Açık Pencere Böyle bir tehlike olabilir... Ama halk bu tuzağa düşer mi?Bizce düşmeyecektir... Düşmemelidir...Aslında bu ülkenin kimliğini "Müslüman" diye açıklayan dindarlarıyla, kimliğini "cumhuriyetçi laik" diye tanımlayan yurttaşları arasında özde büyük ayrılık yoktur... Her iki kesim kendini hayatın zorluklarından, haksızlıktan, adaletsizlikten, ahlaksızlıktan, eşitsizlikten kurtarma derdindedir. Her iki kesim de onuruyla yaşama çabasındadır. Bu çabayla kimi dine sığınmış, kimi de çareyi çağdaş demokratik düzende görmüştür... Kutuplaşmayı yaratanlar, bu insanların inançlarını tehlikedeymiş gibi gösterip kurtarıcı rolüne giren "oy tüccarları"dır. Ayrılık derinleştikçe bunlar gücüne güç katar.Kutuplaşmayı körükleyen bir de dış unsur vardır... Onlar da Türkiye'yi dışarıdan kolay yönetebilmek için toplumda yıllardır Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Atatürkçü-Osmanlıcı, laik-şeriatçı gibi ayrımları körüklerler. Dış güçlerin son projesi Türkiye'yi "Ilımlı İslam" modeline sokmaktır. Bununla amaç, kimilerinin sandığı gibi halkı daha dindar yapmak değil, laik cumhuriyet ve Atatürk'ü eritecek, sömürü düzenini yerleştirecek bir yapıyı ülkeye yerleştirmektir...Türk halkı birbirini tanır, sever, birbirine inanır... Bu oyuna gelmemelidir... Bazıları diyor ki: "Mitinglerde laiklik vurgusu çok yapılıyor, toplum laik-İslamcı diye bölünüyor, hızla kutuplaşıyor..." Soru: Cumhuriyet mitinglerinin bu kadar coşkulu olmasının sebebi nedir? Yanıt: Demokrasiyi özde benimsediği için AKP iktidarına tahammül eden sessiz çoğunluğun, gerçeği görünce sesini çıkarmaya karar vermesi. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci hayli dersler verdi... Birincisi... AKP 'nin antidemokrat yüzünü sergiledi... Mutabakata yanaşsalardı bugün cumhurbaşkanı seçilmiş olacaktı... İkincisi Meclis çoğunluğunun her şey olmadığını, ülkede başka güçler bulunduğunu fark ettirdi. Laik cumhuriyetçileri uykudan uyandırdı. Meydanları canlandırdı. Tayyip Erdoğan'ın sanıldığı kadar güçlü olmadığını gösterdi... Bülent Arınç'ın kalitesini... Abdullah Gül'ün bilinmeyen sicilini ortaya döktü... AKP hiçbir siyasi hesabı tutturamadı... Umarız gereken dersi alırlar. Millet ayıldı... Geçen yıl KPSS'ye 1 milyon 800 bin kişi girmiş... Bunların 1 milyon 311 bini düz lise mezunu... Maalesef işe alınan sayısı devede kulak... KPSS mağdurları sık sık bize e-posta göndererek yardım istiyor.. Ne yapalım diye soruyorlar...Miting yapınız... 1 milyon 800 bin aday, ana ve babalarıyla birlikte 5 milyon 400 bin kişi yapar... Ankara'da onda biri toplansa, Tandoğan'dan Anıtkabir'e yürüyüp saygı duruşunda bulunsa yer yerinden oynar... Seslerini sağır sultan duyar. Hadi gençler... Silkinin biraz... KaPeSeSe mitingi! Pek çoğu inandırıcı görünmese, hatta kimileri güldürse de Cem Uzan somut vaatlerde bulunuyor. Vatandaş bunları ilgiyle, biraz da, "Yalan da olsa söyle, hoşuma gidiyor" hesabıyla dinliyor. Sadece mutlu olmakla kalmıyor, kimileri oyunu Genç Parti'ye kullanmayı ciddi ciddi düşünüyor."Peki ya iktidar hesapları yapan CHP? O vatandaşa ne vaat ediyor? Seçimlere çok az zaman kalmasına rağmen bu partinin somut bir vaadini hatırlayan var mı?" diyor ve sözü CHP Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Oğuz Oyan'a bırakıyoruz.- Seçim bildirgemiz bitmek üzere. İktidara geldiğimizde neler yapacağımızı, halkımıza neler vaat ettiğimizi yakında herkes görecek.- Neler var bildirgede?- Cem Uzan'la vaat yarışına girmemiz tabii ki söz konusu değil. Bizim vaatlerimizin hepsi hesabı kitabı yapılmış, ayağı yere basan, Türkiye gerçeklerine uyumlu vaatler.- Örneğin?- Mazottan alınan yüzde 60'lık Özel Tüketim Vergisi'ni tamamen kaldıracağız. Elektrikte yüzde 10 olan KDV'yi yüzde 1'e indireceğiz. Asgari ücretin yarısını vergi dışı bırakacağız. Diğer ücretlerden alınan vergilerde ciddi indirime gideceğiz. AKP'nin tarıma verdiği 5 katrilyonluk desteği iki katına çıkaracağız. Yılda sadece bölgesel kalkınmaya 8-9 trilyon lira teşvik vereceğiz. Ulusal gelirin yüzde ikisini, yani 10 trilyon liradan fazla bir parayı yardım paketi olarak yoksullara dağıtacağız. Tütün, pamuk, şekerpancarı gibi stratejik ürünlerde ciddi bir destekleme politikası uygulayacağız. IMF'nin dayatmasıyla yüzde 6.5 olarak uygulanan faiz dışı fazlada oranı yarı yarıya indireceğiz. Halk bir yıl içinde rahatlamayı somut olarak hissedecek, beş yıl sonra da açız diyen kimse kalmayacak.- IMF bunları kabul eder mi?- Zaten onun programını daha fazla sürdürmenin imkânı yok. Kendi programımızı uygulayacağız.- Ya kaynak sorunu?- 2007 bütçesinde faize ayrılan para 53 katrilyon. Faizlerde bir miktarlık indirim bile büyük bir kaynak demektir. CHP'nin vaatleri... Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım istifa ederken ağlamış. Tren kazasında 37 kişinin ölümü karşısında ağlamayan bakanın koltuk gidince ağlaması ibretlik... m.asik@milliyet.com.tr