Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Kıbrıs konusunda nihayet kükredi... Denktaş gibi konuştu...
“Adil, kapsamlı ve kurucu iki devlet anlayışı kabul edilmediği sürece bir adım atılması mümkün değildir. Şu anda Kıbrıs diye bir devlet yoktur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vardır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır...”
Oğul Denktaş da hayret etmiş bu sözlere... Diyor ki:
“Ada’da uzlaşmaz tarafın Rumlar olduğunu anlamış gözüküyorlar. Umarım AKP Hükümetin’deki tavır değişikliği taktik icabı değildir.”
İşte o konuda garanti veremeyiz! Yarın bir anda tam bir U dönüşü gerçekleşebilir. Son olarak Libya’da NATO’nun ne işi var deyip üç gün sonra NATO’nun Libya saldırısına katılmak gibi... Her an her şey olabilir...
* * *
Bu noktada acaba yalaka tabir edilen yazarlar da birkaç satır yazmayı düşünür mü?
Yıllarca Denktaş’ı topa tuttular, “Çözümsüzlük çözüm değildir” gibi sloganlarla onu yerin dibine batırdılar, bu arada Mümtaz Soysal, Onur Öymen gibi “Dik duralım” diyenleri statükoculukla, milliyetçilikle suçladılar.. Şimdi ne oldu? Efendileri aynı sözleri söylüyor... Ancak o sözler kuşkuları silmiyor. Rauf Denktaş da ihtiyatlı:
“Avrupa, Erdoğan’ın sözlerinin ciddiyetine inanırsa etkisi olur.Geçmişte verilen bazı sözlerde farklı uygulamalara gidildiğini iyi biliyorlar” diyor...
Başbakan 2004 yılında Brüksel’de müzakere tarihi karşılığı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımayı kabul etmişti. Neyse ki, ek protokol TBMM’den geçmedi de o hata yarım kaldı. Şimdi Kıbrıs Rumlarıyla anlayacakları dilden konuşmaya yönelmiş görünüyor. Eğer sadece siyasi manevra değilse iyi bir yöneliş...

Haberin Devamı

Meclis TV
Herhangi bir televizyon kanalını yarım saat kadar açık tutup da Tayyip Erdoğan ya da herhangi bir iktidar mensubunun görüntüsü veya sesiyle karşılaşmamak mümkün mü? Hele hele söz konusu olan yandaş kanallarsa...
Muhalefet mi? Onun da sesi ve görüntüsüyle karşılaşabilirsiniz tabii ki. Ancak televizyonunuzu hiç kapatmaz, sürekli açık tutar ve sabırla beklemeyi becerebilirseniz...
Muhalefetin sesini en geniş biçimde duyurabildiği tek kanal, Meclis TV idi. Liderlerin salı günü yaptıkları grup toplantılarıyla Grup yöneticileri ve milletvekillerinin TBMM’deki faaliyetleri bu kanalda en geniş şekilde yer alır... Vatandaş muhalefetin ne yapıp yapmadığını iyi kötü sadece bu kanaldan öğrenirdi.
Artık bunlar tarih oldu. Tayyip Erdoğan TRT’ye talimat vererek Meclis TV yayınlarını büyük ölçüde kuşa çevirdi. Meclis TV artık beşer saatten haftada sadece üç gün yayın yapacak. Yalnızca Genel Kurul çalışmalarını izleyicilere aktaracak. Genel Başkanların salı günü yaptıkları Grup konuşmaları, Grup yöneticileriyle milletvekillerinin TBMM’deki faaliyetleri bundan böyle haber olmayacak.
Özetle, muhalefetin zaten kısılmış sesi biraz daha kısılacak.
TRT’nin yayınlarını vergileriyle destekleyen halkın haber alma hakkı çiğnenecek.
AKP bu ülke halkının yarısının kendisine oy vermediğini unutuyor.
CHP, MHP ve BDP biraz kıpırdanmalı, hatırlatmalı bu gerçeği iktidara...

Haberin Devamı

İdare!
Birkaç ay önce bu köşede Ankara’da yeni kurulan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi için akademik personel alım ilanı verdiğini duyurmuş... Ardından Prof. Gülümser Heper’in, “Alınacak isimler belli, çünkü aranan koşullar o isimlere göre düzenlendi” iddiasına yer vermiştik. Ankara Tabip Odası da notere başvurarak kadroya alınacak isimleri önceden tescil ettirmiş, o arada olayı yargıya taşımış... Sonuçlar açıklandığında Ankara Tabip Odası’nın notere önceden tescil ettirdiği isimlerle atananların birebir tuttuğu ortaya çıkmıştı.
Bu skandalda gelinen son nokta mı? İptal davasının açıldığı Ankara 5. İdare Mahkemesi geçen hafta dürüst ve adil değildir, dolayısıyla hukuka aykırıdır diyerek atamaları iptal etti. Son durum bu...

Haberin Devamı

Kamu işçisine yüzde 8.2 zam yapılmış.
Helal olsun yapanlara. Yüzde 8 yeter dememişler, ayrıca binde iki daha yapalım demişler, demek ki!
Fahrettin Fidan

Halk
“Halk her zaman haklıdır, diyen demagoglar çoğu zaman bu ilkeyi demokratik kurumları çökertmek için kullanırlar.” (Max Horkheimer) Aslında onlar halkı değil, halkın kendilerini iktidara getiren oylarını severler. Şairler halkı severler ama onun cahil oyunu sevmezler.
(Özdemir İnce’nin dünkü Hürriyet’teki yazısından.)

CHP’ye yüklenen üç tür yazar var...
Bir, katıksız Erdoğancı yazar... İki, Erdoğan’ın gazabına uğramamak için CHP’ye çakan yazar... Üç, CHP’nin verimli olmasını dileyen iyi niyetli yazar...
Haldun Ertem

Haiti
THY’nin yeni hedeflerini ilgi ile izliyoruz...
Ulusal havayolunun her yana uçması bizi mutlu ediyor...
Ancak bir küçük parantez açacağız...
Gazetemizde 16 Temmuz’da yayımlanan haberde, THY Genel Müdürü Temel Kotil uçamadıkları tek yerin “Pasifik’teki Haiti” olduğunu söylüyordu.
Tevfik Kazancıoğlu uyarıyor:
- Haiti malumunuz Pasifik’te değil Atlantik Okyanusu’nun batısında bir ada...
Temel Bey’in ya dili sürçtü ya dünyaya daha dikkatli bakması gerekiyor.