Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan’ın demeçlerini hazırlayan ekibin başkanı Yalçın Akdoğan önceki gün Hürriyet’te kendisiyle konuşan Faruk Bildirici’ye diyor ki:
“Bazen Başbakan çıkıyor bir eleştiri getiriyor veya bir polemik başlatıyor. Kamuoyu sadece bir kişiye eleştiri gibi algılayabiliyor. Aslında o gündemi değiştirmek için yapılmış olabiliyor...”
Başbakan Erdoğan sanılır ki İnönü - Hitler benzetmesini de gündemi değiştirmek için yapmıştır.
Ne var ki bu konuda başarılı olamadı...
Çünkü İnönü, birçok konuda eleştirilse de, Hitler’e benzemez...
İnönü, iktidarı dürüst bir seçimle Demokrat Parti’ye devretmiş, o seçim için:
“Bu yenilgi benim en büyük zaferimdir” demiş adamdır...
Dün akşama doğru TBMM’de parti kapatmayla ilgili anayasa değişikliği maddesi 330’un altında kalınca espriler de bu çizgide oldu. Haluk Koç sonucu:
- İnönü’nün ruhu çarptı, diye yorumladı...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yorumu:
- Parlamento demokrasiye devam kararı verdi..
Deniz Baykal birkaç gün önce:
- Meclis’ten 1 Mart tezkeresindeki gibi karar bekliyorum, demişti.
O ölçüde şaşırtıcı bir sonuç çıktı dün. CHP grubu sonucu sessizlikle karşıladı. Bir zafer havasına girmediler. İlk turda bu maddenin oylamasına 5 BDP’li girmişti. Apo’dan gelen mesaj etkili oldu, bu defa BDP tam kadro dışarda kaldı. Sonucu, oylamada “ret” veren AKP’nin milliyetçi kanadı tayin etti.
Genel kanı... Eğer Anayasa Mahkemesi ve HSYK ile ilgili maddeler de 330’a takılırsa demokrasi kurtulur... Aksi takdirde yargı tümüyle iktidarın güdümüne girecek...
Kritik günlerden geçiyoruz...

Haberin Devamı

Dinleniyor muyum!
Telefonların dinlenmesi, elektronik postaların izlenmesi bir süredir her Türk vatandaşı gibi gazetecilerin de en büyük kuşkusu... Temel bir özgürlüğün ihlali bir yana, böylesi kuşku mesleğin layıkıyla yapılmasını da güçleştiriyor. Dün, G - 9’lar adıyla bilinen 9 gazeteci örgütünün temsilcileri Ankara Adliyesi’ne giderek, savcıya birer dilekçe verdiler. Telefonlarının dinlenip dinlenmediğini, elektronik postalarının izlenip izlenmediğini resmen sordular. Çok sayıda meslektaşımız benzeri dilekçelerle savcılıklara müracaat etmeye başladı.
Hızlı demokratikleşme böyle oluyor demek!

Haberin Devamı

Güvenlik farkı!
Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, bilindiği gibi aynı zamanda 1982 Anayasası’nı yapan Danışma Meclisi’nin de üyesiydi. Arkadaşımız Fahrettin Fidan kendisine 12 Eylül dönemiyle bu dönem arasındaki farkları sordu. Yanıtı:
- İnanın, gerek anayasanın yapım süreci gerekse toplumun ve Meclis üyelerinin o sürece katılımı açısından 1982’deki durum bugünkünden çok daha iyiydi.
- Neden?
- Bugünkü anayasa paketinin nerede ve kimler tarafından hazırlandığını AKP milletvekilleri bile bilmiyor. Anayasa Komisyonu ile Genel Kurul’daki görüşmelerin nasıl yangından mal kaçırırcasına yapıldığını... Milletvekillerinin ne tür baskılar altında oy kullandığını ise gördük, görüyoruz. 1982 Anayasası’nın Komisyon’daki görüşmelerinin 6 ay, Genel Kurul’daki görüşmelerinin aylarca sürdüğünü... Her maddenin uzun uzun tartışıldığını... İsteyen her üyenin özgürce kürsüye çıkabildiğini söylersem zannederim aradaki fark ortaya çıkar.
- O dönem ve şimdi yaşadıklarına gelirsek...
- O dönem de muhaliftim ama hemen her madde üzerinde kürsüye çıkıp konuşabiliyordum. Hiç unutmam bir gün o zamanki Jandarma Genel Komutanı, çok sert konuşuyorsunuz ama pek çok fikirlerinizden de yararlanıyoruz, demişti. Tayyip Erdoğan bugün elinden gelse, beni bir kaşık suda boğar. Şimdilik milletvekillerini üzerime saldırtıyor. Bugün ancak usul tartışması açtırabilirsem kürsüye çıkıp konuşabiliyorum. Ve her kürsüye çıktığımda her an saldırıya uğrama tehdidi altındayım.

Haberin Devamı

Bonfile lezzeti
Bir ihale olacak da içinden nahoş kokular çıkmayacak... Olacak şey değil...
Et ithaliyle ilgili olarak Dünya gazetesinde şu satırlar okunuyor:
“DÜNYA’nın görüştüğü sektör temsilcileri ihale şartnamesinin perşembe günü Et ve Balık Kurumu’nun internet sitesinde yayınlandığını hatırlatarak: ‘İhale için belirlenen süre çok kısa. Perşembe günü internet sitesinde yayınlanan şartnameyi kaç kişi görebilir. Şartnameyi alıp başvurmak için sadece iki gün kalıyor. Çünkü, son başvuru tarihi 4 Mayıs Salı saat 10.00 olarak belirlenmiş. Bu kadar kısa sürede bir ihale yapılıyorsa, ihalenin kime verileceği zaten bellidir’ görüşünü dile getirdiler...”

Hak - İş Başkanı Salim Uslu, “Kimse Taksim’i söke söke almadı. Bu hükümetin iradesidir” demiş.
Buna da şükür! “Biz istemedik, Tayyip Erdoğan zorla verdi” de diyebilirdi.
Fahrettin Fidan