Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merkez Bankası faiz oranları % 13 - 14 seviyesinde iken kredi kartı faiz oranları yıllık % 67 seviyelerinde... Kart faiz oranları, Merkez Bankası faiz oranlarının 5 katını aşıyor... CHP Milletvekili Hasan Ören hükümeti uyarıyor:- Çıkarılan yasaya rağmen bankalar bildiklerini okumaya devam etmektedirler. Halen kişilerin gelirlerine bakılmaksızın binlerce YTL'lik kart limitleri uygulamakta, borcunu ödemeyenlerden alacaklarını kısa zamanda tahsil etmeyerek faiz üzerine faiz bindirmektedirler... Hükümet halkın değil, bankaların hükümeti olduğunu bir kez daha göstermiştir...AB ülkelerinde kart faizleri normal faizlerin yüzde 50 üzerinde. Normal faizin beş katı kart faiz oranına dünyanın hiçbir yerinde rastlamak olası değil.. Bu ateş yakında yine ocakları söndürecek... Kredi kartlarının vatandaş üzerindeki yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla geçen yılın şubat ayında "Banka kartları ve kredi kartları yasası" çıkarılmıştı... Bu yasadan en büyük beklenti kart faizlerinin düşürülmesiydi... Hükümet, Meclis görüşmeleri sırasında kredi kartı faiz oranlarının ilk aşamada yıllık % 35 - 40 düzeyine indirileceği, sonra da makul düzeye çekileceği güvencesini verdi. Aradan 10 ay geçti... Aylık kredi kartı faizleri bugün hâlâ yüzde 5.63 düzeyinde... Soru: ABD Başkanı Bush'un oğlu olsa ne olurdu? Yanıt: "Dünyayı Batıran Adamın Oğlu" olurdu... Romanya ve Bulgaristan yeni yılın ilk günü AB üyesi oldular. Onlar iki demirperde ülkesiydi. Komünizmin pençesine düşmüşlerdi! Türkiye komünizmin pençesine düşmemek için büyük savaş verdi. Komünist olduğundan şüphelendiği kendi evlatlarını hapislerde çürüttü, öldürdü. Soğuk Savaş'ta boyundan büyük askeri harcamalar yaptı. Ordularını NATO için seferber etti. Ama kadere bak.. Batı düşmanı eski komünistler bugün AB'ye alınarak ödüllendirilirken eski müttefik Türkiye'ye kapılar kapanıyor. Demek ki neymiş? Batı'nın emir eri olmak Batılı olmaya yetmiyormuş. Geçmiş olsun... Europa Kurban Bayramı'nın ilk gününde 1903 kişi kurban keserken yaralanıp hastanelik olmuş. Bunlar da kurbanların kurbanı!.. Hürriyet'te röportajlarını heyecanla okuduğumuz sevgili Yener Süsoy'u bir kalp krizi sonucu kaybettik. Yener hatırşinas, dost canlısı, her daim neşeli bir insandı. Daha önce Milliyet'te birlikte çalıştık. Röportaj tekniğinin ustasıydı. İşini iyi yapardı... Nur içinde yatsın... Yener Amerikalı yazar Robert Scheer, ABD'nin Irak serüveninin petrole değil, silah sanayiini ayakta tutmaya yönelik olduğunu yazıyor. ABD'nin bu yılki savunma bütçesi 550 milyar dolar. Dünyadaki tüm diğer orduların toplam silah harcaması bu kadar tutmuyor. Birleşmiş Milletler'in tüm organlarının barış için bir yılda harcadığı para ise 20 milyar dolar...Düşünün, dünyanın başında ne büyük bir savaş belası var... Silah ABD'nin Irak'taki suç ortağı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Margareth Beckett bile idama tepki gösteriyor:"İngiliz hükümeti ne Irak ne de bir başka yerde ölüm cezası uygulanmasına taraftar değildir..." İtalya Başbakanı Romano Prodi ile Almanya ve Fransa dışişleri bakanlıkları yaptıkları açıklamalarda Saddam'a verilen ölüm cezasını onaylamadıklarını bildiriyorlar... Vatikan Sözcüsü Federico Lombardi konuşuyor:- Suçlunun öldürülmesi adaleti sağlamaz. Sadece düşmanlığı artırır...Yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'den ise Kurban Bayramı'na rastlatılan idama ne bir ses ne bir nefes... AB adayı ülkemizde hiç kimse AB değerlerini paylaşmaya cesaret edemiyor. İşgalci ABD'nin kurdurduğu kukla mahkemede devlet başkanını idama mahkûm ettirip astırmasına ne uluslararası hukuk, ne insan hakları, ne vicdan adına bir çift söz söyleyecek babayiğit yok... Bağımsız Türkiye, "ABD Ağa"sına öylesine mahkûm. Evet Saddam acımasız bir diktatördü. Peki Bush'un bir ülkeyi gerekçesiz işgal edip yüz binlerce insanı sebepsiz yere öldürüp devlet başkanını astırması hangi insaf kategorisine giriyor?Başbakan Erdoğan bu konuda çok "farklı!" bir yorum yapıyor:"Ortada karmaşık bir durum var. Bize göre arife, Araplara göre bayram günü idam edildi. Böyle bir günde o kararın infaz edilmiş olması ayrı konu. Olaya AB üyesi ülke! olarak insan hakları noktasından baktığımız zaman farklı yönleri var. Bütün bu yönleriyle gerçekten karmaşık bir sonuç. Tabii, Irak'ın şu anda oturmuş diyemeyeceğimiz bir iç hukuku var. Bu hukuk açısından da farklı bir nokta."Ne "farklı" ve özgün bir tavır!. Öyle değil mi? Bu arada Başbakan'ın şu sözü hayli kafa karıştırıyor:- Irak artık AB'den öncelikli oldu...Ne demek bu? Irak bataklığına girmeye mi hazırlanıyoruz? m.asik@milliyet.com.tr Ne de olsa ağa korkusu!