Hedefe Irakta iş yapan yabancı şirketlerin çalışanları, o şirketlere mal taşıyan TIR şoförleri, son olarak da bu ülkede görev yapan gazeteciler eklendi...Zaman içindeki bu hedef kaymasının sonucunda...Direnişçilere olan sempati giderek antipatiye dönüşüyor. Fransız gazetecilere yönelik eylemde olduğu gibi... Müslümanlar Iraklı din kardeşlerine diş bilemeye başlıyor... Desteğini çekiyor.Dünya kamuoyu, işgalci ABDye duyduğu öfkeyi yavaş yavaş unutuyor, direnişçileri terörist yerine koyarak ABDnin yanına geçiyor...George Bush yönetimi rahatlıyor...Iraklı direnişçiler bu kadar aptal mı? İnsan, sonucun aleyhine olduğunu göre göre bu tür eylemler yapar mı? Soruları uzatmadan kafalarda oluşmaya başlayan bir soru işaretini buraya iliştirelim:"Acaba bunları yapanlar gerçekten direnişçiler midir? Yoksa direnişçi görüntüsü adı altında işgalcilerin örgütlediği ve yönlendirdiği birtakım taşaron örgütler mi? Ne dersiniz?" Iraklı direnişçilerin ilk başlardaki hedefi doğrudan işgalci Amerikan askerleriydi. Her gün birer ikişer Amerikan askeri vuruluyor, ABD dünyanın gözünde zaafa uğruyor, Bush yönetimi kendi kamuoyunda güç duruma düşüyordu. Zaman içinde hedefte değişiklik gözlendi... Amerikalılardan çok onların göreve getirdiği Iraklı polisler, askerler, memurlar vurulmaya başlandı... Derken hedef daha genişledi... Yeni TCK yasa tasarısına göre zina suç sayılacakmış! - Durup dururken milletin düzenini bozmasınlar... Bizim millet yasalara karşı gelmeyi sever de... Hasan Tan, 5 yıldır RTÜK Bütçe Muhasebe Daire Başkanıydı, Cengiz Özdiker ise aynı kurumda Araştırma Geliştirme Daire Başkanı... Her iki isim gerekçesiz görevden alındı.Hasan Tanın yerine Bülent Demirel, Cengiz Özdikerin yerine Halil İbrahim Gül getirildi... Kim bunlar? İki yeğen... Birincisi Devlet Bakanı Güldal Akşitin, ikincisi Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün yeğeni... Netice... Kadrolaşmada utanma sıkılma kalmadı, milletin gözünün içine baka baka insanları koltuktan kaldırıp kendileri oturuyorlar... Yeğenlere koltuk! Bir muhafazakâr, bir şeyin "ilk defa" yapılmasına karşı olan kişidir. Bundan tam 60 yıl önce... 1944 yılında... Öğretmen Rıfat Ilgazın Sınıf adlı şiir kitabı yayımlandı... Kitabın kapağı kırmızı, adı Sınıf, yayıncısı Devrim Kitabevi olduğu için... Rıfat Ilgaz tutuklanıp 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Öğretmenlikten atıldı.Rıfat Hocanın 60 yıl boyunca hiçbir kitabı okul kütüphanesine girmedi.60 yıl sonra şimdi... Milli Eğitim Bakanlığının 2004-2005 öğretim yılı için okullara önerdiği yüz kitaplık listede Rıfat Ilgazın "Karartma Geceleri" adlı romanı da yer alıyor. Ne mutluluk... Ama çok geç bir mutluluk! Hababam ülkesi Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği sınavında sorulan ahiret sorularını duymayan kalmadı: "Ahirete inanır mısınız? Kaç kez Kuran okudunuz?" vs.Bu sorularla ilgili CHPli Mustafa Gazalcı bir soru önergesi vermişti. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül önergeye verdiği yanıtta şöyle dedi:"Evrensel düzeyde uygulanan bu bilimsel testin durdurulması veya suallerin değiştirilmesi için herhangi bir sebep bulunmamaktadır"Gerçekten bu testin durdurulması için sebep yok mu?Olduğunu CHP Milletvekili Onur Öymen geçen ay TBMMde gayet açık anlattı. Öymen aynen dedi ki:"...Amerikada, Minnesota testi dedikleri, MPP1 adıyla anılan bu test, 1943 yılında uygulanmaya başlamış ve önce akıl hastaneleri için düşünülmüş, oradaki psikiyatrik tedavi sistemlerinde uygulanmak için düşünülmüş, daha sonra polisliğe alınırken, buna benzer uygulamalarda da, bu test uygulanmış; fakat, belki Sayın Bakana bu bilgi ulaşmadı, bu testin uygulanması Amerikada müthiş bir tepki uyandırmış... Bu test Amerikada iptal edilmiş. O kadar tepki gelmiş ki, devlet bazı yerlerde bu test uygulandığı için dava açan insanlara tazminat ödemek zorunda kalmış. Amerikada Delaware Polis Dairesinde 1998 yılında bu teste giren Donovan Hawkins isimli bir zata 50.000 dolar tazminat ödenmiş..."Bu sözleri acaba Dışişleri Bakanı Abdullah Gül duymadı, dinlemedi mi? Galiba öyle. Ahiret soruları... Yaz bitmeden gelYapraklarım solmadan narlar olmadan gelGün devrilmeden, yeşil erik beyaz örtüye konmadan gel... Yaşarız bu tende bu heves oldukça yarim Coşarız ayın şavkı aşka vurdukça yarim Âşığız sarıştık sarmaşıklar misali Gel gör ki, geçti geçiyor bu yazlar ne hainSöz hiç incitmemİpek şal gibi kayarım omuzlarındanSen uyurken ben Bir nehir gibi akarım rüyalarından Geç kalmış şiir m.asik@milliyet.com.tr