Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yılların gazetecisi Yalçın Pekşen dostumuzun son kitabı “Ko Medya” adını taşıyor... Bizim mesleğin bizdeki uygulanışını, ıcığını cıcığını, o her zamanki mizah ustalığıyla anlatıyor Yalçın... Her kesimin aynı ölçüde kulağını çınlatıyor:
“Elinde kâğıt kalem, ses kayıt cihazı, fotoğraf makinesi, kamera veya içki kadehi olan kişilerden sonuncusuna gizlemek istediğiniz şeyleri anlatmayın. Büyük olasılıkla içlerindeki tek gazeteci odur.”
Uzaktan bakınca gazeteci ve yazarlar aşağı yukarı birbirine benzer koşullarda yaşıyor sanılır... Öyle olmadığını anlatıyor:
“...Hiçbir gazeteci diğerine benzemez., bu benzemezliğin en önemli kalemlerinden biri de kazançlarıdır... Para parayı çeker lafı gazetecilikte geçerlidir... Altınızda son model araba, Boğaziçi’nde yalınız veya Beykoz konaklarından villanız varsa daha çok kazanırsınız.”
İyi gazeteciyle kötü gazeteci farkı nedir?
“İyi (olumlu) haberler yaparsanız kötü gazeteci olursunuz ama iyi yaşarsınız.
Kötü (olumsuz ) haberler yaparsanız iyi gazeteci olursunuz ama kötü yaşarsınız...”
Yalçın okurları da ikiye ayırıyor...
İyi eğitilmiş okurlar... Okudukları yazıyı “Acaba benim düşündüklerimden farklı bir şey var mı?” diye okurlar... Eğer bir fark bulurlarsa beğenirler. Zor beğenirler ama beğenirlerse sadık okur olurlar...
Sıradan okurlar, yazarlara “Acaba benim gibi mi düşünüyor?” diye yaklaşırlar... Bunlar eğer kendisi gibi düşünüyorsa yazarı severler. Yazar seçmezler ve kolayca tavır değiştirirler... Kitapta hayli malzeme var...

Haberin Devamı


Umutluyuz... 
Kalitesiz futbolla Avrupa Şampiyonu olursak kalitesiz demokrasiyle AB’ye kabul ediliriz artık...
Haldun Ertem

Kafayı mı çektin geç direksiyona trafiğe çık,
Maç mı kazandın, bas tetiğe mermileri sık,
Bunlar herkesin yapacağı sıradan olay değil,
Kim ne derse desin magandalık kolay değil.
Ordulu Şair Ali



Gül çalarken!.. 
Okurumuz Uğur Yediparmak olaya bizzat tanık... Kadının biri parktaki gülleri koparıyor... Kırmızı ışıkta durmuş olan servisin şoförü durumu görünce camı açıyor, kadına bağırıyor:
- Ayıp değil mi hanım, utanmıyor musun çiçekleri çalmaya?
Kadının cevabı:
- Niye? Çalmak bizim de hakkımız değil mi?

Haberin Devamı



Gezen’le röportaj
Değerli sanatçımız Müjdat Gezen ile, Vatan gazetesinin cuma günkü ilavesi “Bizim Kahve”de yapılmış hoş bir röportaj okuduk:
Soru: Peki, sizce AKP kapatılmalı mı?
Yanıt: Tabii ki...
Soru: Neden?
Yanıt: Bütün söylemleri demokrasi dışında.
Soru: Ancak çoğu liberal yazarlar bunun aksini söylüyor.
Yanıt: Ben onlara libero diyorum. Her mevkide oynuyorlar. (Gülüyor)
Soru: Edip Akbayram AKP’li belediyelerin konserine çıkmadı.
Yanıt: En doğrusunu yaptı. Hepimiz özen gösteriyoruz. Zor durumda olmama rağmen Kültür Bakanlığı’nın yardımını reddettim. Bakan Ertuğrul Günay aradı, “Sen benim gençlik idolümdün” dedi. Olsun. Borç buldum, çalışanlarımın maaşlarını ödedim. Ama bu yardımı kabul etmedim...



Mucizeyiz biz...
Alman radyo televizyonları, yarı final maçında Almanya’yı favori gösteriyormuş... Çekler ve Hırvatlar da öyle gösteriliyordu. Ama tersi oldu. Anlaşıldı ki, futbol tanrısı artık bizden yanadır... Takım gol yiyince Terim’in verdiği taktiği unutmakta, kendi bildiği gibi oynamakta ve aslan kesilmektedir. Ya tur ya ölüm ikilemine girdi mi çılgın Türkler mucizeler yaratmaktadır... Arda, Nihat, Hamit, Tuncay, Servet gibi oyuncularımız o zaman kendilerine gelmektedir. Artık inandık ki... Yenemeyeceğimiz ülke yoktur...
Olup bitenler bırakın şansı, mucize sınırlarını da aştı... Ama sonuçtan memnunuz.. Fakir millet sevindi... Son yıllarda hep aşağılandığı ve ezildiği için alınan sonuçlar karşısında bir öfke ve sevinç patlaması yaşıyor. Ezilmeye katlanamadığının da bir ifadesi bu... Aynı zamanda Türk bayrağını göğsüne takıp “Türkiye” diye bağırmanın da mutluluğunu duyuyor... Son yıllarda malumunuz “Türküm” demek neredeyse ırkçılık sayılır olmuştu... Ülkenin başbakanı bile “Türküm” demiyordu... Başarılı sonuçlar ortak sıfatımızla buluşmamızı da sağladı denebilir... (Biz Türk sözcüğünün bir ırkı değil, bu ülkenin tüm vatandaşlarını temsil ettiğine inananlardanız...)
Neticede... İyi geldi bu mucize... Tabii çalışmadan kazanma hevesimizi körükleyebilir ama... Şimdilik iyi!

Haberin Devamı

İş kuyruğu
Adamın biri iş bulmak için İstanbul’da İşçi Bulma Kurumu’na müracaat etmiş.
- Evet bir iş var... demiş ilgili memur. Rus dans grubu birini arıyor.Tüm yapılacak iş kızların soyunmasına, giyinmesine yardım etmek, günde iki kez vücutlarını bebek yağı ile yağlamak, göğüslerinin ucuna parlak küçük yıldızlar yapıştırmak falan...
Sevinçten gözleri parlamış adamın;
- Ohhh çok iyi, hemen başlayabilirim, demiş.
- Tamam.. O zaman yarın sabah yedide Adapazarı’nda olabilir misiniz?
- Neden? İş Adapazarı’nda mı?
- Hayır, iş İstanbul’da.. Fakat başvuru kuyruğunun sonu şu anda orada!