Şike soruşturması dosyasında gizlilik kararı var. Soruşturma ile ilgili olarak İstanbul Başsavcılığı dışında hiçbir makam açıklama yapamaz.
Ne var ki, İstanbul Emniyet Müdürlüğü “19 maçta şike ve teşvik tespit edildiği”ne ilişkin bir açıklamayla yasaları tam ortasından deliyor.
Ayrıca F.B. Başkanı Aziz Yıldırım’ın Emniyet’te çekilen fotoğrafının basına sızdırılması hem CMK’ya hem de özel yaşamın gizliliği ilkesine aykırı... İhlaller Ergenekon’u bile geçti!
Arkadaşımız Fahrettin Fidan AKP’nin hukukçu milletvekili Prof. Burhan Kuzu’ya sordu:
- Yasalara göre gizli olması gereken ilk soruşturmanın bu kadar aleni hale getirilmesine ne diyorsunuz?
- Hoş değil tabii ki. Olmaması gerekir. Ama maalesef oluyor.
- Peki neden oluyor?
- Basın haber için çok bastırıyor. Sonra uzaktan dinleme ve görüntü alma teknolojisi çok gelişti.
- Yapmayın Burhan Bey. En azından Aziz Yıldırım’ın gözaltı fotoğraflarını bu şekilde açıklayamazsınız herhalde. Ya polis ya savcılık dışında kim sızdırabilir ki o fotoğrafları?
- Öyle gibi görünüyor ama elimizde kesin bilgi, belge olmadan...
- İlk soruşturmanın gizliliğini ihlal edenler geçmişte ciddi şekilde soruşturulsa ve hak ettikleri cezalara çarptırılsaydı bugün bunları yaşıyor olur muyduk?
- Benim bildiğim kadarıyla soruşturmanın gizliliğini ihlal gerekçesiyle açılmış yüzlerce, hatta binlerce dava var.
- Doğru ama hepsi de gazetecilere... Ben polis ve savcıları soruyorum.
- Onlar hakkında açılmış davalar da vardır herhalde.
- Bu nedenle mahkûm edilmiş bir tek polis ve savcı hatırlıyor musunuz?
- Bilmiyorum. Ama vardır herhalde!
Diyarbakır’dan...
Demokratik Toplum Kongresi 30 Temmuz’da Genel Kurul kararı aldı. DTK Sözcüsü Cemal Coşkun basın toplantısında, 850 DTK delegesinin hazır olması halinde demok-ratik özerkliği ilan edeceklerini ifade ederek, “Biz hiç çekinmeyiz, ikili hukuku işletmeye başlarız” diye konuştu.
Nedir ikili hukuk? Kısaca, eyalet sistemi...
Diyarbakır milletvekili Altan Tan da şöyle diyor:
- Bu sorun kimsenin keyfine göre değil. Evrensel kriterlere göre tartışılır. Sadece Kürtlerin değil bütün halkların sorunlarını çözelim...
Yani... Yalnız kendilerini değil Lazları, Çerkezleri ve cümle etnik grupları da özgürlüğe kavuşturacaklar!
Şu sözler de Ahmet Türk’e ait:
“Kürdistan meclisini halkımızla (Kürt halkı ile) birlikte kuracağız. Seçilirken söz verdik. Kürt halkımız özgürlük savaşı veriyor. Herkes bu halkın gücünü ve savaşını görecek ve tanıyacaktır.”
* * *
Türkiye’de demokratlar bağımsız milletvekillerinin tahliye edilmemesindeki haksızlığı sıkça dile getiriyor. İktidar partisi bu yüzden suçlama altında. BDP’lilerin öfkesi elbet yersiz değil... Ancak sorunun çözümü için iktidarı demokrasiye davet etmek başka... Bilvesile ülkeyi savaşla, eyalet sistemi kurmakla vs tehdit etmek başka... Bu arada PKK’nın cinayetleri sürüyor... Sokak ortasında insanlar vuruluyor. Bütün bu olup bitenlere iktidar partisinden ses çıkmadığı gibi.. CHP’den de en küçük tepki gelmiyor.
Bu kutuplaşma ve gerilim ülkeyi iyi yere götürmüyor. BDP’nin anlaşmazlıkları çatışmaya dönüştürme çabası ne kendilerine ne ülkeye mutluluk getirir. Bunu da bir an önce anlamaları gerekiyor.
Danıştay
Danıştay’ın yeni başkanı Hüseyin Karakullukçu bir hukukçunun ağzından duymaya pek alışmadığımız sözler sarf etmiş: “Bizim görevimiz idareyle sürtüşme yaratmak değil” demiş... Daha önceki yasakları ön plana çıkaran kararların hatırlatılması üzerine, “Yasak masak yok. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, her şey çok güzel olacak” diye konuşmuş...
Hukukçu Noyan Özkan diyor ki:
“Yaklaşık 25 yıldır gönüllü çevre koruma mücadelesinde son çare olarak idari yargıya başvuran bir hukukçu olarak Danıştay Başkanı’nın demecini garip ve yersiz buldum. AKP hükümetleri 9 yıldır özellikle çevre, özelleştirme ve imar plan değişikliklerine karşı açılan davalardaki kararlar yüzünden Danıştay’a amansızca saldırdılar. Danıştay’ı 9 yıldır hasım olarak gören AKP hükümeti, şimdi başkan nezdinde adeta sütten çıkmış kaşık olmuştur...”
Bir başka deyişle hükümet aradığı Danıştay Başkanı’nı bulmuştur. Bundan böyle haksız tayinler, çevre talanı, imar yolsuzluklarına karşı açılan davalar anlaşılıyor ki idarenin lehine sonuçlanacak. İşimiz zor.
Erdoğan çocukluk yıllarını anımsamış: “Babam çok ceberruttu, ondan korkardım.”
Aradan yıllar geçti, şimdi Başbakan da milleti korkutuyor...
Haldun Ertem
Yeni kabine “deneyim” üzerine inşa edilmiş.
Şeeeyyy... Hangi konuda “deneyim” acaba?
Fahrettin Fidan
Sokaklar
On binlerce genç öğretmen mesleğe başlamak için açık kadro bulamazken... Milli Eğitim’de meğer boş kadro da varmış.
Öğretmen atamalarında boş kadrolara 6 bin 472 kişi atanırken 103 kadro boş kalmış.
Eğitim İş Sendikası’nın araştırmasına göre... Boş kadrolar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği branşına aitmiş. 345 öğretmenin alınacağı branşa yeterli başvuru yapılmadığından 103 kadro doldurulamamış...
Yani... Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeniyseniz mezun olur olmaz işiniz hazır. Yok, başka bir branşın mezunuysanız.. Size iş yok. Ya da işiniz zor.
Sokaklar ve kaldırımlar sizin...
Erdoğan ustalık dönemine geçti.
Ee bundan böyle Başbakan ilk defa bakanlık koltuğuna oturanlara “çekirge’’, onlar da Başbakan’a “usta’’ diye seslenirlerse şaşırmamak gerekir!
Engin Balım