Oysa bir hükümet dış politika kararı alırken hayali fiyakaların değil, karşılaşacağı kazanç ve kayıpların hesabını yapar.. Halkının çıkarlarını ön planda tutar.. Askerinin canını düşünür... Lübnan'da ateşkes ilan edildi. Ama her an bozulabilecek, bıçak sırtında bir ateşkes. Bir tarafta İsrail'i haritadan silme niyetinde bir Hizbullah.. Diğer yanda çoluk çocuğu bile vuran İsrail... Vuruşmasız kaç gün sabredebilirler... Birleşmiş Milletler Barış Gücü 30 yıldır o bölgede görev yapıyor.. Bugüne dek 251 kayıp vermiş. Son olarak İsrail operasyonu sırasında 4 kayıp daha verdiler. CNN televizyonu bölgeye asker gönderecek ülkelerin kayıp vermeye hazır olmalarını söylüyor... CHP Milletvekili Onur Öymen uyarıyor:- Orası izci kampı değil... Savaş alanı... Asker göndermek hangi siyasi amaca hizmet edecek belli değil. Taraflar arasında bir barış ortamı olur siz de barışı teminat altına alırsınız, bu anlaşılır. Ancak öyle bir durum yok. Tam tersine her an çatışma riski var. Bu riski ne adına göze alacaksınız. Eğer risk alacaksanız önce kendi ülkenizi korumak için risk alınız... Büyük ve onurlu devlet başkalarının değil önce kendi halkının çıkarı için savaşır... Türkiye, Lübnan'a asker göndererek bölgede büyük güç olduğu iddiasını sürdürmeliymiş... Ortadoğu yeniden şekillenirken oluşumun dışında kalmamalıymış... Büyük laf mı ararsınız... Bizde en çok ondan var... Hükümet sokakların aydınlatılması için konut ve işyerlerinden vergi alacakmış. Ampule oy veren vatandaş o vergiyi de memnuniyetle verir... Ankara Belediyesi geçen yıllar içinde duman edilmiş Kuğulu Park'tan bir parçayı daha yola eklemeye yeltenince Ankaralılar ayağa kalktı... Kuğulu Park'ta gece nöbetine başladılar... Saldırganı durdurdular... Aklımıza birkaç ay önceki Göztepe mitingi geldi. Anakent Belediyesi'nin Göztepe Parkı'na gereksiz yere cami inşa etme girişimine karşı çevre örgütleri miting düzenlemişti. Bağdat Caddesi'nde on binlerce varlıklı insan yaşar. Oysa mitinge bin kişi ya gelmiş ya gelmemişti. Paraları var ama ruhları ve duyguları yoktu. Ankaralıları kutlarız... Bravo Ankaralılar Türkiye'nin sık sık Ortadoğu'ya davet edilmesi üzerine... Nafi Aykan anlatıyor... Ormanda düğün varmış; düğün sahibi evine kadar gelerek eşeği de düğüne davet etmiş... Eşek "Durun semerimi alayım da öyle geleyim" deyince düğün sahibi gülmüş:- Aman eşek kardeş, düğüne gidiyoruz ne semeri?Eşek oralı olmamış:- Adımız eşek, her ne kadar düğüne de çağırsanız eminim orada da su taşıtırsınız... Düğüne davet... İstanbul'dan feribota binince 2 saatte Bandırma.. Bandırma'dan otobüsle 3 saatte Edremit... Edremit'ten Kazdağları'na doğru tırmanmaya başlayın.. 2 kilometre sonra Mehmetalan Köyü... Oradan da 2 kilometre yukarıda Hızır Kamping... İstanbul'dan topu topu 5.5 saat mesafede... Doğanın koynundasınız... Çevrenizde zeytinlikler... Burnunuzda tertemiz bir hava... Kamping bir kanyonun yamacına kurulmuş... Aşağıda durmaksızın dere çağıldıyor. Gece ağaç evlerde, yumuşak yer yatağında, dere çağıltısıyla uyuyorsunuz... Sabah banyosunu derede oluşan göletteki yemyeşil, tertemiz, buz gibi suda alıyorsunuz... Gün boyu kâh dere kenarındaki hamak ve minderlere uzanıp kitabınızı okuyor, kâh gölete dalıp serinliyorsunuz... Kampingi Hızır Can ve ailesi yönetiyor.. Mutfak işleri Bayan Can'a ait... Sabah enfes bir kahvaltı, akşam aynı derece enfes zeytinyağlı yemekler... Domates, biber, fasulye, zeytin vs. hemen yanı başınızdaki bahçede yetişiyor... Süt ve yumurta çiftlikten. Kimi konuklar yaz boyu mesken tutmuş kampingi... Hani anketlerde sorulur ya:- Şu anda nerede olmak isterdiniz?Hızır Kamping'de bu sorunun tek yanıtı var:- İşte tam burada...Kampingde birkaç gün geçirince şunu anlıyorsunuz ki... İki haftalık bir deniz kenarı tatili dinlenmek için yeterli değil... Kent yorgunluğunun içinde doğa özlemi de var. Bu özlemi gidermek için tatilin bir bölümünü mutlaka doğa içinde, bu tür yerlerde geçirmek zorundasınız... Ücret mi? Komik... Tam pansiyon kişi başına 30 YTL... Hızır'ın telefonu: 0535 27 736 93... Telefon zor çektiği için uzun süre çaldıracaksınız...KÖTÜ HABER: Müteahhit mafyası buraları da gözüne kestirmiş. Mehmetalan köyüne bir baraj ve santral kurulması için sondajlar başlatılmış... Eğer baraj yapılırsa yaklaşık 1 milyon zeytin ağacı ile birlikte bu tür dinlenme mekânları da sular altında kalacak... Doğa bozulacak.. Bölge halkı haklı olarak isyan halinde... Yazık, günah... m.asik@milliyet.com.tr Kazdağları tatili