Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan üçüncü kez halka ve parti teşkilatına “O gazeteleri almayın” çağrısı yaptı...
Başbakan’ın basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırıları bu kadarla bitmiyor...
Kendisiyle ilgili karikatürlere dava açıyor...
Haber ve yorumlara dava açıyor...
Tarafsız haber yazan gazetecileri Başbakanlığa sokmuyor, kendine biat etmeyen yazarları uçağına almıyor...
Devlet radyo televizyonu TRT’yi, tamamen AKP’nin sesi haline getirmiş bulunuyor.
Devlet bankalarından kredi sağlayıp kendine bağlı medya oluşturuyor.
Oysa Başbakan’ın ilk 5 yılında bizim medyayı hatırlayınız...
Çoğu gazete ve köşe yazarları Başbakan için koro halinde:
- Değişti, dönüştü, demokratlaştı, diye yazılar yazdılar...
Muhalefet, statükocu, jakoben, içe kapanmacı... Başbakan ve AKP ise özgürlükçü, demokrat, dışa açılmacı idi...
Medyanın geneli Başbakan’ı yağladı, yıkadı, koltukladı. Onun güçlenmesine, tek adam haline gelmesine destek verdi...
Sonuç: Şekilde görüldüğü gibi... O Başbakan bugün, özgür medyayı yok etmeye çalışıyor..
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, ülkesindeki gazetelere “18 yaşını doldurmuş her vatandaşına bir yıl bedava gazete aboneliği sağlamak üzere” 600 milyon euro’luk paket ortaya koyuyor.
Bizimki “almayın, okumayın”çağrısı yapıyor. Acaba küçük çıkarlar peşindeki yıkama yağlama ekibi şimdi ne düşünüyor?

Haberin Devamı

Korkmayınız...
Anayasa Mahkemesi, önündeki dosyayı 3.5 yıl sonra karara bağladı: Telefon dinlenmesi konusunda Başbakan’a verilen yetkiyi iptal etti. Demek bu yasa da hukuka aykırıymış.
Ne diyordu Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım önceki gün:
“Sakıncalı şeyler konuşmuyorsanız, dinlenmekten korkmayın...”
Peki, iktidar mensupları neden her şeyden korkuyor?
Üstelik halk anti demokrat uygulamalardan korkarken, iktidar mensupları yasalardan korkuyor.
Okurumuz Erhan Düz bakana bir mektup yazmış, şöyle diyor:
“Sayın Bakan... Hırsızlık, uğursuzluk, evrakta sahtecilik yapmadıysanız yargılanmaktan korkmayınız, dokunulmazlıkları kaldırınız.
Yasa ve hukuk dışı iş yapmadık, yapmıyoruz diyorsanız teftiş kurullarından, müfettişlerden korkmayınız. Denetim kurumlarını, yasaları değiştirerek veya alenen çiğneyerek iğdiş etmeyiniz.
Haram yemediğinize eminseniz, sorulacak sorulardan korkmuyorsanız, eliniz temizse, rakip partilerin sözcüleriyle televizyon ekranına çıkmaktan korkmayınız. Tartışmalardan kaçmayınız.
Bunlardan korkmazsanız, halktan da korkmaz, telefon dinleme gibi ayıp şeylere başvurmazsınız...”

Haberin Devamı

İddialı proje...
Cevdet Tellioğlu: “Belediye başkanlığı seçiminde Kadir Topbaş’ın korkacağı rakip, Kemal Kılıçdaroğlu değil benim”, diyor...
Bu iddiasını anlatmak üzere gazeteye gelen Cevdet Tellioğlu, 15 yıldır AKP’lilerin arasında olan bir isim... Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı sırasında onun danışmanlarından biri... Beyaz Masa’yı kendisinin kurduğunu, sonradan başka partilere aynı konuda hizmet verdiğini, son olarak Şenol Demiröz ile birlikte TRT yönetiminde yer aldığını ekliyor.
CHP’nin eksiklerini sıralıyor:
- Deniz Feneri’nin iç edilen paraları dediğiniz zaman AKP’li seçmen, o paraların Gazze’ye ya da bilmem Filistin’e yollandığını sanıyor. Öyle inandırılmış. Bu balonu patlatacak olan benim...
Cevdet Tellioğlu’nun hayli orijinal sayılabilecek projesi “Büyük Aile”adını taşıyor...
Proje Büyük Birlik Partisi’nin dikkatini çekmiş. Anlaşmışlar. Seçim yarışına bu partinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak giriyor...
Tellioğlu’nun projesine göre... Belediye yöresindeki kişi ve işyerlerinin birer hisseyle katılacağı bir büyük şirket kurulacak. Belediye yatırımlarını bu şirket yapacak. Kâr üyelere aktarılacak. Her üyenin bir kartı bulunacak. Belediye dahilindeki tüm benzinci, market gibi işyerleriyle anlaşmalar sağlanacak. Kart sahipleri ucuz alışveriş de yapacak. Sağlanacak fondan fakirlere kaynak aktarılacak. Proje hayli geniş... Buraya sığacak gibi değil...Özünde, İlde veya ilçede oluşan bütün gelirin halka dağıtılmasını öngörüyor.

Haberin Devamı

Çağdaşlık dersi
“İran İslam Cumhuriyeti’nin 30. kuruluş yıldönümü dolayısıyla vereceğimiz resepsiyonda sizi de aramızda görmekten mutlu olacağız.”
CHP Aydın Milletvekili Fatih Atay, birkaç gün önce İran Büyükelçisi Bahman Hossinpour adına gelen yukarıdaki davetiyeyi alınca danışmanı aracılığıyla Büyükelçiliğe resepsiyona eşiyle birlikte katılıp katılamayacağını sordu.
Cevap “Maalesef hayır” olunca, Fatih Atay Büyükelçiliğe şu mesajı gönderdi.
“Eşimle birlikte katılamayacağım bir resepsiyonda bulunmak benim uygarlık, çağdaşlık ve kadına saygı anlayışıma aykırıdır. Bu nedenle resepsiyonunuza katılamayacağımı bildiririm...”

İneklerin boynuna bir simit takmak bu hayvanların verdiği süt miktarını artırıyormuş. Boyunlarına bakliyat torbası takılırsa da aynı sonuç alınabilir, üstelik daha rahat sağılabilirler...
Haldun Ertem

* Kadir Topbaş, Kemal Kılıçdaroğlu için, “Müfettişten başkan olur mu?” demeye getiriyor... Muhallebiciden başkan oluyor da, müfettişten neden olmasın?
Bertan Zülaloğlu