İstanbul Üniversitesi rektör adayı seçimlerinde ilk sırayı 483 oyla Prof. Ali Akyüz aldı... İkinci sırada 16 oy farkla Prof. Yunus Söylet bulunuyor... Yaygın söylentiyi biliyorsunuz... YÖK yapacağı yeni değerlendirme ile Prof. Yunus Söylet’i birinci sıraya alacak, Cumhurbaşkanı da onu rektör atayacaktır...
Neden?
Çünkü Yunus Söylet, Başbakan Erdoğan’ın aile doktorudur... Eşi türbanlıdır. Başkanlığını yapmış olduğu Sıcak Yuva Vakfı’nın mütevelli heyeti başkanı, Tayyip Erdoğan’dır. Aynı zamanda “Türbana Özgürlük” bildirisinin örgütleyicilerinden biridir...
Peki 70 bin öğrencinin okuduğu İstanbul Üniversitesi’nin rektöründe bulunması gereken özellikler bunlar mıdır?
Değildir ama burası Türkiye malum... Diğer adı rüşvetiye...
Prof. Ali Akyüz kimdir peki? Onu bir başka vesileyle 29 Şubat 2004 tarihli Açık Pencere’de bakınız nasıl anlatmışız:
“...Çapa Tıp Fakültesi Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Ali Akyüz ciddi bir Karadenizlidir... Her gece en geç 10.30’da yatar, sabah 5.30’da kalkar. Haftada 2 gün 2’şer saat spor yapar, pazar günü 3 saat tıp dışı kitap okur. Geri kalan tüm zamanı öğrenciler ve hastalara ayrılmıştır. Bu hayatın içinde mutlu olduğunu söyler.”
* * *
Cumhurbaşkanı devletin düzenli işleyişinden sorumludur. Bir adayı Başbakan’a ve onun temsil ettiği çevrelere yakın olduğu için ikinci sıradan alıp rektör atamak devletin düzeni ve etik ile bağdaşmaz. Bilime siyaset karıştırılmış olur. Cumhurbaşkanı bu hakka sahip değildir...
Soru: Rektörlük seçiminde en çok oyu alan aday rektör olamıyorsa seçim neden yapılıyor?
Yanıt: Memlekette güya demokrasi varmış havası yaratmak için...
Haldun Ertem
Hablemitoğlu...
Doçent Necip Hablemitoğlu bundan 6 yıl önce, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. AKP iktidara geleli henüz 1.5 ay olmuştu. Aradan 6 yıl geçti. Cinayetin failleri hâlâ meçhul. İlginçtir.. 2006 yılında Başbakan Erdoğan, Danıştay’a yapılan saldırıyla ilgili konuşurken şunu söylemişti:
“Bu ülke Necip Hablemitoğlu cinayetini yaşamış, sonrasında her şey örtbas edilmiş bir ülke. Bazı derin noktalara doğru yol alan bir komplo olabilir.”
Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili kim, neleri örtbas etti? Başbakan ve AKP hükümeti her şeyin örtbas edilmesine neden izin verdi? Bunlar meçhul...
Aynen Hrant Dink, Santoro, Malatya cinayetleri gibi..
Aynen Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri gibi...
Ergenekon davasını parlatıp kamuoyuna sunanlar, sanki tüm bu cinayetler aydınlanıyormuş havası verdiler. Oysa Ergenekon davasının bu cinayetleri aydınlatma iddiası yok. Noktayı koyarken Başbakan’a soralım:
- Hablemitoğlu cinayeti sonrasında her şeyi kim örtbas etti? Siz neden örtünün kaldırılması için gereken girişimleri başlatmadınız? Sözünü ettiğiniz “bazı derin noktalar” hangi noktalardır?
Mevlana yorumu
Konya’da Mevlana törenleri yapılırken... Kameralarımızı Atatürk’ün sofrasına çeviriyoruz... Bir gün sofrada Hasan Âli Yücel’in Mevlevi olduğundan dem vuruluyor. Sofradakilerden biri diyor ki:
- Efendim, Mevlevilik ibadete çalgı sokarak dini gülünçleştiren ve Müslümanlığı dejenere eden teşebbüslerden birisidir.
Atatürk bunu söyleyen kişiye:
- Ahmak, diyor, aklının etmediği konular hakkında konuşma, Mevlana bilakis Müslümanlığı Türk ruhuna uygun hale getiren büyük bir reformisttir...
Sonra izah ediyor:
- Müslümanlık aslında hoşgörülü ve modern bir dindir. Araplar onu kendi bünyelerine göre anlamışlar ve uygulamışlar. Sıcak bir iklimde oturan, suyu nadiren bulan ve kullanan genel bir hareketsizlik içinde ömür süren Badiye Arapları için, günde beş defa abdest alıp, beş defa namaz kılmak, çok ileri bir hareket adımıdır... Ancak bu uygulama Türkler için çok hareketsiz sayılabilir. Sarp dağlarda at oynatan, erimiş kar sularıyla yıkanan Türk için, abdest ve namazla sınırlı ibadet tarzı çok hareketsiz kalmıştır...”
Ata devam ediyor:
- Türk hayat tarzı bu hareketsizliğe karşı harekete geçilmesinden doğmuştur. Mevleviliğe gelince, o tamamıyla Türk geleneklerinin Müslümanlığa nüfuzu örneğidir. Mevlana büyük bir reformisttir. Ayakta dönerek ve hareket halinde Allah’a yaklaşma fikri, Türk dehasının en doğal ifadesidir. Bir tarafta müzik çalıyor, diğer tarafta insanlar ilahiler söylüyor ve ayağa kalkmış diğerleri, hayali bir dönüşle ellerini göklere kaldırıyorlar. Bunun estetiği fevkaladedir. (Sadi Borak - Atatürk ve Din)”
Van’ın AKP’li belediyesi, kentin merkezine bir anıtsal saat kulesi dikti... 9 metre yüksekliğindeki anıtı görenler “Bedevi’nin aklı, fikri neyse, anıtı da odur” diyor...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025