Neden Afganistan? Çünkü ABD ve İngiltere Afganistan'da çok fena sıkıştı... İngiliz birlikleri Afganistan'da darbe üzerine darbe yiyor. İngiliz kamuoyu ayakta. Blair'e istifa çağrıları yapılıyor. Afganistan'ın güneyinde sıkışan İngiliz askerlerinin yükünü hafifletmenin çareleri aranırken, dünkü Daily Telegraph gazetesinden öğreniyoruz ki akla yine bizim "Memet" geliyor...Daily Telegraph gazetesi, dünkü sayısında, NATO'nun Avrupalı üyelerinden Afganistan'a daha fazla asker katkısı yapmalarının isteneceğini yazıyor...Gazete, Fransa, Almanya, İtalya ve Türkiye ile ülkenin güneyinde muharip görev alacak asker gönderilmesi için görüşmeler yapıldığını belirtiyor.NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ve askeri komutan James Jones'un Afganistan'a gitmesinin ardından Kâbil'de bir diplomat önceliğin 'en tehlikeli bölge olan güneye asker sağlamak olduğu'nu belirtiyor ve şöyle diyor:"Özellikle de Türklere ihtiyacımız var. Çünkü bunun kâfirlerin İslam ile savaşı olmadığını göstermeliyiz."Siz emre amade ve bedava fedailiğe talip bir pozisyon almışsanız... Eloğlunun sıkıştığı zaman ilk sizi hatırlamasından doğal ne var... Hadi bakalım.. Şimdi de Afganistan'a! Lübnan'a asker kararının mürekkebi kurumadan... Türk askeri için yeni bir görevin hazırlığı yapılıyor... Bu defa adres Afganistan... ABD tezkere kararından memnunmuş. Türkiye'deki askerlerinin yan gelip yatmadığını görünce keyiflenmişlerdir. Avrupa Parlamentosu soykırım suçlarımıza iki yeni ek yaptı! Ermeni soykırımına Pontus ve Süryani soykırımlarını ekledi.Acaba AP, Fransa'nın Cezayir katliamını hiç dile getirmiş midir? Elbette hayır... Ellerinde Ermeni, Pontus veya Süryani soykırımları ile ilgili yargı kararı var mı? Hayır.. Ya tarafsız bir araştırma, bilgi belge? O da yok... Peki nasıl ve neden ikide bir tek taraflı suçlamalar altına sokuyorlar bizi? Devlet ve hükümet olarak orada hiçbir ağırlığınız yok da ondan. Ayrıca her şeyi sineye çektiğinizi ve çekeceğinizi defalarca göstermişsiniz. Daha dün... Selanik'te peş peşe iki Pontus soykırım anıtı açılmış... O günlerde Selanik'te bulunan Başbakan en küçük tepki verememiş... Gitmiş Selanik'te Atatürk'ün evinde kendisini eleştiren defter yaprağını yırtarak gündeme bir başka olayı sokmuştur. Eloğlu zayıf(!) yerimizden yakaladı, vurdukça vuruyor. Pontus Meclis'teki son tezkere görüşmelerini televizyondan izlediyseniz Tayyip Erdoğan'ın sık sık salona girip çıktığını fark etmişsinizdir. Nedenini CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu anlatıyor:"Sebep, o sırada dışarıda önemli bir işinin çıkması ya da ihtiyaç giderme falan değil. Kürsüye muhalefetten biri çıkar çıkmaz, sizden öğreneceğim hiçbir şey yok dercesine salonu terk ediyor. Kendi bakanları veya milletvekillerine konuşma sırası geldiğinde içeri giriyor. Demokrasiye tahammülü artık hiç kalmadı, bunu gösteriyor." Sabır... Adı misket ama kendisi oyuncak değil; bomba... Lübnan'da askerimizi bekleyen tehlikelerden biri de işte bu, misket bombası... İsrail'in attığı misket bombalarının, her biri ayrıca patlama özelliğine sahip parçaları patlamamış halde duruyor... Güney Lübnan'da tehlike arz eden yüzlerce patlamamış misketten söz ediliyor. Bölgede hemen her gün bu bombaları ellerine alan çocuklar ölüyor. Acaba Lübnan'a gidecek askerleri misket bombalarına karşı eğitecek zaman bulunabilecek mi? Misket Formula yarışlarında birinciliği kazanan Felipe Massa'ya ödülünü KKTC Cumhurbaşkanı M. Ali Talat'ın vermesi yeri yerinden oynattı. Bu hoş sürprizin perde arkasındaki mucidi TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu topa tutuldu. Oysa ödülü Talat'ın vermesi yönetmeliğe tamamen uygundu. Yönetmelik, "Birinciliği kazanan pilotun kupasını ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ya da FIA Başkanı vermeli" diyor, eğer bu isimler hazır bulunmuyorsa ödülü uluslararası statü sahibi bir ismin verebileceğini söylüyor. Problem yok. Ama birileri kalkıp, "Rezil olduk, yanlış yaptık, bizi Formula yarışlarından atacaklar" diye dizlerini dövmeye başlayınca işler karıştı. Kıbrıs Rum Kesimi bizdeki bu gazete yazılarından bir dosya yapıyor. Dosyayı FIA'nın ekim toplantısında aleyhimize karar çıkması için masaya koyacaklar... Onların ekmeğine bu şekilde yağ sürmek bizim işimiz mi olmalıydı?KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın bu şekilde podyuma çıkarılması dünyada 2 milyar kişiye yönelik muazzam bir propaganda oldu. Eğer KKTC'nin tanınmasını istiyorsak bu hareketi alkışlamalıyız.Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, "Acaba diğer devletler bana ne der?" diye düşünmeden Talat'ı KKTC Cumhurbaşkanı olarak Pakistan'da ağırlarken bizde kimilerinin bunun yarısı kadar yüreklilik gösterememesi utandırıcı olmuyor mu? Teslimiyetçilik bu kadar mı sardı ruhları ve zihinleri? m.asik@milliyet.com.tr Talat'ın kupası...
