"Biz Avrupalıyız..." "5 dakikada krizi çözdü..." "Gitti, çözdü, geldi..." "Avrupa yolu açıldı..." "Harika sonuç..." vs...Ne Başbakanın çözdüğü sorunu bizzat kendisinin yarattığını anımsatan vardı, ne bu süreçte Avrupaya "Bunların kafası hâlâ ortaçağda, şeriatçı düşünceyi aşamamışlar" dedirttiğini söyleyen... Ne "Türküz dış müdahale kabul etmeyiz" sözünün nereye uçtuğunu soran oldu, ne de "Zinaya ceza vererek Türk kadınının onurunu kurtaracaktınız, ne oldu bundan vaz mı geçtiniz?" diye sorgulayan...Bir dostumuz telefonda dedi ki:- Boks maçında raunt aralarında boksörün yanında 2 kişi görürsünüz. Biri antrenör diğeri suanyör. Antrenör boksörün hatalarını anlatır, taktik verir, daha iyi dövüşmesi için uyarılarda bulunur. Suanyör ise sürekli havlu sallayarak boksörü serinletmeye çalışır. Boksör ister dövsün ister dayak yesin, suanyörün görevi değişmez. O yalnızca havlu sallayarak boksörü yeller, serinletir, ferahlatır... Bizim basın başarılı bir suanyör olarak görev yapıyor.Ama yalnızca suanyörle maç kazanılmaz ki. Ünlü Yunan tarihçi Heredot, zeytin ve incir ağaçlarının bolluğundan hareketle Egeyi "Dağlarından yağ, ovalarından bal akar" diye tanımlar... Günümüzde yaşıyor olup da dünkü kimi gazete manşetlerini görseydi ne diyeceği belliydi: Medyasından hem yağ akıyor hem bal... Zina konusunda AB ile yaşanan gerginliğin tatlıya bağlanması, Erdoğan yağcısı yazarların asli görevlerine dönebilmesi açısından da olumlu bir gelişme oldu... Haldun Ertem Profesör Ahmet Mumcu, Almanyada Max Planck Enstitüsündeki çalışmalarını sürdürüyor. Geçenlerde bir sohbette bizim zina konusu gündeme gelmiş... Bir Alman hukukçu şu formülü atmış ortaya:- Bizde ortaçağda kadınlara bekâret kemeri takılırdı. Günümüzde elektronik anahtarlı bekâret kemerleri yapmak mümkün. Önerim şu... Türkiyede nikâhta hem erkeğe hem kadına bekâret kemeri takılsın. Erkeğin anahtarı kadında, kadının anahtarı erkekte bulunsun. Böylece çiftlerin ömür boyu birbirini aldatması mümkün olmaz. Zina konusu da kendiliğinden çözümlenmiş olur! Bekâret kemeri... Samsunda el ele tutuşan gençleri ikaz eden ahlak zabıtası, onlara "Ağabeylik" yapıyormuş. Belki de kıskanıyorlardır... Bakanlar Kurulunun geçen ay verdiği kararla üniversiteyi normal süresinden bir yıl gecikmeyle bitiren öğrenciye yüzde 50, 2 yıl ve daha fazla gecikmeyle bitiren öğrenciye yüzde 100 zamlı harç uygulanıyor...Avukat Can Anadol anlatıyor:- Kızım Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinde 3 yıl kaybetti. Fakülte 6 yıl. Kızım şu anda 5inci sınıfta. 6 yıllık süreyi 2 yıl geçtiği için yüzde 100 zam uygulanıyor. Diğer öğrenciler 517 milyon lira harç öderken biz 1 milyar 34 milyon TL ödüyoruz. Önümüzdeki yıl da yine böyle yüzde 100 zamlı ödeyeceğiz.Bu sizce adalet mi? Bu sizce adalet mi? Bodrum Gündoğan koyundaki Tropikano Otelin turistleri hasta edip ülkelerine öyle gönderdiği konusunda Hollanda Televizyonu ikinci kanalında program düzenlendiğini, yüz binlerce kişiye Türk turizmi aleyhine propaganda yapıldığını dün yazdık. Turizm Bakanlığı ciddi bir denetim yapmadığı için turizmimiz kazıktan raylar üzerinde yürüyor ve kimi zaman böyle bir tek kötü örnek yüz binlerce turisti ülkemizden kaçırıyor. Konuyla pek çok okurumuz ilgilendi, her zaman olduğu gibi Turizm Bakanlığından ses çıkmadı. Gündoğandan okurlarımız, koyda, Tropikanonun karşısında yer alan bir otelin de atık suyunu denize verdiğini bildirdiler. Bu tür tesislerin sorumsuzluğu ile kimse ilgilenmez, sonra günün birinde turist azaldığı zaman esnafımız ve turizmcimiz oturur, "Turist gelmiyor" diye ağlar... Biz böyleyizdir... Hollanda Televizyonunda yayımlanan Radar adlı programın içeriğini okumak ve programı izlemek isteyen okurlarımız "http://www.trosradar.nl/?url=PHP/news//728" adresine girebilirler.Bu adreste programın video çekimi de yer alıyor... Tropikano Aşk kaçmaktan çok kovalamayı severGörmekten çok özlemeyiDokunmaktan çok düşlemeyiVe aşk öyle haindir kiNerde imkânsız varsa onu sever. Aşk üzerine m.asik@milliyet.com.tr Özdemir Asaf
