Açık Pencere Tabii 100 metrede bir önünüzü kesen elektrik direklerini saymazsak. Atatürk Bulvarı'nda artık karşıdan karşıya geçmek de bir mesele. Kuğulu Kavşağı ile Amerikan Büyükelçiliği arası neredeyse bir kilometre, ama yayaların karşıya geçebileceği bir tek geçit bile yok. Ya 1.5 - 2 kilometrelik Cinnah Caddesi mi? Yalçın Bayer'in köşesinde Gıyasettin Kösedağ adlı okuyucunun davetini aktaralım:"Sizin aracılığınız ile Sayın Gökçek'i, Cinnah Caddesi'nin herhangi bir noktasında karşıdan karşıya geçmeye davet ediyorum."* * *Melih Gökçek'i önceki akşam Emin Çölaşan karşısında izleyenler Ankara'nın altüst oluşunu da pek yadırgamayacaklardır. Sergilediği bilgi ve mantık düzeyi ile daha iyisini beklemek hayal olur...* * *Karşıdan karşıya geçmek deyince... Bir fıkra... New York'ta bir adam geniş bulvarın karşı tarafına geçmek istiyor, bir türlü geçemiyormuş. Saatlerce uğraştıktan sonra karşı tarafta bir adama avaz avaz bağırarak sormuş:- Hey dostum, sen karşı tarafa nasıl geçtin?- Geçmedim, bu tarafta doğdum, demiş adam. Daha birkaç ay öncesine kadar geniş yaya kaldırımı, kaldırımın kenarında 40 - 50 yıllık ağaçları olan güzel bir bulvardı Ankara'nın Atatürk Bulvarı. Şimdi 40 metre genişliğinde bir otobana dönüştü. O eski kaldırımın yerinde yeller esiyor. Yan yana iki kişi anca yürüyebilir. Bazı gazete ve yazarlar cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde Erdoğan'ı kolluyorlarmış. Din devletinin temelinde onların da harcı olsun bakalım... Milli Takım futbolcularına 200'er milyar lira prim verilecekmiş... Okurumuz Tezcan Bey diyor ki:"Milli Takımı kutlarız. Ama milli görev parayla yapılmaz. Üstelik milli futbolcuların her biri varlıklı. Ülkede okul yok. Okullarda kitap yok, defter yok. Milli futbolcular aldıkları bu primle koskoca bir okul yaptırabilir. Adına da Milli Futbolcular İlköğretim Okulu denebilir... Malatya'da polisler ve ilkokul öğrencilerinin okul yaptırmak için para topladıklarını duydum. Neden Milli Takım futbolcuları aynısını yapmasınlar.." Okul da görevdir 'TBMM Başkanlık Divanı tarafından bu yıl TBMM Onur Ödülü'nün Prof. Dr. İhsan Doğramacı'ya verildiği kamuoyuna açıklanmıştır. Prof. Dr. Doğramacı, Türkiye'de demokratik sisteme ağır bir darbe vuran ve yurttaşlara telafisi olanaksız zararlar veren 12 Eylül Askeri Yönetimi'ne destek olmuş ve anti-demokratik YÖK sistemini kurmuş bir kişidir. Millet adına verilen bu ödülü fevkalade garip ve anlamsız bulduğumu ve protesto ettiğimi, bir yurttaş sıfatıyla bilgilerinize sunarım. Saygılarımla."İmza: Noyan Özkan (Eski İzmir Barosu Başkanı) Arınç'a telgraf... İmaj Radyo'da Sivas olaylarıyla ilgili programda sunucu, bir kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısını okuyor:"Önce ezanı Arapçaya çevirdiler, dinlediniz. Sonra 'Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz' dediler, demokrasi sandınız. Din dersleri zorunlu oldu, kabullendiniz. Yazarları, şairleri yaktılar, şaşırdınız. En sonunda kapınızı çalacaklar, yardım edecek kimse kalmayacak!"RTÜK bu metni "Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden, din, dil, ırk farkı gözeterek halkı düşmanlığa tahrik eden" bir yayın olarak değerlendirip radyoyu 1 ay kapatıyor. Bu konuyu dün yazdık. Yine dün geçen bir habere göre... RTÜK, Ankara'da yayın yapan Denge Radyo ve Radyo Ankara'ya da birer "uyarı" cezası veriyor. Sakıncalı sözler şunlar:"Allah yolunda gereği gibi cihad edin, sizi insanlar içinde bu emanete ehil bulup seçen O'dur? Hesabını soracağız. Keşmir'in ve Filistin'in hesabını soracağız. Kâfirlerden, yapılan bu büyük zulmün hesabını soracağız. Cezayir'in hesabını soracağız. En büyük sloganım bu, zalimler Allah Allah, Allahüekber."RTÜK bu sözlerde "toplumu şiddete teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden" unsurlar görmemiş olacak ki, hafif bir uyarı ile geçiştirmiş!Ne dersiniz RTÜK adaletine? RüTÜK adaleti... Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e atfedilen darbe senaryolarını günlerdir gazetelerde okuyoruz. Birçok yazar bu yazıları tartışmasız kaynak gibi alarak darbe teşebbüslerini kınıyor. Ancak nedense çoğunluk Özden Örnek'in "Ben 1981 yılından bu yana günlük tutmuyorum. Bu iddialar yalandır" açıklamasını görmezden geliyor. Neden? Çünkü her fırsatta askere vurmak modadır. Prim yapıyor. "AB - ABD - AKP koalisyonu" da böyle istiyor. Sömürünün önünü açmak için ulusal güçleri ve TSK'yı tamamen etkisizleştirmek gerekiyor... Üstelik TSK, ABD'nin Kıbrıs ve Kuzey Irak planlarına da boyun eğmiyor. O yüzden TSK'ya karşı sabotajlar artıyor... m.asik@milliyet.com.tr Kumpas işliyor...