Bir konuşma yaptı hayatı değişti, denilebilir mi? O kadar olmasa da 7 yıllık Meclis yaşamında böyle bir ilgi patlamasını ilk kez yaşadığını söylüyor Muharrem İnce... CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin 25.12.2009 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşma facebook, twitter dahil birçok video paylaşım sitesinde izlenme rekorları kırıyor. Ne diyor İnce bu konuşmasında... Mesela:
“2002’de ilk iktidara geldiğinizde, ilk işiniz gömlek değiştirmek oldu, sonra sakallarınızı kestiniz, sonra jeep’lere bindiniz, sonra orman içindeki villalarınızda havuzlarda yüzmeye başladınız...
- 2002’de Türk Telekom Türk müydü? Türktü. Siz bunu Araplara sattınız mı? Telsim’i İngilizlere, Adabank’ı Kuveytlilere, Kuşadası Limanı’nı İsraillilere, araç muayene işini Almanlara, İzmir Limanı’nı Hong Kongluya, Avea’yı ve MNG Bank’ı Lübnanlıya, TGRT’yi Amerikalıya, Süper FM’i Kanadalıya sattınız mı? Sattınız. Çok değil, 2002’de bunlar Türk müydü? Türktü; şimdi bunların hepsi yabancıların elinde.
- Masallarınıza devam edelim: ‘Türkiye zenginleşmiş...’ Bu ülkede 10 milyon yeşil kartlı var, 9 milyon emekli var, 5 milyon asgari ücretli var, 6 milyon işsiz var. Bunlar mı zenginleşti?
- Sayenizde terminoloji değişti, artık teröriste ‘barış elçisi’ diyorlar, profesöre ‘terörist’ diyorlar, tarikatlar ‘sivil toplum örgütü’, sendikacılara ‘dinozor’ diyorsunuz.”
Konuşma videosu şu adreste izlenebilir:
http://www.odatv.com/n.php?n=ince-1701101200
Sarı güvercin
Geçen pazar günü Mustafa Sarıgül’ün İzmir’deki mitinginde havaya salınan sarı renkli güvercinler üzerindeki kavga sürüyor...
Ege’de 21 sivil toplum örgütü güvercinlerin boyanmasını protesto etti.
TDH hareketinin sözcüsü protestolara yanıt olarak:
“Bu güvercinlerin çok çeşitli renklilerinin olduğunu, Antalya Elmalı’dan getirildiğini” bildirdi.
Bu açıklama tartışmaları daha da şiddetlendirdi.
Egeli çevreciler bu durumda güvercinlerin genetiğinin değiştirildiğini bildiriyor ve bu operasyonu protesto ediyorlar.
Çevreci Yazar Ümit Bora ise soruyor:
“İzmir’de Genel Başkan Mustafa Sarıgül’ün elinden havaya uçurulan güvercinler Antalya’daki evcil ortama döndüler mi? Nasıl döndüler? Yoksa bize gelen ihbar telefonlarına göre öldüler ve çöpe mi atıldılar?”
* * *
Mustafa Sarıgül’ün İzmir mitingi sonrası değerlendirmeler sürüyor. Sarıgül’de en çok dikkati çeken AKP’yi çok az, CHP’yi pek çok eleştirmesidir. İzmir mitingi aynı eksikliği anımsatmış olmalı. Mitingi izleyen Cüneyt Ülsever değerlendirme yazısında: “Mustafa Sarıgul rakibinin CHP degil, iktidardaki AKP olduğunu kitle önünde pekiştirmeli” diyordu önceki gün... Fatma Sibel Yüksek, Kent internet sitesinde, daha ilginç bir noktaya dikkati çekiyordu: “Dikkat edin, Sarıgül CHP’den daha fazla AKP’den oy koparabilir.”
Washington’dan dün bize ulaşan haberi de buraya iliştirelim: “Sarıgül şubat sonunda ABD’ye geliyor...”
Malum o tarafın hayır duasını almadan Türkiye’de siyaset yapılmaz!
Anti
Doktorların her fırsatta hastaya antibiyotik yazmasından... Burnu akanın eczaneye koşup antibiyotik istemesinden etkilenen okurumuz Hasan Özyurt kısa bir araştırma yapmış...
Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde ‘Akılcı İlaç Kullanımı’ başlığı altında yer alan bilgileri görmüş. Bakınız bu bilgilere göre dünyada ve Türkiye’de satılan ilaçlar ne kadar farklı:
Dünya
1. Kalp-damar % 19.3
2. Santral SS % 15.8
3. Metabolik % 15.3
4. Antibiyotik % 9.9
5. Solunum S. % 9.3
Türkiye
1. Antibiyotik % 19.0
2. Ağrı kesici % 12.0
3. Romatizma % 11.0
4. Soğuk algın. % 8.6
5. Vitamin % 7.3
Fazla ve gereksiz antibiyotik kullanımı vücutta bir direnç yaratıyor. Bu direnç, gerçekten gerekli olduğu hallerde antibiyotiğin etkisiz kalmasına yol açıyor. O yüzden Batı’da grip gibi hastalıklarda antibiyotik hemen hiç kullanılmıyor. Bizde ise antibiyotik peynir ekmek gibi gidiyor.
Her işimiz sakat...
Erdoğan, “Arabistan ve AB bizim için aynı” demiş.
Burada önemli olan AB’nin bizi ve Arabistan’ı aynı görüp görmediği...
Haldun Ertem
Ağca
M. Ali Ağca’nın kahramanlaştırılması girişimlerine karşı Milliyet gurur verici bir yayın yapıyor... Kimi gazeteler bize uyuyor. Kimileri de bilerek - bilmeyerek yan yollardan yine Ağca’ya çalışıyor. Mesela... Ağca İtalyan gazetelerine “1983’te ortadan kaybolan Orlandi’nin yaşadığını” ileri sürmüş. “Emanuela’yı Vatikan’a götürmeyi umuyorum”, demişmiş... Bu sözlerin inandırıcı tarafını görüyor musunuz? O zaman Ağca’nın Mesih olduğuna da inanıyorsunuz demektir... Tabii onun İncil’de gerekli düzeltmeleri yapacağı sözlerine de... Ağca’yı doğrudan kahramanlaştırmak gibi onun saçmalarını habere dönüştürmek de aynı amaca hizmet eder... Umarız arkadaşlar bu dolaylı reklam hizmetinden bir an önce vazgeçerler.
* * *
Okurumuz soruyor:
“Hiç kimse Ağca’nın dışarı çıkışta onu karşılayan, ya da arabalarla başka yerlere gizli bir şekilde gitmesini sağlayan, takriben 25 - 30 yaşlarındaki kişilerin nasıl oluyor da Ağca’nın arkadaşı olabileceğini sorgulamıyor. Ağca, Abdi İpekçi’yi katlederken bunların hemen hiçbiri doğmamıştı ve bu katil 30 yıldır hapiste... Nasıl oluyor da arkadaş oluyorlar? Bu görüntüler bu işin arkasında hâlâ bir örgüt olduğunu göstermiyor mu?”
İstanbul 2010 Kültür Başkenti gösterisinde havai fişek ve balon gösterileri özellikle beğeni topladı. İlginç olan;
iki gösteriyi de Fransızların düzenlemiş olması...
Cazip Durna
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025