Cuma günleri için Meclis’in alışık olmadığı bir kalabalık... Özellikle de CHP grup başkan Vekili odalarının bulunduğu ikinci kat adeta ana - baba günü görüntüsünde... Yurdun dört bir yanından kopup gelmiş hemen herkesin kapısını çaldığı ilk kişi tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu. Kemal Bey’in çeyrek asırlık sekreteri Şükran Hanım, “Kemal Bey odasında değil, nerede olduğunu da bilmiyorum” demekten ve kimseyi inandıramamaktan bıkmış, çareyi oda kapısını açık tutmakta bulmuş.
İnanmayan girsin baksın!
Belki inanmayacaksınız ama inanmayıp bakanlar var.
Kılıçdaroğlu’yla görüşebilmek için daha “zekice!” yöntemler deneyenler de var. Arkadaşımız Fahrettin Fidan, bunlardan birine Şükran Hanım’ın yanındayken tanık oldu. Diyalog aynen şöyleydi.
- Bizi Kemal Bey’in yeğeni Ali Bey gönderdi. Benim adımı verin, Kemal sizi mutlaka kabul eder dedi.
- İyi ama Kemal Bey’in Ali isminde bir yeğeni yok ki.
- Yok mu! Hay Allah, bize yeğeniyim demişti halbuki.
* * *
Bir de kendileri gelmeyip telefonla not bırakanlar var. Bir zamanların yanına salavatla yaklaşılan eski parti büyükleri... İtilmişler... Kakılmışlar.. Küskünler... Tepeden gelenler.. Tabandan fışkıranlar... Arayış nedenleri mi?
Hizmete hazırlar! Görev bekliyorlar! İlk hedef Parti Meclisi üyeliği. Daha sonra atlamayı umdukları görev malum: Milletvekilliği!
Şimdilik sakinler... Ama eğer aradıklarını bulamazlarsa işte siz o zaman görün gümbürtüyü. Hizmete böylesine susamış bu insanlarla Kılıçdaroğlu’nun işi zor mu zor...
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “İktidar olamayacaksın ki” demiş.
Anlaşılan Başbakan milli iradeyi avucuna aldı, CHP’nin başına kim geçerse geçsin hiç fark etmiyor...
Haldun Ertem
Kibir ve tevazu
Türkiye çok anlamlı bir değişim sürecine girdi...
Mütevazı, efendi, sakin, çalışkan bir teknik direktörün yönetimindeki mütevazı bir Anadolu takımı, devleri bileğinin hakkı ile devirerek şampiyon oldu.
Hemen bunun ertesinde de; mütevazı, efendi, dürüst, nazik, çalışkan, halkın içinden bir siyaset adamı, kamuoyunun çok büyük desteği ile CHP’nin genel başkan adayı oldu. Büyük ihtimalle de genel başkan, hatta belki de başbakan olacak.
Her iki durumda tevazu kibir karşısında zafer kazandı... Önemli bir gelişme...
Metin Yaykınlıoğlu
Şike soruşturması
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, Fenerbahçe’nin maç öncesi Ankaragücü’lü bir futbolcuya şike teklif ettiğini iddia ediyor. Kasımpaşa ve Galatasaray kalecileriyle ilgili de benzer dedikodular dolaşıyor... Fenerbahçe kulübü ile diğer kulüpler arasında bu yüzden söz düellosu cereyan ediyor.
Bu konuyla Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu ilgilenmek zorunda değil mi? Ya savcılar? Konu onları da ilgilendirmiyor mu? Neden soruşturma açılmıyor? Anlayan beri gelsin?
Kalemi alsalar...
Haldun Ertem Londra’dan yazıyor: “Batı demokrasilerinde bir gelenek var; şu veya bu şekilde aktif siyasetten çekilen üst düzey siyasetçiler anılarını kitaplaştırarak iç yüzü bilinmeyen pek çok olayı tarihe kaydediyorlar.
O kitaplarda siyasetin aslında ne kadar karmaşık bir oyun olduğunu yazıya dökülen samimi itiraflardan anlıyor, önemli olayların perde arkasını öğrenme fırsatı buluyorsunuz...
Peki bizde neden öyle bir şey olmuyor? Sebebi basit; çünkü bizim siyasetçiler Hak’kın rahmetine kavuşana kadar siyasetin içinde... Koltuğu kaybetseler bile “Nasıl olsa bir gün geri döneriz” diye kalemi ellerine almıyorlar... Oysa işi zamanında bırakıp köşelerine çekilseler... Yaşadıkları olayların bilinmeyen yönlerini kâğıda dökseler, Türk siyasi tarihine en kalıcı eseri bırakmış olmazlar mı?”
Öğretmenlere yüz lira zam yoldaymış.
İnşallah öğretmenlerimiz için ömür bitmeden o yol biter...
Fahrettin Fidan
Yargıca komplo
İnternette dolaşan ve bazı gazetelere yansıyan ses kaydında Yargıtay 8. Daire Üyesi Hamdi Yaver Aktan’a ait olduğu iddia edilen kimi konuşmalar yer alıyor. Bunlardan birinde Yargıtay Üyesi Aktan’a ait olduğu iddia edilen ses , 13. Ağır Ceza Başkanı Köksal Şengün’e tutuklu sanık Emin Gürses’i tahliye etmesini söylediğini anlatıyor. Ses kaydını Köksal Şengün internetten dinliyor... Yaver Aktan’la böyle bir görüşme yapmadığını bildiriyor:
- Bana kimse talimat veremez, diye devam ediyor...
Yargıç Şengün:
- Suç duyurusunda bulunacak mısınız? ”
Sorusuna da :
- Ne suç duyurusunda bulunacağım. Ayıp yapana aittir, yanıtını veriyor...
Türkiye’de hukuk ve yargının geldiği noktaya dikkatinizi çekeriz...
Yasadışı dinlemelerle elde edilen ses kayıtları internete düşüyor.
Bazı gazetelerde yer alıyor
Yargıçlara komplo kuruluyor.
Hukuk düzeni bu komploları önleyemiyor.
Üstelik bir ağır ceza reisi bu komployu kuranlara karşı hukuk yoluna gidemiyor.
Kendini savunamıyor...
Çünkü anlaşılan komplocuların ortaya çıkarılabileceğinden umudu yok...
Komplo düzeninde hukukun ve yargının vardığı nokta burasıdır.
Erdoğan madenci ölümleri için “Kader” diyor.
“Güvenlik ihmallerinin önemi yoksa” kendileri niye milyon dolarlık zırhlı araçlara binip, koruma ordusuyla geziyorlar...
* * *
Teknik Direktör Daum Fenerbahçe yönetiminden 6.4 milyon euro istemiş.
3 dakikalık “şampiyonluk primi” için çok değil mi?
Gülhan Elmas