Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Korutürk'ün Finlandiya'ya yaptığı resmi ziyarette başında kalpakla dolaşması Türkiye'de tartışma konusu olur. Kimi köşe yazarları, bu davranışı Cumhurbaşkanı'nın Kıyafet Yasası'nı ihlal etmesi olarak nitelendirip eleştirel yazılar yazarlar. Yazılardan etkilenen Korutürk, bir gün Ali Baransel'i yanına çağırıp neden kalpak giydiğini anlatır. Sebeplerden biri havanın soğuk olmasıdır. İkincisi kalpağı yaygın şekilde kullanan Finlilere jest yapmak düşüncesidir. Üçüncü ve asıl sebep ise 1.90 boyundaki Finlandiya Cumhurbaşkanı Kekkonen ile arasındaki boy farkını biraz olsun kamufle etmektir.Korutürk, sebepleri bu şekilde izah ettikten sonra şöyle devam eder:- Hiç hak etmediğim bu eleştirilere çok üzüldüm. Ama sonuçta bu üzüntümü unutturup beni çok memnun eden bir şey var ki, o da bu vesileyle toplumumuzun Kıyafet Yasası'nı nasıl benimsediğini, bu konuda ne kadar duyarlı olduğunu görmemdir... Çankaya Köşkü'nde 17 yıl (1973 - 89 arası) Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı olarak görev yapan dostumuz Ali Baransel'in anıları nihayet kitap haline geliyor. İki ciltlik anıların Fahri Korutürk dönemini kapsayan ilki şubat ayından itibaren kitapçı vitrinlerinde olacak. Çankaya Anıları - 1 adlı bu kitaptan ilginç bir bölüm aktaralım... AKP yönetimi, "Köşk'te türban olmaz" diyen Mehmet Dülger'in ifadesini alacakmış. İfade özgürlüğünden anladıkları o kadar işte... Türk halkını en iyi kim anlamıştır? Bizi bize en iyi kim anlatır? Elbette Nasrettin Hoca... Bir gün Nasrettin Hoca'ya seslenmişler:- Evine hırsız girdi, koş yakala...Hoca:- Bırakın demiş, götürebildiği kadar götürsün, kalanı bize yeter...Türk halkının ülkenin soyulmasına ilgisizliği yüzlerce yıl önce Hoca fıkralarına bile girmiş... Nasrettin anladı ADD Genel Başkan Danışmanı ve Mersin Şube Başkanı İlker Taşyürek, 10 yıldır görev yaptığı okuldan alınarak Buluklu köyüne sürgün edildi.Atatürkçü Düşünce Derneği Mersin Şubesi Yönetim Kurulu, yaptığı açıklamada bu sürgünün sebeplerinden birini şöyle açıkladı:"10 Kasım töreninde bir kara çarşaflıyı okulun bahçesinden dışarı çıkarmak..." Sürgün... MÜSİAD, "yılın ekonomi yazarı" ödülünü değerli meslektaşımız Zülfikâr Doğan'a verdi. Zülfikâr, ödülünü aldıktan sonra yaptığı kısa konuşmada dedi ki:- Bu ödülün bana verilmiş olması aslında beni çok şaşırttı ve sürpriz oldu. Çünkü 5-6 aydır kalemi ve mikrofonu elinden alınmış biriyim...Geçen yıl içinde oğlunu ve peşinden TV ve gazetedeki işlerini kaybeden bu yetenekli gazeteci arkadaşımız, iki cümleyle gazeteciliğin nasıl vefalı bir meslek olduğunu anlatmış oldu! Zülfikâr Profesör Hayri Ermiş, 2003 yılı sonunda 65 milyar TL ödeyerek Honda model bir cip aldı... Geçenlerde aracın arka kelebek camını hırsızlar kırdı. Ermiş, aracın Maslak'taki servisine gitti. "Kelebek camı kalmadı, 10 gün sonra gelir" yanıtını aldı. Diğer bayilere başvurdu, aynı yanıt geldi. Profesörün kapalı garajı yok. Aracı açıkta bıraksa hırsızlar affetmez. 10 gün ne yapacak?Sayın Profesör soruyor: - Firma Türkiye deposunda birkaç kelebek camı bulunduramıyor mu? Kelebek Enerji Bakanı Hilmi Güler, 20 Şubat 2004 tarihinde Müteahhitler Birliği toplantısında konuşuyor:- Avrupa'nın en pahalı gazını alırken Rusya ile yapılan görüşmelerin ardından Avrupa'nın en ucuz gazını alır hale geldik...Enerji Bakanı Hilmi Güler, AKP iktidarının ilk 6 ayı içinde Başbakan Erdoğan'ın talimatı ile Ruslarla masaya oturmuş ve yeni bir fiyat esası üzerinde anlaşmıştır. Yaptığı konuşmalarda bunun en ucuz fiyat olduğunu söylemektedir. Bu fiyatı açıkla talebi geldiğinde ise yanıtı hep şu olmaktadır:- Rakamı açıklarsam, sözleşmeye göre büyük tazminat ödemek zorunda kalırız...Nihayet Rusya - Ukrayna doğalgaz kavgası sırasında bu fiyat açıklandı... Ermenistan'a 110 dolar, AB ülkelerine ortalama 240 dolardan verilen bin metreküp gaz, Türkiye'ye bu yıl 260 dolardan verilecektir. Türkiye doğalgaza Romanya'dan sonra en yüksek fiyatı vermektedir. Emin Şirin, dün telefonda dedi ki:- 2003 yılı sonunda en ucuz gazı aldığımızı söyleyen Hilmi Güler'e bir mektup yazarak "yalan söylediğini" bildirdim. Bana yanıt vermedi. Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'ndan bu konunun araştırılmasını istedim. Kabul edilmedi. BOTAŞ Yönetim Kurulu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundum. Hilmi Güler soruşturma izni vermedi. 4 Ocak 2005'te Başbakan'a mektup yazdım, ilgilenmedi. Tayyip Erdoğan'la Hilmi Güler'in yaptığı formül değişikliği olmasaydı aynı doğalgazı bugün 260 değil, 180 dolardan alıyor olacaktık.- Erdoğan - Güler ikilisi bu kazığı bilerek mi yediler, bilmeden mi?- Tamamen bilerek yediler. Nitekim Hilmi Güler 4 saat süren fiyatla ilgili toplantıya BOTAŞ'tan kimseyi almamıştır... Türkiye'yi kimler yönetiyor? Ne pahasına yönetiyor? Buyurunuz görünüz... m.asik@milliyet.com.tr Aleni 'gaz'ık