Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Erdoğan “Habur anlayışı bitti” diyor...
Nedir Habur anlayışı... Oslo görüşmesinin zabıtları okunduğunda kodları kolayca çözülüyor.
PKK ile anlaşma yapılmış...
Habura gelecek PKK’lıların ayağına savcı ve yargıç gönderilirken...
Tutuklama yapılmaması için yargıya talimat verilmiş.
Nitekim PKK’lılar ellerini kollarını sallayarak ve gösteriler yaparak sınırdan içeri girdiler.
Yargıya talimat verildiği elbet sezilmişti. İçişleri Bakan Atalay’ın Ahmet Türk’e “Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hâkim ve savcılar ayarlandı. PKK’lılar geldiği gibi geçecek” dediği söyleniyordu. Ama bunlar söylentiydi. Kesinlik yoktu...
Oslo görüşmesinde bu durum “resmen tescil” ediliyor.
Bu noktada akla şu soru geliyor:
- Habur’a gönderilen savcı ve yargıçlara talimat veren iktidar acaba özel yetkili yargıç ve savcılara da aynı şekilde talimat veriyor mu? Vermediğini nereden bileceğiz?
* * *
Yalnızca Başbakan değil... Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Avrupa Bakanı Egemen Bağış da ısrarla PKK ile görüşülmediğini söylediler geçen yıla kadar...
Bu iddiada bulunanları “şerefsiz” ilan ettiler.
Böylece kamuoyunu görüşme olmadığına inandırdılar.
Doğruyu söylemedikleri ortaya çıktı.
Deneyimli bir siyasetçi dostumuz şu yorumu yapıyor:
- Siyasetçiler bir konuyu halka aktarmak istemiyorlarsa gerçeğin bir kısmını açıklamayabilirler. Susabilirler. “Yorum yok”, diyebilirler. Ama gerçeğin tersini söyleyemezler. Böyle bir durum mesela ABD’de istifa sebebidir....
CHP Oslo görüşmesinin içeriği ve sonrası hakkında ne düşünüyor? Hiç belli etmiyor!

Haberin Devamı

Şu sıralar savaşa mavaşa kalkışmasak çok iyi olur...
Genelkurmay başkanları ve MİT’in bile rahatça dinlenebildiği bir ortamda savaşı göze almak ancak “çılgın proje” kapsamına girer...
Haldun Ertem

Melih Gökçek, “Ankara’nın suyu Fransız kalitesinde” demiş.
Ah, keşke belediye başkanı da aynı kalitede olsaydı!
Fahrettin Fidan

Artık PKK ile görüşmelerinizi Oslo vs. gibi yerlerde değil, Dolmabahçe de yapın ki, internete düşmeyip, mezara kadar gitsin...
Arman Salepçi

Haberin Devamı

AŞTİ Meclis’te!
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, geçen gün bu köşede “AŞTİ haracı” başlığıyla dile getirdiğimiz “AŞTİ Taksi”ye bağlı şoförlerden her gün 30 lira para kesilmesi olayını TBMM’ye taşıdı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, taksicilerden kesilen paraların nereye gittiğini... Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Keçiörengücü arasında nasıl bir ilişki olduğunu... Belediyenin kaç otoparkının ne zaman, hangi koşullarla Keçiörengücü’ne ihale edildiğini vs. sordu.
Melih Gökçek’in yanıt vermediği sorulara Tayyip Erdoğan’ın yanıt verip veremeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

Mahkûm sevkiyatı
Van’dan İstanbul’a mahkûm götüren cezaevi aracı dün yol üstünde ateş alıp cayır cayır yandı. Araçtaki şoför ve jandarmalar kendilerini dışarı atıp yaralı kurtulurken, kilidi açılamayan bölümdeki 5 tutuklu ve hükümlü diri diri yanarak can verdi.
Yollarımızda her gün sayısız cezaevi aracı dolaşıyor...
Bunların içindeki mahkûmlar hangi koşullarda seyahat ediyor.
Bir mahkûm yakını anlatıyor:
“Ağabeyim uydurma bir suçtan dolayı İstanbul’da gözaltına alındı ve davanın görüldüğü İzmir’e cezaevi aracıyla sevk edildi.
Ağabeyimin bu araçla yolculuğu tam 25 saat sürdü... Çeşitli illere uğrayıp Türkiye’yi dolaşıyor bu araçlar. Kim bilir Van’dan İstanbul’a gitmekte olan bu araç ve içindekiler kaç gündür yoldaydı.. Ağabeyim ‘Ben İzmir’de indiğimde daha 6 - 7 gün yolu olan mahkûm insanlar vardı aracın içinde’ demişti...
Araçta sadece 5 X 10 cm ebadında bir pencere var. Mahkûmları yan yana ahşap iskemlelere oturtuyorlar. Yaslanmalarına imkân yok. Kambur şekilde öne eğik oturuyorlar... Ellerindeki kelepçeler son derece sıkı. Tuvalet ihtiyacı için 25 saatte bir defa durmuşlar ve sadece 5 dakika süre tanımışlar. Yemek için aracın içine peynir ve ekmek atmışlar. Askerler kendileri yemek için mola vermişler ve 1.5 saat sürmüş yemek molaları...
Ağabeyim İzmir’deki mahkemede ilk celsede beraat etti. Çektiği eziyet yanına kâr kaldı. Yanan araçta ölen mahkûmların kimileri de belki çıkarıldıkları mahkemede beraat edecekti. Ne yazık!
O araçların her gün onlarcası Türkiye’yi geziyor. Kimsenin bilmediği, takip etmediği Türkiye’nin sessizce kanayan bir yarasıdır bu mahkûm sevkiyatları.”

Haberin Devamı

Hrant Dink ödülü
Hrant Dink Vakfı’nın bu yılki “Uluslararası Hrant Dink Ödülü”nü Ahmet Altan aldı. Hrant Dink cinayetiyle ilgili en esaslı araştırmayı yapan, ipuçlarını yakalayan, bu yüzden 30 yıla kadar hapisle yargılanan ve şimdi hapiste olan Nedim Şener akla gelmedi. Seçici kurul kendilerini “Hrant’ın dostları” diye tanıtan kişilerden oluşuyor. Ancak verdikleri karar pek Hrant Dink dostluğu taşımıyor.
Dink ailesi de maalesef bu oyun karşısında çaresiz kalıyor...