Gazetelerde haber: “CHP’de kriz çözüldü”... Gerçekten çözüldü mü? Yoksa biraz da yeni krizlere kapı mı açıldı?
Öyle ya... Gürsel Tekin, Parti Meclisi’ne en düşük oyla girmişti.
Doğal olarak MYK listesine alınmamıştı.
Ancak dünkü basın toplantısı dahil her fırsatta “Partimin neferiyim, ne görev verilirse yaparım” diyen Gürsel Tekin PM üyeliğini beğenmedi, herhalde pasif buldu, İstanbul İl Başkanlığı’na talip oldu. Genel Merkez mecbur olmadığı için bu atamayı yapmayınca basında “CHP’de kriz” başlıkları sökün etti. Gürsel Tekin’in istediği göreve getirilmemesi parti içinde kriz sayılıyordu. Basın bastırınca Genel Merkez biraz da mecburiyetten Berhan Şimşek’i il başkanlığına atadı, Gürsel Tekin’in PM tarafından MYK’ya seçilmesine yol açıldı. Sonuçta Genel Merkez küçük bir baskıya teslim olmuş durumuna düştü... Genel Başkan’ın iradesi yara aldı.
Daha yolun başında (tartışmayı uzatmamak adına da olsa) sıradan bir olayda kararsızlık gösterilmesi iyi olmadı...
Soru: Son günlerin popüler hukukçusu Osman Can yaptığı çıkışlarla hangi konuma geldi?
Yanıt: İktidarın vuvuzelası konumuna...
Haldun Ertem
Gazze’ye yardım konusunda Fethullah Hoca ile Cübbeli Ahmet Hoca birbirine girmiş.
Valla ne diyelim? İyi oynayan kazansın!
Fahrettin Fidan
Osman Can’a not
Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can, hükümetin Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa değişikliği konusunda vereceği kararı hükümetin dinlememesini öğütledi:
Kendisi de üstelik bir Anayasa Mahkemesi görevlisi...
Okan İrketi, Odatv.com’da bu konuyu irdelerken diyor ki:
“Osman Can açıklamalarıyla, Ceza Kanunu’nun 309. Maddesi kapsamındaki suçu işlemeye teşvik etmektedir. TCK’nın 309. Maddesi’nin ilk fıkrası şöyledir:
‘Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.’
Osman Can’ın suçu, mevcut anayasal düzeni hükümet gücü kullanarak cebren yıkmaya teşvik suçuna girmektedir. TCK 214. Madde’ye göre, suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Tahrik konusu suçun işlenmesi halinde ise, tahrik eden kişinin suça azmettiren sıfatıyla cezalandırılması gerekmektedir. Başka deyişle, hükümetin Osman Can’ın önerisini kabul etmesi ve Anayasa Mahkemesi kararını yok hükmünde sayması halinde, Osman Can’a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmek zorundadır. Tabii cumhuriyet savcıları eğer vakit bulur da dava açarlarsa!”
Gül “Anayasa Mahkemesi kararının yok sayılması” teklifi için “Biraz tartışılsın bakalım” demiş.
Cumhurbaşkanı’nın öncelikli görevi Cumhuriyet kurumlarını savunmak değil, tartışmaya açmak...
Akif Kökçe
Erdoğan “Terör olayları niye arttı?” diye soruyor.
Açılım sonucu teröristler “el üstünde” askerler “gözaltında” tutulduğu için...
Gülhan Elmas
Uri
İsrail Barış Hareketi lideri Uri Avnery, İsrail’in Mavi Marmara gemisinde uyguladığı vahşeti eleştiren bir yazı kaleme aldı. Geminin bir yıldır hazırlık yaptığını kaydeden Uri Avnery, İsrail güvenlik güçlerinin bu süre içinde gemiyi barışçı yoldan durdurmanın yolunu bulabileceğini ama bunu yapmadığını yazdı.
Uri bir de İsrail fıkrası anlatıyor...
Rusya’da çarlık döneminde bir Musevi çocuğu Türklere karşı savaşmak için askere çağrılmış.
Annesi, askere göndermeden önce çocuğuna öğüt veriyor:
- Kendini savaşta çok yorma. Bir Türk öldür, biraz dinlen, bir Türk daha öldür yine dinlen.”
Çocuk saf saf sormuş:
- İyi de anne ya bir Türk beni öldürürse..
- Türk seni neden öldürsün oğlum, sen onlara ne yaptın ki...
Vecihi
Havacılık tarihimizin en renkli ismi Vecihi Hürkuş’la ilgili sergi haberimizi pazar günü vermiştik. Sergiyi düzenleyen “Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği” idi. Peki müze projesi ne âlemde?
Derneğin gönüllü Başkanı Bahattin Gürer bu sorumuza şu yanıtı veriyor:
- Başlangıçta, “Birileri bir şeyler yapmalı” dedik sonra “birileri”nin kim olduğunu düşündük ve “Birileri neden biz olmayalım” diye işe başladık.
29 Kasım 2007 tarihinde “Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği”ni kurduk. Amaçlarımızdan en önde geleni; Tayyareci Vecihi Hürkuş için bir müze kurmak ve döneminde bir müzeye, hatta kapalı bir yere bile konulamayan ve bu güne kalmayan uçaklarını bire bir yaparak müzede sergilemektir...
Gençlere ve çocuklara, işte ilk Türk uçağı, İşte ilk kapalı kabin yolcu uçağımız, işte ilk deniz uçağımız, işte ilk eğitim ve spor uçağımız diyeceğiz.
Müze idealimiz hiç aklımızdan çıkmasın diye, derneğimizin adına MÜZE sözcüğünü koyduk.
Çırağan
Okurlarımıza dün Beşiktaş’tan geçerken Milli Saraylar’a ait resim galerisini gezmelerini salık vermiştik. Orada Dolmabahçe Sarayı’ndaki nadide eserler sergileniyor.
Yunanistan’da, Gümülcine Başkonsolosluğumuzda görevli okurumuz Murat Sezgin bir not gönderdi:
- Okurlarınıza Beşiktaş’tan biraz ötede Çırağan Sarayı’nın Sanat Galerisi’ni de gezerek keyifli bir galeri ziyareti daha yapabileceklerini duyurur musunuz? Heykel sergisini de ayrıca gezebilirler.
Çırağan Oteli’nin bahçesindeki heykel sergisi ve resim galerisini gezmek de ücretsiz.
