İpekçi Ailesi'nin avukatı Turgut Kazan'a şimdi ne olacağını soruyoruz...- Bu durumda Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı' nın hesap yanlışlığını Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermesi ve hatanın düzeltilmesini istemesi gerekir?- Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi, hesap yanlışlığını kabul ederse, Ağca'nın yeniden tutuklanmasını isteyebilir mi?- Öyle olması gerekir...- Papa davası nedeniyle 20 yıl ceza indiri- mine ne diyorsunuz?- Türkiye'de bu suçtan ceza verilmemiş. O yüzden İtalya'da yattığı 20 yılın burada aldığı cezalardan düşülmesi mümkün değildir.- M. Ali Ağca'nın tahliye hesabında yapılan çok açık hesap yanlışları... İpekçi'nin katilinin gazetecilerden özenle gizlenmesi... Yetkililerin ikide bir "Nerede olduğundan haberimiz yok" demeçleri...Acaba bir kaçış veya kaçırılış hazırlığı mı var? Bu yönde herkeste bir kuşku mevcut. Acaba ülkeyi yönetenler de o yoğun kuşkuyu paylaşıyor mu? Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden inceleme sırasında hatayı fark etmiş... Arkadaşımız Şükran Özçakmak'ın haberine göre, Ağca İtalya'da 19 yıl 1 ay yattığı halde bu süre ceza indiriminde 20 yıl olarak hesaplanmış. Yani Ağca lehine 11 aylık bir fark yaratılmış... Ağca gibi çok özel bir mahkûmun tahliyesinde böyle bir yanlışlık yapılabilir mi? Buna basiretsizlik deyip geçebilir miyiz? Sporla siyaset iç içe girmiş. İşin içinde mafya da var, altın üçgen kuruldu. Profesör Ali Nesin, 20 - 23 Ocak tarihleri arasında Nesin Vakfı yararına yapılacak bir etkinlik için Almanya'ya davetliydi... Her Türk vatandaşı gibi vize başvurusunda bulundu. Sorulan soruları en ince ayrıntısına kadar vize formunda yanıtladı. 4 günlük Almanya ziyareti için ne fazla ne eksik Almanya tam 4 günlük vize verdi... Orada bir gün fazla kalmasında sakınca gördü. Ali Nesin bu onur kırıcı uygulamayı protesto için Almanya'ya gitmekten vazgeçti. Ali Nesin'in kim olduğunu bilmemek Ali Nesin'in suçu değil bir Alman cehaletiydi tabii ki... Vize... İstanbul'da sokak tabelası bulunmadığına ilişkin yazımız üzerine Leda Çekem hanımefendi diyor ki:- Benim oturduğum Bağdat Caddesi ve paralelindeki sokakların tabelası mevcut. Çünkü çevre sakinleri bu konuda duyarlı. Tabela düşerse Kadıköy Belediyesi'ni uyarıyor, tabela taktırıyorlar. Olay halkın sokağına sahip çıkmasıyla da çok ilgili... Sokak Avukat Turgut Kazan'la konuşurken dün bu sütun da yer verdiğimiz tartışma konusundaki fikrini soruyoruz:- Yeni TCK'ya göre artık katile katil denilmiyor. Ağca ile ilgili katil sıfatlamasına ne diyorsunuz?- Abdi İpekçi cinayeti ile ilgili konularda "katil" diyeceksiniz tabii... Ortada cinayet var, katil var... Durup dururken söylemiyorsunuz ki... Katil demeyip başka ne diyeceksiniz? Kazan Fatsa'dan dönen bir dostumuz otogarda tüm aramalarına rağmen gazete bulamamaktan yakındı. Ayrıca halkta genel bir ilgisizlik ve umursamazlık gördüğünden söz etti. Bir zamanlar siyasi çekişmelerin adeta merkezi olan Fatsa'daki durumu CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu ile konuşalım dedik. Aslen Fatsalı olan Tandoğdu, bayramda Ordu ve ilçelerini gezerken şifayı kapmış. Hasta yatağından sorularımızı yanıtladı. Dedi ki:- 19 ilçesi olan Ordu'nun 15 ilçesi... 850 bin nüfusunun da yaklaşık yarısı fındıktan geçinir. AKP, iktidara geldiğinden bu yana fındığa hep düşük fiyat verdiği için herkes mağdur, herkes şikâyetçi. Fiskobirlik paralarını dört aydır vermiyor. Tüccarın verdiği fiyat ise maliyetleri bile kurtarmıyor. Sorunlarını dinlemek, birlikte ne yapabiliriz konusunu konuşmak üzere kahvehanelere gidiyorum. Ne okeyci oynamakta olduğu okeyi bırakıyor ne de tavlacı tavlayı... Yahu, şu oyununuza beş dakika ara verin de derdinizi anlatın, birlikte ne yapabileceğimizi konuşalım, diyorum. Oralı olan yok...- Demek ki hayatlarından memnunlar!- Neredeee... Her biri dert küpü. Bakın diyorum, her ilçeden iki kişi bulsanız eder 40 kişi. Binin bir otobüse, gelin Ankara'ya... Sizi Başbakan'a çıkarıp paralarınızı alacağım... Üstelik de her türlü masrafınız benden, diyorum. Buna bile üşeniyorlar.- Siz Fatsalısınız. 12 Eylül öncesinin aydın, ilerici, devrimci Fatsa'sı bugün ne durumda?- Terzi Fikri'nin Belediye Başkanlığı döneminde bırakın gazeteyi, kitaplığı olmayan kahvehane bile yoktu. Bugün otogarda dahi gazete satılmıyor. Millet gazeteyi ancak bedava verirsen okuyor. Okuduğu da kapılarının altından bedava bırakılan dinci gazeteler...Bu durum yalnızca Fatsa da mı böyle? Elbet hayır. Ülkede durumun iyilşeceğinden umudu kesen halk kesimleri pek çok yerde aynı ilgisizliğin akıntısında sürükleniyor... m.asik@milliyet.com.tr Fatsa'dan birkaç manzara