Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın en iyi takımı da olsanız da, eğer bütün futbolcuları geri çeker ve sadece müdafaa yaparsanız eninde sonunda golü yersiniz.
Bir ordu devamlı savunmada kalırsa kaybetmeye mahkûmdur.
Askeriniz vaktini sınır karakollarında saldırı beklemekle geçirirse tabii sürekli şehit verir.
Bir ordu kazanmak için saldırmak zorundadır.
Ne var ki, bizim ordumuza saldırı izni yok. Çünkü Amerika ve Barzani izin vermiyor!
Ankara’daki iktidar ülkeyi korumak için maalesef ABD ile Barzani’nin ağzına bakıyor.
Onları PKK terörürünü bitirmeye zorlayamadığı gibi ordumuzun burnunu sınırdan çıkarmasına izin vermiyor.
Askeri zaaflar yaşanıyor olabilir. Ancak sorumluluğun büyüğü TSK’da değil hükümettedir.
Aksini söyleyenler demogoji yapıyor.
Hükümet Genelkurmay’a: “Git Kandil’deki PKK karargâhını vur, karşına Barzani peşmergesi veya Amerikan askeri çıkarsa çekinmeden meşru müdafaa hakkını kullan. Dağlık bölgenin ötesinde güvenli bölgeyi oluştur” emri verirse Genelkurmay: “Hayır, olmaz” mı diyecek...
* * *
Barzani’nin Ankara ziyaretinde eline liste verilmiş, bu isimlerin yakalanmasına yardımcı ol, diye ricacı olunmuş. Terör böyle mi önlenir? “Sen bu teröristleri temizle yoksa ben temizleyeceğim” diye bir ültimatom vermeye ne zaman cesaret edeceksiniz? Açılım üstüne açılım yapılırken bölge halkının hangi sorunu çözüldü? Açılım sürecinde halkla terörün arası açıldı mı, kapandı mı?
Açılım sürecinde hangi başarı kaydedildi.
Bir başarı kaydedilse sonuç bu mu olurdu? Kimi kandırıyorsunuz?

Haberin Devamı

Soru: “Taş atan çocuklar”ın arkasındaki büyüklere ne denir?
Yanıt: Taşeron...
Haldun Ertem

Mutlu pencere...
İlhan ağabey 1995 yılında kitap fuarının onur konuğu seçilmiş, bir gece düzenlenmişti. O gece için yazdığımız yazıda İlhan ağabeye İranlı şair Füruğ’un şu dizelerini armağan etmişiz:
“Gecenin sonsuzluğundan sesleniyorum ben
karanlığın sonsuzluğundan
Gelirsen benim evime ey sevgilim,
bir lamba getir bana
Ve küçücük bir pencere
Seyredeyim oradan kalabalığını mutlu sokağın..”
O gecenin zabıtlarını Alpay Kabacalı’nın “İlhan Selçuk” adlı kitabında okurken İlhan ağabeyin yaptığı konuşmadaki şu sözler gözümüze çarpıyor:
“Benim jübilesi yapılan futbolcular gibi sahadan çekilmemi kimse beklemesin... Daha çok gol atacağız, çok gol yiyeceğiz... Yenileceğiz, yeneceğiz. Yeryüzünün tarihi halkların iniltileriyle doludur. Her haklı yenilgi tarihin bir sayfasını açar. Bu sayfalar birikir, yenile yenile en sonunda yengiye ulaşır insan. Ve belki bizim ömrümüz de yetmeyebilir, bunu görmeyebiliriz ama biliriz. Tarihsel bilinci olan insan bilir. Olayın bir diğer yanı tarihsel bilinci olan insanın mutlu olmasıdır. Biz mutluyuz.”
İlhan Selçuk kişiliğinde insani değerleri yücelterek onun zenginliğiyle mutlu oldu.
Huzuru tüm insanların mutlu olduğu sömürüsüz, savaşsız, kavgasız bir dünyada aradı...
Hapishaneden çıktığında onu ziyaret ederken topu topu yüz metrekare bir dairede yaşadığını şaşkınlıkla görmüştük.
Kendisi için istediği en çok buydu...
Bir de kuşkusuz; sokağın mutluluğunu izleyeceği bir pencere...

Haberin Devamı

Ömür
Aydın Boysan 90 yaşına bastı
Yeni yaşını dostlarıyla birlikte Çiçek Bar’da kutladı.
Bir televizyon muhabiri o anda aklından geçeni sorduğunda:
- Yaşamaya doyamadım, dedi.
Tiyatromuzun emektar sanatçısı Mücap Ofluoğlu da davetliler arasındaydı.
- Bu daha dünkü çocuk, dedi Boysan için...
- Sen kaç yaşındasın abi?
- Ben 91 yaşındayım...
İki 90’lık da bol bol içtiler. Çiçek Bar’dan yürüyerek çıktılar.
Ama sanmayın ki içkidir onları ayakta tutan.
Hayata hep olumlu bakmak, hep pozitif enerji yaymak, sevinç ve mutluluğu dostlarla paylaşmak, çalışmak, üretmek... Mücap ağabey tiyatrodan bir teklif almış geçenlerde:
- Eşimi henüz kaybettim acılıyım, dedi, biraz vakit geçsin tekrar sahneye çıkacağım...
Uzun ömürler diliyoruz... Nice yıllara...

Haberin Devamı

Çankaya’daki terör zirvesinden ABD ve Barzani’ye “Sınırı tutun” çağrısı çıkmış.
ABD ve Barzani bu çağrıya “kasıklarını tutarak” gülmüşlerdi herhalde!
Fahrettin Fidan

Mazi
İlhan Selçuk Cumhuriyet’e yeni girmiş. Bir yaz günü Yusuf Ziya Ortaç’la sohbet ederek yürürlerken Ortaç:
- Talihlisin, demiş, mazin yok...
İlhan ağabey bu sözün anlamını kavramaya çalışırken Ortaç açıklamış:
- Mazin olsaydı bir tarafını bulup hücum ederlerdi; Babıali’de geçmişin yok ki saldırsınlar...
Geçen zaman maziye dönüştükçe İlhan Ağabey de sürekli saldırıya uğradı...
O cumhuriyetçi, Atatürkçü, demokrat, yurtsever idi.
Liboş tabir edilen liberal faşistlerin kaleminde ise:
Statükocu, militarist, askerci, darbeci...
Özellikle dönekler onun sermaye nimetlerinden yararlanmak için dönmemesini hazmedemediler.
Ona baktıkça aynada kendilerini gördüler.
Biri kitap yazdı, ötekiler fırsat bilip saldırdılar.
İlhan Abi onlarla tek tek dövüştü, kepaze oldular.
Söyledikleri lafın beş paralık değeri kalmadığını bile bile...
Hâlâ konuşuyorlar...

Erdoğan sıkıştıkça
“Terör bizden önce de vardı.
İşsizlik bizden önce de vardı.
Yoksulluk bizden önce de vardı.
Yolsuzluk bizden önce de vardı.
Ekonomik kriz bizden önce de vardı” diyor...
Sizden öncekiler beceriksizliklerine rağmen iktidar koltuğunda 8 yıl oturmamıştı...
Gülhan Elmas