Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Amerika’da "dinsel sağ"ı temsil eden Evangelistler New York’a yapılan saldırıyı televizyonda sözcüleri aracılığıyla şöyle yorumluyorlar:
- Özgürlükçüler, feministler, homoseksüeller, kürtaj yanlıları, terör saldırısından kısmen sorumludurlar... Çünkü onların eylemleri Tanrı’nın gazabını Amerika üzerine çevirmiştir...
Böyle yorumlara büyük felaket sonralarında Türkiye’de de rastlanır... Ama üzerinde tartışılmaz. Tepki gösterilmez... ABD’de laikler ve özgürlükçüler pısırık değil tabii... Hem Beyaz Saray sözcüsü eleştirmiş yukarıdaki ifadeleri... Hem de özgürlükçüler:
- Ülkede birliğini bozuyorsunuz, ayrımcılık yaratıyorsunuz, diyerek kınamış Evangelistleri...

Bush: "Haçlı Seferi başlatıyoruz!.." Nereden nereye?.. Tarifeli uçak seferinden Haçlı seferine!..




"Havaalanında neden vakit kaybediyorsunuz, American Airlines sizi direkt ofisinize götürür"
American Airlines reklamından


Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler, / doğrusu en çok korktuğumuz şeylerdir gerçekte / Birden bir ses biçiminde, radyomuzun içinde / duyurur iki caz parçası arasından biri / ya bir yas töreni / ya toptan bir öldürme / (...) bir enkaz altında bir ölüm
canım en basiti, arkanızdaki bir duvarın / mineler, sarmaşıklar, o yaban gülleriyle örülü bir duvarın ansızın / kanlı kireçli bir taş yağmuru halinde / korkunç bir silah olduğunu yerine göre / düşünün / ve sakın sormayın işte: / bir hesap yanlışlığı mı değil mi / vakit yok öğrenmeye / daha bir süre böyle silahlar eleştirecek sizi belki de
Tragedyalar - 3 (1964)

Can Ozan'ın "Yeni Dünya Düzüleni" adlı kitabından taze fıkralar aktaralım... Kasvetli havayı biraz olsun dağıtalım...

Dünya tarihinin en büyük eyleminden hemen sonra Başkan Bush'a sormuşlar:
"Kim yaptı bunu?"
Bush, gayet rahat bir şekilde;
"Yabancı değil, bizden..." demiş.
Nasıl yani?"
"N'olucak ha USA, ha USAme Bin Ladin... İkisi de aynı kapıya çıkar!"

**********

Amerika'daki olaydan hemen sonra Usame Bin Ladin'i telefonla arayan Bülent Ecevit,
"Hüsam" demiş, "senden bi ricam var."
Ladin,
"Hayrola..." demiş. "Nedir?"
Ecevit,
"Sana zahmet şu Avrupa'yi da bombalasana..." demiş.
"Neden?"
"Sayende Amerika değerimizi anladı, Avrupa da anlasın!.."

*********

Başbakan Bülent Ecevit'in alnında, müthiş ağrı yapan, bir leke oluşmuş.
Tabii hemen doktora gidilmiş.
Muayene bittikten sonra Ecevit, doktora sormuş:
"Bu lekenin tıptaki adı nedir?"
Doktor, cevap vermiş:
"Müstem-leke!.."

**********

Bir Türk, bir İngiliz ve bir Fransız "Üçüncü Dünya Savaşı çıksa ne yaparsın?" muhabbeti yapıyorlarmış.
İngiliz,
"Televizyonun karşısına geçer haberleri izlerim" demiş.
Fransız,
"Sığınağa inerim" demiş.
Sıra Türk'e gelmiş.
Türk, hiç düşünmeden;
"Hemen koşar dolar alırım!" demiş.

Bir koyup 40 milyar dolar zararla kalktığımız Körfez belasından daha büyük bir belaya sürüklenmekte olduğumuz söylenebilir mi? Yanıt için aktüaliteye bir göz atalım...
Önce Kemal Derviş Beyefendi'nin "Yoksa krediler kesilir" tonunda söylediği şu cümleyi tekrar okuyalım:
- ABD'nin terörle mücadelede atacağı adımları kayıtsız şartsız desteklemeliyiz...
İkinci olarak Başbakan Ecevit'in henüz New York'u vuran terörün faili ve Amerika'nın vuracağı hedefler belli olmadan verdiği taahhütleri anımsayalım...
NATO'nun 5'inci maddesinin uygulanması söz konusu olursa "Ne gerekirse yapacağız" şeklinde bağlayıcı bir söz veren Başbakan CNN'le yaptığı röportajda;
- Herhangi bir komşusuna karşı harekatı destekleyip desteklemeyeceği, sorusuna da hiç tereddütsüz;
- Yes certainly, dedi...Yani "Evet, kuşkusuz"
Washington'un yalnız Afganistan'ı değil teröre destek olan diğer ülkeleri de vuracağını açıkladığını, bu bağlamda zaman zaman İran ve Irak'ın adlarının geçtiğini buraya sıkıştıralım... Ateşin neresinde durduğumuzu görelim...
Fakat diyelim ki İran ve Irak konusundaki kuşkularımız yersizdir ve ABD yalnızca Afganistan'a yönelecektir... Bin Laden ve adamlarını füzeyle vurmanın mümkün olmadığını kesin sonuç için kara harekatı ve dağlarda gerilla operasyonlarının şart olduğunu savaştan hiç anlamayanlar da söylüyor...
Bu operasyonlarda Amerikalı çocuklara kim yardımcı olabilir? Onlar için kendini fedaya hazır hangi ulusun çocukları vardır?
Sorunun cevabı için çok düşünmeye gerek yok...
İpucunu dünkü Sabah'ta Emekli Koramiral Turhan Özer veriyor...
- Türkiye dağdaki gerillayı biliyor. Afganistan ile Güneydoğu arasında benzerlikler de var. Bu konuda Türkiye'nin deneyimleri gerçekten çok fazla, Terörle mücadele konusunda Türkiye deneyimlerini anlatabilir...
Çok muhtemelen şu sıralarda Amerikalı kurmaylar da aynı şeyi düşünüyordur... Hatta Derviş'in ve Ecevit'in demeçlerini de okuduktan sonra bir adım ötesini akıllarından geçiriyor:
- Dost ve müttefik Türkiye'nin neden yalnızca bilgisinden yararlanalım, neden savaş konusunda bu derece deneyli ve aynı zamanda istekli dostumuzun asker ve subayından da yararlanmayalım, diyorlardır...
Böyle düşünmemeleri için sebep var mı?
Amerika'nın Türkiye'deki dostlarının hizmet aşkını frenleyemezsek çocuklarımız soluğu Afgan dağlarında alır... Çok ağlarız...