'Küme düşemez'
Fenerbahçe ve birkaç başka takım küme düşürülecek mi?
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Av. Sinan Kılıçkaya kesin bir dille:
“Futbol takımları küme düşürülemez” diyor....
Doğrusu öne sürdüğü gerekçeler de yabana atılır cinsten değil...
Demekte ki:
“Her alanda olduğu gibi tabii ki futbolda da suç işleyenler sonuna kadar cezalandırılacaktır.
Futbolda suç işleyenleri belirlerken kanımızca dar yorum yapılmalıdır.
Sırf bir takımın yöneticilerinden biri takımı çok sevdiğinden dolayı bir suç işledi ise tüm takım cezalandırılmamalıdır.
Yöneticilerin suç işledikleri zaman en ağır şekilde cezalandırılacaklarına yönelik 14 Nisan 2011 tarihli ‘Sporda Şiddet’ yasası vardır.
Bu kanun para cezası öngörmektedir. Bu ceza yeterlidir.
Yöneticilerin veya başkalarının işledikleri suçlardan dolayı kulüplerin cezalandırılmaları kamu vicdanlarını zedelediği gibi o kulüplerde top oynayan futbolcuların ve taraftarların cezalandırılmaları anlamına gelir. Bu durum ise hukuken evrensel ilkesi olan ‘Suçların Şahsiliği’ ile bağdaşmaz.
Futbolcular olaylardan habersiz maça çıkıp güçlerinin yettiğince oynamışlardır. Buna rağmen kulübe ceza verilerek bir alt lige düşürülmesi en fazla o takımın futbolcuları ile taraftarını cezalandıracaktır.”
Eşek adası
Aydın’ın Didim ilçesinin hemen karşısında iki ada... 6 mil uzakta olanın adı Bulamaç, 9 mil uzakta olanın adı Eşek adası... DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, 12 Haziran seçim kampanyasında her iki adanın 6 mil olarak kabul ettiğimiz karasularımız içinde bulunduğu halde Yunanistan tarafından işgal edildiğini... İktidarın bu işgale ses çıkarmadığını dile getirmişti. Dün sabah DP İstanbul 1. Bölge adayı emekli albay Ümit Yalım ile DP Didim İlçe Başkanı Günay Tikkin, genel başkanlarının dile getirdiği iddianın doğruluğunu kanıtlamak üzere yanlarına iki de gazeteci alarak bir tekne ile Eşek adasına hareket ettiler. Yola çıkarken yaptıkları açıklamada şunu dediler.
“Bu iki adaya bugün pasaportsuz çıkmayı deneyeceğiz. Başaramazsak pasaportlarımızla çıkıp adada inceleme yapacağız. Amacımız Yunanlıların işgal ettikleri bu adalarımızı bir an önce terketmelerini sağlamaktır.”
Kaptanla beraber beş yolcunun bulunduğu tekne Eşek adasına vardığında ne mi oldu? Adaya beş metre kadar yaklaştıklarında karşılarına Yunan askerleri çıktı. Söyledikleri özetle şu oldu.
“Bu şekilde adaya çıkmanıza izin vermeyiz. İlle çıkmak istiyorsanız Samos adamıza gidip oradan giriş yapmak zorundasınız. Ancak bunu yaptıktan sonra adamızı ziyaret edebilirsiniz.”
Yunan askerleri teknenin adaya bağlanmasına dahi izin vermediler...
Namık Kemal Zeybek konuyu aylardır dile getiriyor. İlginç olan.. Ne iktidardan ne muhalefetten bu konuda hiç ses çıkmaması... Adalar işgal altında mı, değil mi? Hükümet neden bir zahmet açıklama yapmıyor...
Almanlar düşünce gücüyle çalışan otomobil hayata geçiriyormuş.
Ne diyelim ki? İnşallah biz de birgün “düşünce gücüyle çalışan insan” hayata geçiririz!
Fahrettin Fidan
Türkiye’de askeri darbe dönemleri tarihe karıştığına göre iktidar neden hâlâ general terfi ve atamalarını bu kadar ince eleyip sık dokuyor?
* * *
Dış basından: “Erdoğan, Türkiye’yi modernleştirdi, ancak demokratikleştirip demokratikleştiremeyeceği henüz bilinmiyor.”
Demokratikleşmeyi tek bir adamın tercihine bırakmış bir ülkenin demokratlaşmaya hakkı ve imkânı var mıdır?
Haldun Ertem
Abdullah Gül, YAŞ üyelerine iftar yemeği verecekmiş.
İşte iftar menüsü!
İmambayıldı, hünkârbeğendi, vezirparmağı, papara,
kelle paça, mıhlama, oturtma, kol böreği...
Gülhan Elmas
Beyoğlu masaları
Hukukçu dostlarla sohbet ederken söz Asmalımescit, Nevizade gibi sokaklarda belediyenin masa kaldırma operasyonuna geldi. Bir kısmımız yolları tıkayan esnafı, bir kısmımız belediyeyi eleştirdi. Gazeteci ve yazarların çoğunluğu da malum meyhane esnafını savunuyor, masaları toplayan belediyenin ileri dönük niyetlerinden kuşku duyuyor. Bu eksen üzerinde ateşli tartışmalar sürüp gidiyor.
Derken bir arkadaşımız sözü şöyle noktaladı:
- Bu halk Asmalımescit’teki masalara sahip çıktığı kadar laik demokratik cumhuriyete sahip çıksaydı işler hiç buraya gelir miydi?
Havada stres...
Sedat Ergin, Hürriyet’te dünkü yazısının bir yerinde diyor ki:
“Yaptığım bir tarama, Gölcük belgelerinde toplam 72 havacı subayın isminin geçtiğini gösteriyor. Bunlar arasında emekliler olduğu gibi bugün görev başında olan ve tümgeneralliğe kadar yükselmiş muvazzaf subaylar da var.Tespitlerime göre, bu listedeki isimlerin yalnızca 5’i tutuklandı; önemli bir bölümü henüz ifade vermeye davet edilmedi...”
Ergin bir üçüncü iddianame ve tutuklama dalgasının gelebileceğini ekliyor...
Anlaşıldığı kadarıyla hava kuvvetlerinde onlarca subay yakın gelecekte tutuklanma endişesi içinde yaşıyor. Kritik görevler bu psikoloji eşliğinde icra ediliyor... Dava süreci elbet yürüyecek.. Ancak bu belirsizliğin ilgili personel üzerindeki yıkıcı etkilerini de hesaplamak gerekiyor.
