Halkımız bu cinayetlerin karşısında "üç maymunlar"ı oynamayı yeğlemiştir. Nükhet İpekçi, dün Milliyet'te yayımlanan mektubunda onu söylüyordu:"Bugün eğer yüzlerce kişi katillerle birlikte yaşamak istemediğini söyleme ihtiyacı duymuyorsa, bu tahliye işleminin, onun ardındaki çalışmanın nedenlerini öğrenmek istemiyorsa, benim sözlerimin hiçbir anlamının olmayacağını düşünüyorum.Babam da Papa gibi sağ kalabilseydi, o da rahatlıkla kendi suikast girişimcisini affedebilirdi... Ama hukuk sisteminin bu kadar çarpıtılmasına, öldüren gücün bu kadar yüceltilmesine, Türkiye'nin bu kadar aşağılanmasına, "siyasi cinayetler dönemi" diye adlandıracağımız bir dönemin karanlıkta bırakılması çabalarına da gönlü razı olmazdı..."Kurşunlar aslında halka sıkıldı, ruhları teslim aldı. Hukuk, çözemediği cinayetlerin altında kaldı. Bugün yaşanan sıkıntıların bir nedeni de toplumun ezeli sessizliği ve tepkisizliğidir... Abdi İpekçi'nin katili M. Ali Ağca bugün tahliye oluyor... Papa'yı öldürmeye teşebbüsten 19 yıl yattı, Türkiye'de Abdi İpekçi'yi öldürmek ve iki gasptan sadece 5.5 yıl... Cinayet hâlâ karanlıkta. Tetiğin ardında kimler vardı? Hâlâ meçhul... Hem İpekçi hem daha sonraki gazeteci cinayetlerinin karanlıkta bırakılmış olması yalnızca bir acz sonucu değildir. Bilinçlidir. Bir yandan basına gözdağı verme amaçlıdır, bir yandan tetiğin ardında bizim savcıların boyunu aşan istihbarat örgütlerinin bulunduğunu ifade eder. Dünya medyası, kuş gribi ve Ağca'nın tahliyesini izlemek için Türkiye'ye akın etmiş. Normal... "Can alıcı" konular bunlar... Türk adından türetilmiş tam 472 ad ve soyadı varmış dünya üzerinde... Amerika'da Toni Richard Turk adlı araştırmacı 90 bin belge üzerinde çalışmış, Türk adından türemiş ad ve soyadlarını sınıflandırmış... Bazıları: Türkel, Türki, Tuerck, Tuercke, Tuerk, Tuerke, Turck, Turcke, Turcott, Turcotte, Turcq, Tureck, Turek, Turkheim, Turkington, Türkoglu, Turkus, Turque, Von Turk, Le Turc, Le Turcq, Le Turque, Török, MacTurk... vb... Kızılderililer arasında bile varmış "Türk" adı... Daha geniş bilgi: http://www.turkgenealogy.com. Mesela Turkington Televizyonda "çocuk filmi" diye tanıtılan filmde çocuk yok ama açık saçık sahneler çoktur. Alt alta, üst üste sevişme sahnelerinden rahatsız olan anne, ekrandaki manzaraları kendisi gibi hayretle izleyen babaya döner:- Hani çocuk filmiydi?".Çocuk oturduğu yerden duruma açıklık getirir:- Görmüyor musunuz uğraşıyorlar işte, birazdan çocuk da olacak. Çocuk filmi Eczacı Ayşe Kayacan geçen cuma akşamı evine döndüğünde baktı, mutfak camının önünde bir kumru ölmüş, yatıyor... Sağlık Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü'nü aradı, ancak telefona yanıt veren olmadı. Peşinden 184 no'lu Sağlık Bakanlığı danışma hattını aradı... Kendisine Tarım Bakanlığı'nın ilgili departmanının telefonu verildi. Bakanlık yetkilisi, kuşun başka sebepten de ölmüş olabileceğini anlattı, üzerine kireç döküp bir bulaşık eldiveni ile çöpe atmalarını önerdi.Ama nalburlar kapalıydı. Kireç bulmak mümkün değildi. Cumartesi günü beklemekle geçti... Pazartesi günü İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nün 0 216 302 41 00 no'lu kuş gribi ihbar hattına başvuruldu...Telefona çıkan yetkili o semte Eyüp İlçe Müdürlüğü'nün telefonunu verdi. Orada bulunan ilgili, 48 saat geççikten sonra virüsün izolasyonunun mümkün olmadığını, kendilerinin yardımcı olamayacağını söyledi, bir maske bulunup bir çift eldivenle kireçlemek suretiyle kuşun gömülmesini salık verdi. Kuş öleli 72 saat olduğunda hâlâ camda duruyordu. "medya.portakalca.com"da okuduğumuz bu hikâye, Kuş gribine karşı nasıl acil ve etkili önlemler alındığına örnektir. Aslında önlem falan yok. Alınsa hastalık Doğu Anadolu'dan bir anda İstanbul, Ankara, İzmir'e sıçrar mıydı?Milliyet'te Serhat Oğuz, kuş gribine karşı önlemleri yazıyor. Onlarca soru ve yanıt var üzerinde durulması gereken. Bu önlemlerin televizyonlarda, radyolarda saat başı halka duyurulması gerekir. Ama Sağlık Bakanlığı'nın umurunda değil. Bakan, yatıp kalkıp aynı şeyi tekrarlıyor: "Kanatlı hayvanlarla temas etmeyin" Yeterli mi? Ona göre evet. Bu arada son umut olarak hutbenin okunmasını bekliyoruz milletçe. Gözlerimiz ve kulaklarımız yarın camilerde verilecek vaazlarda. İmam ve hocalar H5N1 virüsüne karşı önlemler konusunda halkı bilinçlendirecekler... Kumru ölmüştü... Kuş gribi virüsü güneye iniyormuş. m.asik@milliyet.com.tr Bulmuş cennet gibi ülkeyi, gezer durur tabii...