Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Emekli bürokratın Japon asıllı eşi hem Japon hem Türk uyruklu... Adına İnci Hanım diyelim... Karı koca yıllarca dış kamu görevinde bulunduktan sonra uzunca süredir Ankara’dalar...
İnci Hanım, bir süre önce nüfus cüzdanını yenisiyle değiştirmek üzere ilgili nüfus müdürlüğüne başvurmuş. Sıra, “din” hanesine gelince memur hangi dinden olduğunu sormuş. İnci Hanım, “Şinto” demiş. Memur önce elindeki, sonra bilgisayardaki listeye bakmış, “Burada böyle bir din yok” buyurmuş. Karı koca bunun üzerine “O halde din hanesini boş bırakın ” demişler. Memur, “Olmaz, boş kalamaz; en iyisi bu işi bilgisayara bırakalım” demiş. Bilgisayardan İnci Hanım’ın şansına “Hıristiyan” sözcüğü çıkmış ve nüfus kâğıdındaki din hanesine “Hıristiyan” yazılmış. Ve işte böylece İnci Hanım Şintoist olarak girdiği nüfus müdürlüğünden “Hıristiyan” olarak çıkmış...
Cehalete bakar mısınız? Adam bilmediği dinleri din saymıyor. Vatandaşın dinini değiştiriyor. Ona din seçiyor...
Peki İnci Hanım ne yapmış? Gülüp geçmiş mi? Yok canım... Endişelenmiş:
- Ya beni öldüğümde Hıristiyan mezarlığına gömerlerse, diye kaygılanıyor haklı olarak...

Haberin Devamı


“Beraber yürüdük biz bu yollarda” diye diye geldiler... “Beraber yürüttük biz bu yollarda” noktasına vardılar...
Haldun Ertem


MECLİS Kütüphanesi’nden Devrim Kanunları’nın alınmaya başlandığını söyleyen Dengir Bey, “Dolayısıyla birçok eşeği eşeklikten kurtardım” demiş.
CHP’li Muharrem İnce, ince bir dilekte bulunuyor:
“Darısı başına...”


Latife
Karabük Kültür Sanat Derneği’nin davetlisi olarak Karabük festivalinde konuşan yazar Latife Tekin, AKP’nin Karadeniz’de nükleer santral kurmasını eleştiriyor, “Aşağılık enerji politikaları” diye bir söz sarf ediyor. Karabük Belediye Başkanı Hüseyin Erer, “Böyle konuşamazsın” diye ayağa fırlıyor. Mikrofonu kapattırıyor. Latife Tekin konuşmasını bitiremiyor, Karabük’ten ayrılıyor. AKP demokrasisi işte buraya kadar...


Deringör’ün anıları...
Halit Deringör, 1950 yılı öncesi Fenerbahçe ve Milli Takım’ın ünlü futbolcularından... Değerli bir spor adamı olduğu gibi soylu bir aydın... Yıllardır Cumhuriyet’te yazıyor... Kısa süre önce spor yılları ve sonrasındaki anılarını “Kolay mı Fenerbahçeli Olmak” adlı kitapta (Gürer Yayınları) topladı. Kitap hoş anılarla dolu. Birini aktarıyoruz...
Deringör, 1950’lerde Bursa’da Acar İdman Yurdu’nun antrenörlüğünü yapıyor. Bir gün Rodop Köftecisi’nde şarap eşliğinde köfte yerken karşısında askeri pilot olduğunu ama şu sırada Bursa’da bir firmada ilaçlama pilotluğu yaptığını söyleyen Fevzi adlı biri oturuyor. O hafta Manisa’yla oynayacaklar. Pilot diyor ki:
- Halit Ağabey, yarın attığınız her gol sonrası sahaya pike yapacağım...
Deringör bu sözlere pek kulak asmamış. Ama maç başlayıp Bursa golleri atmaya başladığında ne görsün? Gerçekten pilot her golden sonra stadın üzerine pike yapıyor. 5. veya 6. dalışta da stadın önündeki ağacın üzerine düşüyor. Uçak hurda... Deringör:
- Uçağın parasını ödeyemeyeceği için pilotun Rusya’ya kaçtığı söylenir diye bitiriyor sözü...
* * *
Tesadüf bu ya... Bu ay masamıza gelen kitaplardan biri de TMMOB’nin yayımladığı “Mühendislik Mimarlık Öyküleri - 3”... Kitapta Türk havacılığının ünlü ismi Vecihi Hürkuş’a ayrılan bir bölüm var. Bu bölümde, Hürkuş’un uçak işletmeciliği ve son yıllarda yaşadığı güçlükler anlatılırken deniyor ki:
“... Tüm bu kötü gidişin üstüne, Hürkuş Havayolları’nın pilotlarından Fevzi Gökdeniz 1955 ylılında bir reklam işine çıkacak, Bursa stadının tribünlerinde kız arkadaşını görünce uçağı ile akrobatik hareketlere başlayacaktır. Bir sürü riskli hareketin ardından sonra kanadı tellere takar...”
Bu Fevzi o Fevzi’dir... Olaydan sonra uçağı parçalayan Fevzi ile Vecihi Hürkuş’un arası bozuluyor. Fevzi maaşını alamayınca ne mi yapıyor? Kitaptan okuyoruz:
“.. bir intikam planı yapar. Vecihi Bey’den alacağı olan bir başka pilotla (Sadık Sagun) Hürkuş uçaklarından birini Bulgaristan’a kaçırırlar. Sivil havacılık tarihinde ikinci uçak kaçırma vakasıdır bu.”

Haberin Devamı

Gerger 
Adıyaman’daki Gerger Fırat
gazetesi, 4 Ocak’ta “Feto ile Apo”
başlıklı bir yazı yayımladığı için gazete sahibi Hacı
Boğatekin savcılığın talebiyle gözaltına alınmış, ancak
mahkeme,
Boğatekin’in
tutuksuz yargılanmasına karar vermişti. Hacı Boğatekin’e göre savcı Ovacıklı kendisine:
“Sen milyonların saygı duyduğu
Fethullah Gülen Hocaefendi
Hazretleri’ne Feto diyemezsin. Derhal ikinci sayında özür dile. Yoksa seni fena yaparım” demiş... Boğatekin de savcıyı HSYK’ya şikâyet etmişti...
Boğatekin
olaydan çok sonra, 13 Nisan 2008 günü tutuklandı. Hâlâ cezaevinde.
Yarın Gerger
Adliyesi’nde
duruşması var. Demokratlar,
özgürlükçüler,
gazetecilik örgütleri davayla ilgileniyor mu? Neredeler?

Haberin Devamı



AKPM’nin açılımı, gazetelerde “Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi”olarak yazılıyor.
Bence yanlış! Aldığı kararlara bakılırsa, bu kurumun doğru açılımı şöyle olmalı:
AKP Meclisi!
Attila Aşut