Hükümetin bakanları bilmiyor. Meclis bilmiyor. Genelkurmay bilmiyor. Cumhurbaşkanlığı bilmiyor... Basın bilmiyor...Dün birçok gazete ve köşe yazarı hâlâ bir liman ve bir havaalanının, Mağusa ve Ercan karşılığında açılacağını yazıyordu.Oysa Finlandiya Başbakanı, Türkiye'nin bir limanını "koşulsuz" olarak açacağını söylüyor...CHP Milletvekili Onur Öymen, Ankara'da AB Büyükelçileriyle konuştuğunu, Türkiye'nin liman açma önerisini "koşulsuz" yaptığını anlatıyordu dün...O kadar ki... Değil Ercan ve Mağusa... AB'den 8 başlığın 6'ya, 4'e indirilmesi gibi küçücük bir talebimiz bile yok...Basınımız "Golü attık", "Ters köşeye yatırdık", "Adamları şaşırttık","Baskın yaptık" gibi tezahüratla yediğimiz golü atılmış gibi gösteriyor. Aynen 2004'te Brüksel'de yaptığı gibi... Türkiye'nin önerileri koşullu mu, koşulsuz mu?Dün konuştuğumuz Ankaralı gazeteci arkadaşlar bu konuda net bir bilgiye sahip değildi.Kıbrıs Rumları, Türk önerisini ayrıntılarıyla biliyordu. Ama Türkiye'de hiç kimse bilmiyordu. Çünkü Türk hükümeti aradan 3 gün geçmesine rağmen "AB'ye ne önerdiğini" hâlâ açıklamıyor. Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nden dün hükümetçe kendilerine bilgi verilmediği açıklandı.Başbakan Erdoğan, Başkan Bush'a telefon edip bilgi veriyor. Ama kendi Cumhurbaşkanı'na, o gün görüştükleri halde bilgi vermiyor. Çankaya'dan kopuk, Beyaz Saray'a bağlantılı...Muhalefet partileri en küçüğünden en büyüğüne hükümetin tavizlerini protesto ediyor. Refleks iyi. Ama neden bir ortak deklarasyon yayımlamıyorlar? Sivil toplum kuruluşları nerede? Sendikalar, barolar, odalar nerede? Neden insanlar, Borsa'daki yurtsever gençlerin yaptığı gibi, evlerini Kıbrıs bayraklarıyla donatmıyor? Kıbrıs Rum Kesimi Dışişleri Bakanı Lilikas, Lefkoşa'da önceki gün açıklama yapıyor... Türk önerisi hakkında bilgi veriyor. Ankara bir deniz limanını oraya sadece Rum malları taşınması kaydıyla açacakmış. Bir hava limanını ise sadece kargo uçaklarına açmayı önermiş. Kıbrıs Rum hükümeti, Türkiye'nin önerilerini ayrıntılarıyla biliyor. Biz bilmiyoruz... Yargıtay'a göre Erdoğan'a "kabadayı" demek suç değilmiş. Aslında suç olmalı... Kıbrıs'ta verdiği tavizlerle ne kadar "mülayim" olduğunu gösteren birine "kabadayı" denir mi? Rumlar Türkiye'nin önerisine tepki gösteriyor... Bizim "çok bilir" takımı Rumlar tepki gösterdiğine göre öneri bizim lehimize sanıyor. Oysa Rumlar Ankara'nın önerilerini beğenseler de tepki gösteriyorlar. Sevinç gösterseler Türk hükümetini Türk halkı önünde güç duruma düşüreceklerini biliyorlar. Ayrıca o zaman verilenle yetinmeleri söz konusu. Oysa onlar hep daha fazlasını isityor. Son önerimizi beğenmediler. Bu doğru. Çünkü onlar koşulsuz olarak bütün limanların açılmasını istiyor. Az verdik diye beğenmediler. Gol attık falan diye değil... Rumların "ohi"si... Cevat Abbas, Atatürk'ün yaveridir. Tam 24 yıl Mustafa Kemal'in savaş meydanlarında, yurt gezilerinde, Meclis görüşmelerinde yanıbaşında bulunmuştur. Cevat Abbas'ın hatıraları o yüzden değerli ve çarpıcı.. Bu anıları kitapçı raflarına yeni çıkan "Atatürk'ün Yaveri Cevat Abbas Gürer" adlı kitapta okuyoruz... Torun Turgut Gürer derlemiş anı ve belgeleri... Bizlere lezzetli satırlar sunuyor... Örneğin... Atatürk, Veliaht Vahdettin'in ordu müşavirliğine tayin edilir edilmez onu Çengelköy üzerindeki köşklerinde ziyarete gitmiş... Bir saat kadar görüşmüşler. Cevat Abbas köşkten çıkar çıkmaz:- Nasıl buldunuz Paşam? diye hissiyatını sormuş...Mustafa Kemal demiş ki:- Önüne bakarak ve gözlerini kapayarak konuşan ve biradere 'bilâder' diyen, kendi halinde bir adam, bundan ne hayır beklenir...* * *Kitaptan ilginç bir bölüm daha: Vahdettin, 3. Ordu müfettişi olan Mustafa Kemal'i Samsun ve çevresindeki olayları bastırmak için görevlendirmeseydi de Mustafa Kemal gizlice Anadolu'ya geçecekti..."Mustafa Kemal Paşa bir gün; Kocaeli Yarımadası'nın Taş köprüsü üzerinden veya İzmit Körfezi'nden istifade edilerek Yirminci Kolordu hudutlarına ulaşacak bir yolun emniyetle alınması tedbirini bana emretti.Gebze, İzmit ve Değirmendere istikametlerini etüt ettim. Atatürk'le kendime cephanesiyle birlikte birer mavzer filintasıyla iki el bombası hazırlamıştım. Ansızın bir gün Atatürk'ün bizzat tespit ettiği Gebze civarından Tavşancıl'a inen yolu takip ederek Yahya Kaptan ile buluşup Değirmendere'ye geçecektik". m.asik@milliyet.com.tr Cevat Abbas