Emekli orgeneraller, Tuncer Kılınç ile Kemal Yavuz evlerine baskın yapılarak gözaltına alınıyor... Polislerin arasında, kameraların önünden geçirilerek emniyete götürülüyor, İstanbul’da savcılık sorgulamasına alınıyorlar. Teşhir edilerek gözaltına alınma biçimleri suçlu olduklarına ilişkin elde güçlü kanıtlar bulunduğu izlenimi veriyor.
Ergenekon davasının suçları aydınlatmaya değil, laik ve cumhuriyetçi kesimlere gözdağı vermeye yöneldiği kanısı artık yerleşti.
O yüzden TSK içinden tepkiler geliyor...
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları Genelkurmay’da gece toplantısı yapıyor.
6 saat süren bu toplantının ertesi günü Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Başbakan Erdoğan’ın konutuna giderek programda olmayan bir görüşme yapıyor.
Emekli orgeneraller Kılınç ve Yavuz ile Albay Göktaş ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, savcılıkça serbest bırakılıyor.
Serbest bırakan da üç gün önce bu isimleri dünyaya teşhir ederek gözaltına aldıran da aynı savcılıktır.
Arada ne olmuştur da hava bu kadar değişmiştir.
Kuvvet komutanları toplanmış, Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Başbakan Erdoğan’la görüşmüş, TSK mensuplarına yönelik hesaplaşmalara son verilmesini istemiştir.
(Kendisini daha önce bu davanın savcısı ilan eden) Başbakan araya girince rüzgâr aniden tersine dönmüştür...
Başbakan gerçekten başsavcı konumunda görünmektedir.
Ancak hem kendileri hem Adalet Bakanı bu davanın siyasal olmadığı yolundaki şarkılarına devam etmektedir.
Yüksek beyanları çok da inandırıcı olmaktadır.
Eski Emniyet Müdürüİbrahim Şahin, Susurluk davasında “Hafızamı
kaybettim” dediği için serbest bırakılmıştı. Şimdi de “Ben aslında hafızım” desin, hemen salıverilir...
Haldun Ertem
Erdoğan, balyozlanan zırhlı makam aracını Ergenekon savcısı Öz’e tahsis etmiş.
Savcılar arası dayanışmaya güzel bir örnek...
* * *
Prof. Yalçın Küçük’e emniyetteki sorgusunda 4 kez “Türk müsün?” diye sorulmuş.
Duyan da sorguyu Amerikalılar falan yaptı sanır...
Çocuk yemedi...
Başbakan - malum seçim yatırımı niyetiyle - Ankara’da bir aileyi ziyaret ediyor. Evin küçük çocuğuyla arasındaki diyalog:
Erdoğan: Çok başarılıymışsın, biz de seni İngilizce kursuna gönderelim...
Eyüp Can: Teşekkür ederim, gerek yok.
Erdoğan: O zaman sana krampon hediye edelim.
Eyüp Can: Gerek yok sağ olun.
Erdoğan: Peki o zaman derslerine yardımcı olur sana bir laptop hediye edelim.
Eyüp Can: Teşekkür ederim, istemem.
Erdoğan: Sen de hiçbir şey istemiyorsun yahu, o zaman seni özel okula gönderelim bari...
Eyüp Can: Gerçekten teşekkür ederim. Arkadaşlarımdan ayrılmak istemem. Siz bana sadece bir imza verin yeter.
Çocuk AKP’nin yaydığı sadaka ve rüşvet kültürüne kapalı demek ki... Aferin...
Silahların gölgesi
Yarbay Mustafa Dönmez’in Sapanca’daki dağ evinden sonra Ankara Yenikent’te virane bir evin bahçesinde yine onun tarafından gizlendiği sanılan bir cephanelik ortaya çıkarıldı.
Genelkurmay dün Yarbay Mustafa Dönmez’in tutuklanarak Mamak Askeri Cezaevi’ne konulduğunu, hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Umarız soruşturma çabuk biter, mühimmatla ilgili sır perdesi ortadan kalkar.
Televizyon ekranlarında önceki akşam sıkça belirtildiği gibi... Bu silahlar, özel durumlarda ülke savunması amacıyla kullanılmak üzere TSK’ya bağlı kimi birimlerin bilgisi dahilinde saklanmış da olabilir... Kimi karanlık ve caniyane amaçlara yönelik depolama da olabilir. Dileğimiz soruşturmanın sağlıklı yürümesi ve sonucun kısa sürede açıklanmasıdır...
Bu arada kimileri soruşturma sonucunu falan merak etmiyor... Teşhisi koydular. Onlara göre Ergenekon’un silahları bulunmuş olup bu da tutuklamaların ne kadar doğru olduğunu göstermektedir!
Kim bunları yazıp çizenler? Bu davadan sağlıklı bir sonuç çıkmasıyla falan ilgilenmeyip cumhuriyetçi, bağımsızlıkçı, laik kesimleri karalamak ve hapis yatırmak hırsıyla dopdolu sırtlanlar...
Buluntu silahlara gelince... Geçmişte genel olarak kontrgerilla diye ifade edilen, yurt savunması amacıyla kurulmuş ancak amacından saptırılmış bir örgüt, faili meçhul cinayetler işledi, aydınları katletti, darbelere ortam hazırladı. Bu karanlıkların aydınlatılmasını en başta bu ülkenin demokrat ve yurtseverleri isterler. Ne var ki, Ergenekon davası bu yönde ilerlemiyor. İngiliz Guardian gazetesinin de yazdığı gibi “AKP muhaliflerine yönelik bir cadı avı” niteliği ağır basıyor davanın. Tartışma burada. Sorun, bazılarının gerçeği tersyüz etmesi ya da görmek istememesinde...
* Ergenekon kazısında arkeolojik eser bulunmuş.
Agarta dönemine aittir...
Temel, Kurban Bayramı’nda İdris’e sorar
- Ne kestiniz İdris?
- Biz vejeteryanız, ağaç kestik.