Profesör Şerif Mardin, sözünde keramet bulunan bir bilim adamı... İki üç sözcükle fırtına yaratmayı biliyor. Geçen yıl “Mahalle baskısı”yla bu yıl da “İmam öğretmeni yendi” tespitiyle gündeme oturdu.
Kim yendi tartışması bir yana....
Bu ve benzer tartışmalara girenlerin kâh bilmeden, kâh bilerek düştüğü bir hata var ki, “Kim yendi?” tartışmasından çok daha önemli...
Bu tür tartışmaların merkezine oturtulan soru şu oluyor?
“Cumhuriyet nerede hata yaptı?”
Unutmayalım... Atatürk Cumhuriyeti sadece 15 yıl sürdü...
1938’den bu yana giderek azgınlaşan bir karşı devrimi yaşıyoruz...
ABD bağımsız cumhuriyeti bağımlı hale getirmek için 70 yıldır uğraş veriyor. İkili anlaşmalarla, eğitim projeleriyle, ekonomik baskılarla Cumhuriyet’in yönünü tersine çevirdi... Yeşil Kuşak teorisi, Ilımlı İslam projesi, Fuller’i, Henze’si, Soros‘u, ikinci cumhuriyetçisi ve iktidara oturttuğu kuklalarla laik cumhuriyetin altını oydu.
Konuya “Cumhuriyet nerede hata yaptı?” sorusuyla yaklaşırsak Cumhuriyet’i esas tahrip edenleri gözden kaçırırız... Cumhuriyet onurunu ve Atatürk’ü haksız yere yeni nesillerin gözünden düşürdüğümüzle kalırız.
Sen ABD hülyasına ve dolara teslim olmuşsun. İmam, öğretmeni yenerken seyretmişsin. Şimdi kalk, kabahati Cumhuriyet’i kuranların üzerine at. Haksızlık olur...
İstanbul’dan Hollanda’ya giden türbanlı bir kadınımız uçakta yanına oturan
Hollandalıyı “namahrem” gerekçesiyle koltuktan kaldırmış.
Bu zihniyetle Hollanda’ya gitmek kendi kendine işkence gibi bir şey...
Vah Baba vah!
Değerli işadamı Asım Kocabıyık’ın, Gemlik’te Uludağ Üniversitesi’ne armağan ettiği tarihi bina hukuk fakültesi olarak eğitime başlayacak. Hafta sonunda binanın devri için yapılan törende Süleyman Demirel de konuştu. Küçük ama önemli bir ayrıntı... Demirel’in konuşması sırasında ezan başladı. Yıllar yılı bu durumlarda konuşmasını kesmiş olan Baba bu defa hiç durmadı. Bir yandan ezan okunurken bir yandan da o konuşmasına devam etti... Yıllarca bunun tersini yapmıştı... Acaba neden dün öyleydi de bugün böyle oldu? Seçim yatırımı devri geride kaldığı için mi?
KLM uçağında
İstanbul-Amsterdam seferini yapan KLM uçağında türbanlı bir hanım, namahremdir diye, yanına düşen erkeğin kaldırılmasını istiyor. O erkek Hollanda’nın iktidar partisi üyesi Lex Van Drooge imiş... Adam kalkıyor, başka yere oturuyor. Uçaktan inince de durumu protesto ediyor. KLM olayla ilgili olarak soruşturma başlatmış.
Geçenlerde gazeteci arkadaşımız Feray Öztürk, Antalya’dan İstanbul’a uçacağı sırada benzer bir olayın meydana geldiğini anlatmıştı. Yanında eşi de bulunan çarşaflı hanım, erkek yolcunun yanına oturmak istememiş. Arkadan bir erkek yolcu kalkarak yerini vermiş. Yolcular o delikanlıyı protesto etmiş, vs...
Aynı nitelikte bir olay Sultanahmet’te yaşandı. Alman milletvekili Dilek Kolat, Sultanahmet’teki otelde içki isteyince Türk olduğu için vermediler. Ama yanındaki Alman arkadaşlarına servis yapıldı.
Dilek Kolat diyor ki:
- Belediye aynı görüşte olmasaydı o otel bu muameleyi yapamazdı.
Eski köye getirilen yeni âdetler tabii yukarıdan destek ve cesaret alıyor.
Kendisinden farklı yaşayanlardan rahatsız olan bir tür anlayış bu destekle giderek güçleniyor. Kendisinin inanç özgürlüğüne gösterilen saygıyı o, başkalarına yönelik saygısızlığa dönüştürmekte beis görmüyor. Oluşan toplumsal ortamın sonuçları yurtiçini aştı, artık ufak ufak yurtdışına taşıyor... Bazıları hâlâ Türkiye’nin modernleştiğini, demokrasiye ilerlediğini falan yutturmaya çalışıyor.
RTE “Kapatma davası bir an önce bitsin” demiş.
İnsanların aylardır içerde yattığı ve hâlâ
iddianamesi belli olmayan Ergenekon davası mı?
O bitmese de olur...
Gülhan Elmas
Çalık trilyon
Necmettin Erbakan’la ilgili haberlerde bir “kayıp trilyon” lafıdır gidiyor... Tufan Çelik diyor ki:
“Kayıp trilyon deyip duruyorlar... İlk bakışta, devlet trilyonunu kaybetti de acısını birilerinden çıkarıyor gibi izlenim doğuyor. Oysa böyle olmadı. Refah Partisi yöneticileri, 1997’de partiye yapılan Hazine yardımını devlete iade etmeleri gerekirken etmediler. Yapılan incelemelerde, Hazine’ye iade edilmesi gereken yaklaşık 1 milyon YTL’nin ‘sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği’ anlaşıldı. Trilyon kaybolmadı... İç edildi.. Çalındı...”
Dinamo...
ÇYDD ’nin Trabzon Kitap ve Kültür Şenliği bu yıl yazar ve şair
Hasan İzzettin Dinamo’ya adanmıştı...
Her yıl Karadenizli bir sanatçıya
adanan şenliği yerinde izleyen
Zeynep Oral’ın yazısı, Dinamo’nun
ünlü dizelerini anımsamamıza
vesile oldu:
İnsanın kahpesi
Ne arslana, ne kaplana benzer.
İnsanoğlunun kahpesi
İlk bakışta sana bana benzer.
İnsanoğlunun kahpesi
Arslandan, kaplandan yırtıcı.
İnsanoğlunun kahpesi
Her yanda haklı, her işte haklı
Hem de gürültücü, patırtıcı.
Sabrımızı yer kıtır kıtır çerez yerine.
Cellattan bile daha kaygusuzdur.
Namuslu insanın üzüntülerine...