Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Elbet o ayıp öncelikle Fransa'nın boynuna asılacak... Voltaire'in ülkesindeki düşünce özgürlüğünün günümüzdeki düzeyi hakkında bir fikir verilmiş olacaktır dünyaya...Mithat Bereket, dün akşam CNN'deki Manşet programında çok ilginç bir belgeyi anımsattı... İsmail Soysal'ın "Türkiye'nin Siyasal Antlaşmaları" adlı kitabından bir sayfa...13 Ekim 1921'de yapılan, "Türkiye ile Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan arasındaki dostluk antlaşması"...Antlaşmanın 15. maddesi aynen şöyle diyor:"Bağıtlı taraflardan her biri işbu Andlaşmanın imzalanmasından hemen sonra, Kafkas cephesindeki savaş nedeniyle işlenen cinayet ve cürümler için öteki Taraf uyrukları yararına tam bir genel af ilan etmeği yükümlenir."Görüldüğü gibi... 1915 olaylarından 6 yıl sonra.. Taraflar aynı masaya oturuyor... Kafkas cephesindeki cinayetler için karşı taraf hakkında af ilan ediyorlar. Böylece karşılıklı cinayet ve cürümleri kabul ediyorlar...Biz 1915 tehcir olayının bir trajedi olmadığını iddia ediyor değiliz... Ama olay karşılıklı çatışmaların sürdüğü bir ortamda, savaş koşullarında olmuştur. Soykırım çok ağır ve asılsız bir iddiadır... Bir yargı kararı olmaksızın Türkiye bu suçla suçlanamaz. Umarız, fırsat olursa bunu bir Fransa gezimizde de açıklarız! Bugün gözler ve kulaklar Fransa'da... Fransız Meclisi'nden "Soykırım yoktur" diyeni cezalandıran bir yasa çıkarsa... Erdoğan, "Aşırı uçları merkeze çekelim" demiş. Merkez dediği AKP Genel Merkezi'yse değişen bir şey olmaz... Başrolünü Kadir İnanır'ın oynadığı Tatar Ramazan isimli filmin TRT'deki gösteriminde bir eksiklik hisseden okurumuz Görkem Batmaz, araştırıyor. Filmin orijinalini ve TRT'de gösterilen şeklini buluyor. TRT meğerse filmin en sonunda Tatar Ramazan'ın:- Burada vurulacak birisi vardı, onu da ben vurdum, benim adım Tatar Ramazan. Gücün varsa gelip alsana, diye haykırdığı sahneyi kesmiş...Filmin sonunu beğenmiyorsanız neden gösteriyorsunuz? Tatar Ramazan... Santa Maria İtalyan Katolik Kilisesi Papazı Andrea Santoro'yu öldüren D.A.'nın annesi diyor ki:- Helal olsun benim oğluma.. 18 yıl da yatar, 20 yıl da yatar... Allah için yatıyor.Danıştay katili Alparslan'ın babası da buna benzer sözler söyledi... İslamiyet adına adam öldürmeyi bu insanlara kim öğütlüyor? Bu insanları kim eğitiyor?Cumhuriyetin din kurumlarında böyle şeyler öğretilmez. Belli ki birtakım denetim dışı odaklardan din adı altında dehşet verici bir cehalet öğretisi sokuluyor kafalara. Ve yine belli ki bu alanda bir denetim yok.Ne diyor Başbakan bu işlere? İrtica yok mu? Cehalet boy atıyor Fndıkta son durum nedir? Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) fındık alımları nasıl gidiyor? Bu yıl fındıktan kaybeden kim oldu, kazanan kim? CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu'ya kulak veriyoruz:"TMO şu aralar fındığı ortalama 3.5 milyon liradan alıyor. Ama alım yaptığı satıcıların neredeyse tamamına yakını üretici değil, tüccar. Üretici neden mi ortada yok? Çünkü para sıkıntısı içindeki üretici ürününü tüccara çoktan 2.5 milyon liradan sattı. Tüccar, üreticiden sadece fındığını almadı, TMO'nun alım için şart koştuğu üretici belgelerini de topladı. Şimdi bu belgelerle üreticiden 2.5 milyona aldığı tonlarca fındığı TMO'ya 3.5 milyondan satıyor. Yani bir kilodaki kârı 1 milyon lira. 100 ton satsa eder 100 milyar lira. AKP fındık fiyatını zamanında açıklayıp ürünü zamanında alsaydı bugün üç beş tüccarın cebine giren trilyonlarca lira üreticinin cebine girecekti. Ama bunu bilinçli olarak yapmadılar, olan yine üreticiye oldu." Kısa günün kârı! Sayın Başbakan, Bush'un gözlerinden anlıyor kararlılığını... Herhalde benim de sözlerimden anlar. Milli Eğitim Bakanlığı'nızın bedava kitap dağıtımında çok büyük yolsuzluklar yapıldı Sayın Başbakan. Lütfen bana istediğiniz gün ve saatte bir randevu verin, bu yolsuzlukları belgeleriyle teker teker anlatayım."CHP Milletvekili Muharrem İnce'nin, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında verilen gensoru görüşmelerinde TBMM kürsüsünden hemen az ilerisinde oturan Tayyip Erdoğan'a dönerek istediği bu randevu talebi tutanaklara böyle geçti. Dün İnce'yi bulduk ve randevudan umutlu olup olmadığını sorduk. Yanıt:"Ben, gözler asla yalan söylemez lafına yürekten inanan bir kişiyim! O sözleri söylerken Sayın Başbakan'ın gözlerine baktım. O gözlerde, yolsuzluklara damardan girme sözü vermiş bir insanın azim ve kararlılığını gördüm! Eminim beni arayacaktır. Bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum..."Biz bu satırları yazarken Muharrem İnce hâlâ beklemedeydi... m.asik@milliyet.com.tr Gözler ve yalan...