Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Alanya Sanayi ve Ticaret Odası, ODTÜlü hoca ve öğrencilerle birlikte, bu şikâyeti giderecek ilginç bir proje üzerinde çalışıyor...Projeye göre... Her şey dahil sistemiyle çalışan bir otelin veya tatil köyünün müşterileri içeri tıkılı kalmayacak. Gün içinde dışarı çıkıp ilçeyi dolaşabilecek, büfelerden alışveriş edebilecek, kafe ve lokantalarda oturup yiyip içebilecek... Turistlerin otel dışında yiyip içtikleri ellerindeki kartlara işlenecek, bu harcamanın bedelini oteller her ay sonu o büfe, kafe veya lokantalara ödeyecek.Böylece bütün ilçe "her şey dahil" sisteminin içine sokulmuş olacak.Alanya Ticaret Odası Genel Sekreteri Servet Ünlü diyor ki:- Alanya, Kuşadası, Bodrum gibi turistik merkezlerinin esnafı bu şekilde "her şey dahil" usulünden gördüğü zararı telafi edecek. Dışarı çıkan turist harcamasını artıracak. Sistem, otelleri de memnun edecek. Çünkü turist otel dışında oteldekinden daha az tüketecek. Turiste gelince; bu sistemden o da memnun kalacak. Çünkü öğlen veya akşam yemeğini kaçırmayayım diye otelde oturmak yerine çevreyi dolaşabilecek... Gezebilecek. Otelin belirli mönüsüne ve damak tadına mahkûm olmayacak. Nereden baksanız, çok yararlı... Turizmde son yılların hem modası hem yaygın şikâyeti "Her şey dahil" sistemi. Turist otele giriyor, sabahtan akşama dek yiyor içiyor, dışarı çıkıp para harcamıyor diye turistik ilçelerin esnafından yoğun şikâyet var... İslam Özel Sektörü Geliştirme Kurumuna üye olan hükümet, "Ticaretin dini olmaz" diyor. O zaman kurumun adında neden "İslam" var? Ramazan başında Sabah gazetesi Engin Akın, Ahmet Örs gibi ünlü gurmeleri (lezzet uzmanı) iftar çadırına göndermiş, iftar yemeğiyle ilgili yorum yazdırmıştı. O gün iftar çadırının önündeki kuyrukta da bir gurme sohbeti oluşmuş... Kuyruktakilerden biri demiş ki:- Gurme diye onlara demezler hemşerim, sana bana derler... - Neden?- Karnımız gurul gurul ötüyor da ondan... Gurme kime denir? Radikal Gazetesi Sanat muhabiri Şehnaz Pak (29), göreve giderken gazetenin aracına kamyon çarpması sonucu hayatını yitirdi. Şehnaz, her gün güle oynaya geldiği gazetemizin önünden dün çalışanların gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. Tanıdık bir ölüm bu... Hepimiz her gün cehalet, görgüsüzlük, magandalık, ihmal ve tedbirsizliğin yarıştığı yolda, teneke arabalar içinde işe gidip geliyoruz... Bu tür ölüme hepimiz adayız... AB adaylığı hayal ama bu adaylık gerçek... Ve bu gerçeği yok edecek kadar uygarlık henüz bu ülkeye gelmedi... Üzüntüyle... Sevgiyle, saygıyla... Şehnazı uğurlarken Bir köşe yazarı artık okunmuyorsa, ya zengin olmuştur ya ünlü, ya da ikisi birden... Yıllardır aynı gazetenin sütunlarını paylaştığımız Nail Gürelinin, "Şu Bizim Medya" adlı kitabından söz etmekte geç kalmış sayılırız ama Nail Ağabeyi anlatmanın vakti geçmiş değil... Gazeteciler Cemiyeti Yayınlarından çıkan "Şu Bizim Medya", günümüz medyasının tartışmalı konularını ele alıyor, o konulardaki ilkeleri anımsatıyor, "doğru"ları ortaya koyuyor. Her medya mensubu ve iletişimci adayı mutlaka okumalıdır...Gazeteciler Cemiyetinin bir önceki Başkanı olan Nail Güreli, meslek titizliğini ve yurttaşlık ilkelerini bütün hayata yaymış örnek bir gazetecidir...Onunla aynı odada çalışmış Nazım Alpman anlatır:- Bir zamanlar Nail Gürelinin "Gür Yayınları" vardı. Yılbaşında tebrik gönderirken kartları yazıp imzalar sonra da gazete idaresine verirdik. Oradan da postaya giderdi. Nail Güreli, Gür Yayınları adına yazdığı üç beş yılbaşı kartını gazetenin idaresine vermez, gider Sirkecide Büyük Postaneden kendisi atardı. Zamanı hep değerli biri olduğu için, "Ağabey, versene şunları da buradan atsınlar" dediğimizde birden ciddileşirdi:"Bunlar Milliyet yazarı olarak gönderdiğim şeyler değil, benim özel mektuplarım, niçin gazete ödesin ki?"Gürelinin, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptığı dönemde de benzer uygulamaları vardı. Örneğin TGC Başkanı olarak kendisine tahsis edilen makam otomobiline sadece Cemiyetle ilgili görevler sırasında binerdi. Katıldığı bir panelin hemen ardından oğlunun nikâhına makam aracıyla değil hemen oracıkta çevirdiği bir taksiyle gitmişti. Altı aylık üst düzey görevle tripleks villaya konanlara sıkça rastlanan bir medya ortamında, Nail Ağabeyin bordrosu, yaşam standardı ve ilkeli meslek yaşamı arasındaki eşsiz uyum iftihar vesilesidir. Gazeteci iyi yaşayan değil, iyi ve doğru yazan adamdır. m.asik@milliyet.com.tr "Şu Bizim Medya"