Açık Pencere "Kamu kurumları işçi ihtiyacını Türkiye İş Kurumu'ndan (İŞKUR) karşılamak zorundadır. Bu bir yasal zorunluluktur. Bazı istisnalar dışında geçmiş iktidarlar hep böyle yapmıştır. Ama AKP iktidarına bu yasanın da çiğnendiğini görüyoruz. Örneğin İŞKUR'un internet sitesine girerseniz şu rakamlar karşınıza çıkar: 2004 yılında sadece 14 bin 285 kişi İŞKUR aracılığıyla işe alınmışken aynı yıl tam 69 bin 264 kişi İŞKUR devre dışı bırakılarak dışarıdan alınmış. 2005 yılında İŞKUR aracılığıyla işe yerleştirilen işsiz sayısı 32 bin 753 olurken, kamu kurumlarının İŞKUR'u baypas ederek doğrudan kendilerinin aldığı işsiz sayısı 232 bin 682'yi bulmuş. Yani bu iktidar sadece 2005 yılında yasayı tam 232 bin 682 kere hiçe saymış, çiğnemiş."Kemal Kılıçdaroğlu, bu durumda ne yapılabileceğini de şöyle anlatıyor:"2005 ve öncesinde iş için İŞKUR'a başvuru yapmış olanlar iktidarın bu uygulamasına karşı dava açarlarsa eminim ki kazanırlar ve tazminat alırlar..." Kamu Personeli Seçme Sınavı'nı (KPSS) kazanan yüz binlerce genç dururken iktidarın kamu kadrolarını kendi yandaşlarıyla nasıl doldurmakta olduğunu bir yandan muhalefet milletvekilleri dile getiriyor, diğer yandan biz yazıyoruz. En çarpıcı örnekleri son olarak Elektrik İdaresi Etüd İşleri (EİEİ) ve Toplu Konut İdaresi'nde (TOKİ) görülen bu haksız uygulamanın bir benzerini de eski SSK Genel Müdürü, CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu bakınız nasıl anlatıyor: Soru: AK Parti iktidarında "para" deyince dar gelirli vatandaşın aklına ne gelmeli? Yanıt: Yeşil sermaye ve kara para... DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve kimi parti yöneticileri, Osman Öcalan'a sayın diye hitap ettikleri için 6 ay hapis cezasına çırptırıldılar... Derken Başbakan Erdoğan'ın 7 yıl önce Avustralya'nın SBS radyosuna verdiği demeçte Öcalan'dan iki defa "Sayın" diye söz ettiği ortaya çıktı. Dahası, Başbakan o konuşmasında "Sayın Öcalan düşüncelerinin değil, şu anda almış olduğu kellelerin hesabını veriyor" derken şehitlere de "Kelle" demiş. "Sayın" sözcüğüne dava açan savcılar ne yapacaklarını kara kara düşünüyor olmalı! Sayın ve Kelle... Erol Mütercimler ADD ve CUMOK'un daveti üzerine bugün Ordu'da bir konferans verecek. İlgi duyanlar Kesk Otel'de saat 18.00'de izleyebilir. ADD sık sık bu tür konferanslar düzenliyor. Bir engele rastlanmıyor. Derken bu defa birden ADD Başkanı Kaşif Enginyurt ve 7 yönetim kurulu üyesinden sabıka kaydı, ikametgâh, nüfus sureti falan istendi. Bunların 24 saat içinde temin edilmesi şartı kondu. Neden? Galiba afişlerdeki konferansın adı telaş yaratmıştı: "2007'nin karanlık yüzü"... Ayın karanlık yüzü İki gündür gazetelerde manşet olur diye bekliyoruz... ABD'de önemli bir uzman Ermenilere karşı Türkiye'yi savunuyor. Ama kimse oralı değil...Amerikan Dış Politika Araştırma Enstitüsü (Foreign Policy Research Institution) internet sitesi "www. fpri.org"a girerseniz yazıyı görebilirsiniz. Yazarı Michael Radu... Yazının başlığı "Ermeni soykırım tasarısının tehlikeleri"...Enstitünün Terör Bölümü eşbaşkanı olan Michael Radu, Ermeni soykırım tasarasının Amerikan Kongresi'nden geçirilmesinin sakıncalarını anlatıyor yazısında... Tasarı geçerse Ermeni lobisine tazminat isteme yolunun açılacağını kaydediyor. Ancak onları memnun etme uğruna Amerika'nın hayati çıkarlarının kaybedilebileceğini ekliyor...Daha ilginç olan.. Radu'nun Ermeni soykırım iddialarına karşı tamamen Türkiye'nin tezleri doğrultusunda düşünüyor olması... Ermeni tezlerini anlattıktan sonra ekliyor:"Ancak şu da gerçek ki Ermeni toplumu ve Anadolu'daki Ermeni liderliği Osmanlılara karşı silahlanmış, Ermeni çeteleri Rusya ile ittifak halinde Van'ı işgal ettikten sonra Ermenileri sürme kararı alınmıştır."Yazar, Osmanlı yetkililerinin soykırım suçlusu olup olmadığının tartışılabileceğini kaydettikten sonra ekliyor:- Soykırım belli bir grubun milliyeti, dini, ırkı vs. yüzünden planlı yok edilmesi anlamına geliyorsa... İstanbul'daki Ermeni toplumunun ayakta kalması nasıl izah edilebilir?"Noktayı ise şöyle koyuyor:- Unutulmaması gereken gerçek şudur... 1915 yılında ne olmuşsa Osmanlı yönetiminde olmuştur. Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulmuştur. Türkiye 1915 yılında olanlardan sorumlu değildir...Michael Radu'nun bu yazısı, bedeli neyse ödenmeli, Amerikan basınında ilan olarak yayımlanmalı... Hatta Soros'un beslediği 4 malum üniversitenin kapılarına da asılmalı bizce! Ne var ki ülkenin kendini savunma refleksi tam çalışmıyor. Amerika'dan ses Irak işgalinin 4. yılında ölü sayısı 1 milyona ulaşmış. ABD Kongresi ise 1915'teki soykırım iddialarıyla uğraşıyor... m.asik@milliyet.com.tr