Türkiye'nin ilk yüzer sergisinin hikâyesidir bu... Fikir, Manisa Mebusu Mazhar Müfit Bey'indir. Gazi Mustafa Kemal çok olumlu karşılar. Gerekli emri verir. Proje 1926 yılında hayata geçirilir. Hollanda yapısı Karadeniz gemisi Haliç'te sıkı bir tadilattan geçirilir. Gemi bir "seyyar sergi" olacak, Batı'nın limanlarını dolaşacak, Modern Türkiye'yi ve Türk ürünlerini Avrupa'ya tanıtacaktır.O günlerin Türkiye'sinin ürünleri gemiye doldurulur: Hacı Bekir Lokumu, Krem Pertev, Tekel ürünleri, halılar, kehribar tespih ve ağızlıklar, Beykoz kunduraları, Bursa ipeklileri, tiftik, haşhaş, kereste örnekleri vb... Albay Zeki Üngör yönetiminde 48 kişilik Riyaseti Cumhur Senfoni Orkestrası... Bal Mahmut, Vala Nurettin gibi yazarlar.. Genç sanatçılar... Çevirmen olarak Robert Kolej'i öğrencileri ile tüccar taifesi tekneye doluşur.Gemi 185 yolcusuyla haziranda yola çıkar... Mustafa Kemal, Mudanya'da gemiye çıkar, gezer, herkese iyi yolculuklar diler. İlk durak Barcelona... Peşinden Marsilya, Le Havre, Amsterdam, Londra, Hamburg, Leningrad vs... 12 ülkede 16 liman ziyaret edilir... Perdede gördük; hemen her limanda binlerce kişi ziyarete koşuyor, gezip görmek için millet birbirini eziyordu. Fransa'da gazeteler; "Bizim neden böyle bir yüzer sergimiz yok" diye soruyordu...Riyaseti Cumhur Orkestrası'nın Hollanda'da verdiği konser 8 bin kişi tarafından izlenir...Ziyaret ettiği limanlarda gönülleri fetheden Karadeniz, 86 gün denizde kaldıktan sonra yurda döner... Hollanda'da yaşayan yapımcı Gülay Orhan uzun bir arşiv çalışması yapmış... İngiliz ve Rus arşivlerinde geminin ziyaretiyle ilgili filmler bulmuş... Garanti Bankası ve Hollanda Kültür Fonu'nun maddi desteği ile Yönetmen Soner Sevgili çok hoş bir belgesel meydana getirmiş...Filmi izlerken hüzünlendik... Ata'nın o günkü vizyonu müthişti... Yarınlar için ne güzel, ne ileri hamleler düşünmüştü. Belli ki düşlediği Türkiye bugünkü değildi... Bu hafta özenle hazırlanmış çok güzel bir belgesel izledik, "Seyr - i Türkiye: Karadeniz" Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı sorusuna: "Ben biliyorum ama açıklamam" demiş! Açıklamadığına göre bildiği pek hayra alamet değil galiba... Bandırmaspor - Denizli maçında taraftarlar karşılıklı tezahürat yapıyormuş:- Bandırma... Bandırmaaa...Denizli taraftarı cevap veriyor:- Bandırcez... Bandırcez...Cumhurbaşkanlığı konusu giderek böyle bir inatlaşmaya doğru ilerliyor.Çünkü AKP'nin Türkiye Cumhuriyeti'ni İslam rejimine dönüştürme misyonuyla yüklü olduğu artık iyice berraklaştı. Cumhuriyete bağlı yurttaşların da bu ABD ve AB destekli din devleti taşeronlarına pabuç bırakmaya niyetleri yok...İnatlaşma o yüzden artıyor...İlginçtir... Türban konusunda muhalefet ile mutabakat arayan Tayyip Erdoğan nedense çok daha önemli olan cumhurbaşkanlığı konusunda mutabakat falan aramıyor. Belli ki sahip olduğu dış desteğe fazlasıyla güveniyor.Demokratlar ise "Çankaya giderse cumhuriyet de gider" gerçeğinin bilincinde.Ortam o yüzden gerilecek... İnatlaşma artıyor Erdoğan, "Götürecekse bizi, halkımız götürür" demiş. * * * Evet genellikle öyledir... Götürür ve yerine, "götürecek" başka birilerini getirir... İzmir'de boşanma oranı ülke ortalamasının 2 katıymış. Alın size, İzmirli kızların güzelliğine yeni bir kanıt daha... Olayı Ankaralı okurumuz telefonda anlatıyor:"Evim Küçükesat'ta... Bir süredir bizim semtte sayıları giderek artan ilginç isimli dernekler türemeye başladı. Esat Caddesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Nene Hatun Caddesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Bülten Sokak Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği bunlardan birkaçı... Geçenlerde bizim kapıcı, acil ilaç yardımına ihtiyaç duyan bir yakını için yukarıdaki yardımlaşma derneklerinden birinin kapısını çalmış... İlgi görmemiş... Hatta biri ters ters de bakmış kendisine. Acaba bu derneklere yardım için ne zamanlar, nasıl başvuruluyor? Yardıma ve dayanışmaya ihtiyaç duyan bir yakınım var da! Dernek Konya Numune Hastanesi'ndeki testis olayı hâlâ tartışılıyor. Ultrason çekmedikleri iddia edilen bayan hekimler ile testisini kaybeden çoban delikanlı yüzleşmiş, delikanlı bayan hekimleri tanımadığını söylemişti. Haber yalan mıydı? Hayır... Uğur Dündar dostumuz aradı. Hanım hekimler ortada görünmediği için delikanlının 21 saat ultrasonunu çekecek erkek uzman beklediğini, testisini bu yüzden kaybettiğini anlattı. m.asik@milliyet.com.tr Testis