AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, geçen gün Meclis Başkanlığına bir yasa teklifi verdi. Bu teklif, tüm kamu görevlilerinin (bu arada üst düzey gazete yöneticilerinin) malvarlıklarının internet yoluyla kamuoyuna açıklanmasını öngörüyor. TBMM, her milletvekiline bir internet sitesi açmış durumda. Yalçınbayır, kendi malvarlığını kendisine ayrılan sitede açıklamış. Diğer üyeleri de açıklamaya davet ediyor... Milletvekilleri, kanunun çıkmasını beklemeden malvarlıklarını açıklayabilerler. Hodri mallar... AKP iktidara gelmeden önce ekranlarda günaşırı laiklik tartışmaları yapılırdı. İkinci Cumhuriyetçi adı verilen döneklerle İslamcılar masanın etrafına dizilir, Cumhuriyeti ve laikliği çekiştirirdi... Türkiyedeki laikliğe Askeri laiklik, Militan laiklik, Agresif laiklik, Çağdışı laiklik, Otoriter laiklik, Negatif laiklik gibi adlar takılır, günün büyük keşfi "laikçi" deyimi kahkahalarla tamamlanırdı.Bugün din ile siyaset çorba oldu, yurt sathında hemen her gün laikliğin çiğnendiği bir olay meydana geliyor... Ne var ki ekranlarda "laiklik" hiç tartışılmıyor. Neden? Çünkü ayaklar suya erdi, dinciler iktidara geldi. O demokrasi ve çağdaşlık adına yapılıyor izlenimi veren laiklik tartışmalarının aslında mevcut laik düzeni aşındırmak ve dincilere alan açmak için düzenlendiği acaba şimdi olsun anlaşıldı mı? Laikçiler onlardı İçişleri Bakanı, "Kapkaçta eşkâl yok" demiş! Eşkâl olsa ne olacak. Eşkâli belli hortumcular hapiste mi? herkes kırılamazbazen ipince dal olmak gerekirkırılmak içinAma dünya kütüklerin...ağlayamaz herkesağlayabilecek kadar büyümek gerekirDünya ise küçüklerin...sevemez herkesbir orman olmak gerekir sevmek içinBak ki dünya çöllerin...Ve vakur bir damla olmakdalga içinkatılmak okyanusa aşk için, isyan için! Teğet Siyasi gözlemlerine değer verdiğimiz okurumuz Dr. Seda Türköz, CHPde kurultay öncesini farklı değerlendiriyor, bakınız ne diyor:"... Baykal - Sarıgül kapışması, daha önce yaşananlara benzer basit bir liderler kapışması değil... Bu ABDnin DSP - 2 operasyonu... Cumhuriyetçiliğin ve ulusalcılığın son kalesi CHPyi lağvetme, Mustafa Kemal çizgisini tarihe gömme operasyonudur... ABDnin Ukraynada düzenlediği "Turuncu Devrim"e çok benziyor. Tek farkla ki çapı küçük ve tek parti ile sınırlı...Amerika, ana muhalefet partisi CHPnin, Kıbrıs, AB, Irak politikalarındaki ulusalcı çizgisinden hep rahatsız. CHP, ABDnin her iki tezkeresinin de önüne dikildi. Mart tezkeresinin reddinde başrolü oynadı. CHP, AKP iktidarının AB sürecinde Kıbrıs başta olmak üzere vereceği tavizlere de baş engeldir.Türkiyeyi "ılımlı İslam" modeline sokmayı ve Büyük Ortadoğu Projesinde istediği gibi kullanmayı planlayan ABD, bu projelerinin önünde de en büyük engel olarak CHPyi görüyor...Washington, DSPyi Kemal Derviş eliyle bölmüş, Derviş sol ittifak diye diye demokratik solu parçalamıştır. Ne var ki, CHPyi bölmesi mümkün olmadı. O yüzden şimdi Mustafa Sarıgül devreye sokuldu.CHPnin bu kurultayı, o nedenle tarihsel öneme sahip... Bu kurultay, Sayın Sarıgülün iddia ettiği gibi "Baykala evet mi, hayır mı?" kurultayı olmayacak bence... Bu düpedüz "Amerikaya evet mi, hayır mı?" kurultayıdır.Tabii ki işlerin bu noktaya gelmesinde Baykal ve ekibinin çok büyük hataları var. Baykala çok kızgınım. Ama şu andaki arayış Baykaldan daha iyi bir liderin değil, halka hâkim olurken ABDye teslim olacak bir liderin arayışıdır. CHP, Baykaldan iyisini bulmadan Baykalı gözden çıkarmamalıdır.CHPliler partiyi ABDye teslim etmemelidir." m.asik@milliyet.com.tr "Baykal neden kazanmalı?"