyalizme düşman oldu. Bu kişiler kraldan çok kralcı oldular. Dönekliğe geçmeyen arkadaşlarına ya düpedüz düşman oldular ya da eski arkadaşlarının yüzüne bakamadılar. Dönek insanlar döneklikle kalmayarak eski düşüncelerine, arkadaşlarına düşmanlık ettiler.
Çürüme hastalıktan daha hızlı sirayet eder, insanlığın baş belasıdır.
İnsanlık içinde en çok, en çabuk çürüyenler de döneklerdir.
Diyelim ki bunlar çok zulüm gördüler, çok aç bırakıldılar, çok işkence gördüler, çoğunun arkadaşları öldürüldü. Ama desinler ki biz yorulduk. Bu işte biz artık yokuz. Azıcık namuslu olsalar ne olur?”
Yaşar Kemal usta güçlü bir ihtimale de değiniyor:
“Belki de bu insanlar hiçbir zaman sosyalist olmadılar, gerçek bir demokrasiye inanmadılar, belki birtakım çıkarları için belki de ödev olarak böyle gözüktüler...”
Neyse ne? Bugün hepsi bir gerçek veya sahte sol maziyi satarak yaşıyorlar. Tabii ona yaşamak denirse...
İzmir
Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik İzmir’i eleştiriyor:
“Pırıl pırıl nur topu gibi bir çocuk ama ağzı burnu kir pas içinde”
Bizim Haldun Ertem bu laf üzerine bir espri yapmıştı:
“Ama beyni pırıl pırıl...”
Hüseyin Çelik bizi CHP militanı ve ideolojik diye nitelemiş.
Sanki kendileri her türlü ideolojiden arınmış...
Sanki derdi şehirciliktir de CHP’yi yerin dibine batırmayı hiç aklına getirmemiştir.
Peki Ankara ne durumda?
Ayağınız takılmadan bir kaldırımda 20 metre yürüyebiliyor musunuz?
İstanbul ne halde?
Gökdelen mezarlığı haline getirilen şehrin ana yolları akşam vakti tıkalı bağırsaklara benzemiyor mu?
İzmir’de her şeye rağmen Ankara ve İstanbul’a göre daha rahat nefes alabilirsiniz. Beton diğer iki şehirden çok daha az. Yeşil alan daha fazla. İnsanlar daha uygar. Üstelik özgür bir şehir İzmir...
Oyunuzu bize verirseniz kentin elini yüzünü temizleriz demeye getiriyor lafı Hüseyin Çelik...
Yerseniz yem var...
Motorine 8 kuruş daha zam gelmiş.
Anlaşıldı. Bunlar vatandaşın canını kuruş kuruş alacaklar!
Fahrettin Fidan
Bir üniversite rektörü “Atatürk bu cumhuriyeti bizlere emanet etti” diyen öğrencileri azarlamış.
Öğrenciler bu tür rektörleri görünce cumhuriyet adına iyice paniğe kapılıyorlardır herhalde...
Haldun Ertem
Ankara’da Sakarya Caddesi’ndeki meyhanelerin AŞTİ otogarına taşınacağı söyleniyor. İstanbul’da Nevizade Sokağı ile Çiçek Pasajı’nı da Esenler Otogarı’na taşıyın bari...
Ertuğ Akşamcı
Bir savaş kahramanı...
İsmet İnönü, ölümünün 37. yılında dün törenlerle anıldı...
İstanbul’daki tören Maçka’da bulunan İnönü’nün atlı heykeli önünde yapıldı.