Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

PKK, sadece son iki ayda 23 kez saldırıda bulunmuş, bu saldırılarda 26 askerimizi şehit etmişti. Şemdinli’deki son saldırıyla şehit sayımız bir anda 36’ya çıktı. Beylik mesajlar birbirini izliyor.
Bu mesajların en ilginci TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’den geldi. Dedi ki Şahin:
“Bugün verdiğimiz 8 şehidimizle ilgili ben Genelkurmay’dan tatmin edici bir açıklama bekliyorum. Kamuoyu da bekliyor.”
Kamuoyunun Genelkurmay’dan tatmin edici bir açıklama beklemesi hakkıdır. Genelkurmay da o açıklamayı en kısa zamanda yapmalıdır. Bu tamam. Tamam olmayan devlet protokolünün 2. sırasında bulunan bu zatın terörün ve şehit olan askerlerin faturasını sinsi bir üslupla sadece Genelkurmay’a çıkarmaya kalkması... Siyasi iktidarın sorumluluğunu görmezden gelmesi... Hükümeti sorumluluktan kurtarmak uğruna askerle halkı karşı karşıya getirebilecek sorumsuz bir tavrı göze alabilmesidir.
Bir yandan terör sadece asayiş sorunu değildir, ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik boyutları da olan bir sorundur, diyeceksiniz... Ama 8 yıldır iktidarda olan partiniz o ekonomik, sosyal, kültürel boyutlar konusunda hiçbir şey yapmayacak. Tam tersine, “açılım” diyerek yangına körükle gidecek... Teröristleri umutlandırıp terörü azdıracak... Beşerli onarlı şehit haberleri gelmeye başlayınca bu defa bir kenara çekilip faturayı tek başına Genelkurmay’a çıkaracaksınız... Bu tavrınız hangi sorunu çözer? Hangi acıya çare olur?

Haberin Devamı

Soru: İktidara göre “adil yargı” nedir?
Yanıt: İktidarın sevmediklerini tutuklayıp içeri atan yargı...
Haldun Ertem

Misbah Muhayyeş
Geçenlerde bizim “Mırmır”ı kısırlaştırdık. Erkek kedinin kısırlaştırılması dişiye göre daha kolay. Buna rağmen hayvan ateşlendi. Bir gece hiç kımıldamadan yattı. Ölecek diye fena halde üzüldük. O zaman aklımıza Misbah Muhayyeş Bey ve kedisi geldi...
Misbah Bey’i, Metin Ergin “İşte Biz Böyleyiz” adlı kitabında anlatır:
Misbah Bey Beyrutlu bir milyoner... Atatürk’le Birinci Dünya Savaşı yıllarında Suriye’de tanışmış. Cumhuriyet sonrası İstanbul’a gelmiş, Vagon Li şirketinden Milli Emlak’a devredilen Pera Palas otelini Atatürk’ün de tavsiyesiyle satın almış.
Misbah Bey kimsesiz, yalnız bir adam. Tek dostu siyah beyaz renkli kocaman kedisi.
Metin Ergin sık sık Pera Palas’a uğruyor. Misbah Bey’le sohbet ediyor. Kedisine de mültefit davranıyor. Gazetecilerden hoşlanmayan içine kapanık bu zat, sırf kedisini sevdiği için Metin Ergin’e yakınlık duyuyor. Metin Ergin:
- O adam yaşı 15’i geçmiş 19 kiloluk kediyi nasıl severdi bonfile ile nasıl beslerdi anlatamam, diyor.
Nihayet bir gün kedi ölüyor... Sene 1954... Misbah Bey odasına çekiliyor. Kimselerle görüşmüyor. Ve çok geçmeden odasında ölü bulunuyor.
Teşhis: Dairesinde kafasını duvara vurarak intihar etmiştir...
Karun gibi zengin ama yalnız bir adamın dramı, tek yoldaşı olan kedisiyle birlikte bu şekilde noktalanmıştır.
NOT: Misbah Muhayyeş’in mirası kimseye mutluluk getirmemiş, Uzan ailesi tarafından satın alınan görkemli yalısına da TMSF el koymuştur.

Haberin Devamı

Şehit
Hakkâri’den gelen 11 şehit haberiyle, güneşli günün ortasına karanlık çöktü. Ülkenin ocağına bir kez daha ateş düştü. Hakkâri gibi önlemlerin en yoğun olması gereken bölgede 11 şehit... Elbette bir askeri zafiyet söz konusu... Ama hepsi bu kadar mı?
Kendi ordusuyla mücadele eden, emeklisi ve muvazzafıyla subaylarını hapse attıran, geçmişte terörle mücadele etmiş askerlere adeta özel ceza uygulayan bir siyasi iktidar, ordusunda motivasyon mu bırakır?
Siyasi iktidar olarak bir yandan PKK ile mücadele edeceksiniz bir yandan kendi ordunuzla? Akıl mantık alır mı böyle şeyi?
Okurumuz mesaj çekmiş soruyor:
“Başbakan neden ekranlara çıkıp bağırmıyor? Bülent Arınç niçin çıkıp TV’de ağlamıyor? Niçin millet Taksim’e çıkmıyor? Niçin ellerde bayraklar sokaklara dökülmüyor? Bu şehitlerimizin değeri Gazze yardımında şehit olan insanlarımızdan daha mı az?”
Maalesef şehitler de ikiye ayrılmıştır artık. Acılı ailelere başsağlığı diliyoruz. Tabii çocukları Güneydoğu’da askerlik yapan ailelere de sabır ve metanet...

Haberin Devamı

72 emekli diplomat yaptıkları ortak açıklamada, “Perakende açılımlarla dış politika yürümez” demiş.
Zaten yürümüyor ki!
Fahrettin Fidan

AKPKK
Kürt açılımı ilan edildi. Mahmur Kampı ve Kandil’den gelen 34 kişi geçen ekim ayında Habur’da törenle karşılandılar. Savcı ve yargıç ayaklarına götürüldü. PKK’lılar bir otobüsün tepesine çıkıp zafer turu attılar. Aradan 8 ay geçti. Açılım fiyaskoya dönüştü. Bu defa hatayı telafi için tutuklamalar başladı. 8 ay önce Habur’dan zafer işaretiyle girenler şimdi tutuklu. Bu neyi gösteriyor? Bir; AKP’nin ilkesizliğini... İki; adli yargının Adalet Bakanlığı’nın emrinde olduğunu... Hükümet dokunmayın deyince yargı dokunmuyor, dokunun deyince dokunuyor.

Çivi
Yargıtay 11. Ceza Dairesi İlhan Cihaner dosyasının mahkemece kendisine gönderilmemesi üzerine CD üzerinden inceleme yaptı. Bütün sanıkları tahliye etti. Radikal gazetesi olayla ilgili şu başlığı attı:
“Bakalım daha neler olacak?”
Ve hemen altında şu yorumu yaptı:
“Hukukun çivisi çıktı”
İlhan Cihaner tarikatlarla uğraştığı için birtakım kuşkulu gizli tanıkların şikâyetiyle tutuklandığında... Dosya Yargıtay’ın talebine rağmen bir türlü Ankara’ya gönderilmediğinde... Bir başsavcı yok yere 4 ay hapis yatırıldığında hukukun çivisi çıkmıyor. Yargıtay bir adaletsizliği düzelttiğinde hukukun çivisi çıkıveriyor. Ne ilginç bir hukuki yorum!