Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan, bu yıl öneriye bir parlak buluş daha ekledi: Otomobil plakası sınırlandırılsın...Neden? Çünkü trafik dayanılmaz bir hal aldı... Çünkü kent tam anlamıyla tıkandı.Toplu taşımacılıkta ilerleme yok.. Deniz yolu kullanılmıyor... Kentin merkezden dışarı taşınması için ciddi bir plan ve politika yok. Tam tersine, şehirde ne kadar arsa varsa üzerindeki imar izni artırılıyor... Her tarafa gökdelen inşa ediliyor... İstanbul ve diğer iki büyük kenti kurtarmak için önce nüfus artışını durdurmak gerekiyor. Peşinden Anadolu kentlerini yaşanır hale getirmek lazım... Nedense bu tür ciddi önlemler kimsenin aklından geçmiyor. Uygulamalar tam tersine kenti tıknefes etme yönünde...Bu konunun uzmanları var ülkemizde. İlgili meslek odaları var. Sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler var. Bu konularda kafa kafaya verilirse ciddi önlemler geliştirilebilir. Ne var ki bunlar ciddiyet, enerji, vizyon istiyor... İstanbul'a vizeyle girilsin önerisi Turgut Özal'ındı. Rahmetli bu parlak fikri gündemi değiştirmek istediği zamanlarda ortaya atar, sonra geriye çekilir, bıyık altından gülerek basındaki tartışmaları izlerdi. Tayyip Erdoğan aynı taktiği güdüyor. Bir iki yılda bir "İstanbul'a vize ile girilsin" önerisini ortaya atıp lafıyla eğleniyor... Başarım çok zeki olduğumdan değil, problemlerin üzerinde düşündüğümden... Başbakan Erdoğan'ın avukatları son olarak gazeteci Tuncay Özkan hakkında dava açtı... Erdoğan gazeteciler hakkında en çok dava açan Başbakan oldu.. İlginçtir... AKP'liler dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ve yargıç önüne çıkmaya neden yanaşmadıkları sorulduğunda, "Yargıya güvenmiyoruz" diyorlar. Ancak iş gazeteciler hakkında dava açmaya geldi mi mahkemelere güvenleri tam... Böyle de tutarlı bir kadro! Mahkemeye güven Danıştay, TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76 hissesinin Sami Ofer'e gizlice satışının kanunsuz olduğuna karar vermiş. Üstat, "Babalar gibi satacağız" deyince "mafya babaları gibi" demek istermiş meğer... Meksika'nın başkenti Mexico City'deki Osmanlı saat kulesini çevreleyen çinilerin döküldüğüne ve onarım beklediğine ilişkin yazımıza Kütahya'da çini altyapısıyla ilgili çalışmalar yapan Opak Seramik firması ortağı Hasan Acar ilgi gösterdi, destek önerdi. Sonra da İznik Çini ve Seramik İşletmesi yetkilisi İnci Dallı'dan bir mail aldık. İnci Hanım, saat kulesinde kullanılan çinilerin toprak hammadde ile yapıldığını, muhtemelen Kuzey Afrika kökenli olduğunu anlattı. Aynı desenleri taşıyan İznik çinisi üreterek saat kulesini onarabileceklerini ekledi. Ancak bu iş için hem devletin harekete geçmesi hem sponsor bulunması gerekiyor. Netice: Sponsor arıyoruz... Osmanlı saati... Eczacılar kamu alacakları ödenmediği ve mesleğe gereken önemin verilmediğini duyurmak için pazar günü Kadıköy Meydanı'nda toplanarak düdüklü protesto eylemi yaptı. Katılımcılar, meydana gelmeyen Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı Mehmet Domaç'ı da istifaya davet etti.AKP hükümetinin iftiharla! uygulamaya koyduğu "Sağlıkta Dönüşüm Programı"nın temel ayaklarından biri olan Kamu Alım Protokolü, 14 Aralık 2004'te Maliye Bakanı, Çalışma Bakanı ve Türk Eczacılar Birliği Başkanı tarafından imzalanmıştı...Başta Maliye Bakanı Kemal Unakıtan olmak üzere protokole imza atan taraflar, "bu uygulamayla kamunun yıllık 1 katrilyon lira kârı olacağını, SSK'nın tasfiyesiyle gelen maliyetin 400 trilyonu aşmayacağını, dolayısıyla yılda 600 trilyonluk tasarruf sağlanacağını" müjdelemişlerdi! Açık Pencere'de Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer'in bu konudaki hesaplamalarını yayımlamıştık. Tıp Kurumu, SSK'nın lağvedilmesi, ilaç fabrikasının kapatılması, pazarlıkla ilaç alım sisteminin ortadan kaldırılması ve SSK eczanelerinin kapatılması sonucunda ilaç harcamalarının iki katına çıkacağını öngörmüştü. Kamu, borçlarını ödeyemez hale gelince ilk kurbanın eczacılar olacağını da belirtmişti.Sonuç... SSK ilaç alım modelinin tasfiyesi sonucunda ortaya çıkan zarar, protokole imza atan tarafların iddia ettiği gibi 400 trilyon lira değil, 3 katrilyon lira oldu. Türk ilaç pazarının yüzde 70'ini kontrolü altında tutan yabancı ilaç şirketleri kıyak protokolle kârlarına kâr kattılar, ilaç harcamalarımız savunma harcamalarımızı sollayarak 9-10 milyar dolar aralığına sıçradı. Bu küresel operasyon nedeniyle Türkiye ve eczacılar kaybetti. Kim kazandı? Ulus ötesi şirketler... Yani; AKP iktidarının perde gerisinde hizmetkârlığını yaptığı kuruluşlar... Eczacı düdüğü m.asik@milliyet.com.tr Mülkiye Dergisi'nin 2006 yılı son sayısı çıktı... Fiyatı 10 YTL... İçindeki yazıların çoğunluğu "demokrasi" kavramının kuramsal ve uygulamaya ilişkin sorunlarına yönelik... Profesör Taner Timur'un da 1915 olaylarını ele alan bir yazısı var...