Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yukarıdaki sözlerin, dolayısıyla davetin sahibi TBMM Başkanı Bülent Arınç. Eh, davet bu denli yüksek yerden gelince icabet etmemek de olmaz tabii ki. İsteği derhal yerine getiriyor ve diyoruz ki;Mecliste, milletvekillerinin konuklarını götürebilecekleri en az iki - üç lokanta var. Ana binadaki lokanta ise öğlen 12.00den akşam Genel Kurul kapanıncaya kadar açık. Buralarda çıkan yemekler hem çeşit hem kalite yönünde Muhafız Taburu Gazinosundaki yemeklerden çok daha iyi... Fiyatlar da hemen hemen aynı. Bunlara ilaveten, Meclisin hemen etrafında sayılamayacak kadar çok sayıda lokanta ve kebapçı bulunuyor. Durum bu iken milletvekilleri konuklarını neden illa da Muhafız Taburu Gazinosuna götürmeyi isterler? Acaba asıl amaç üzüm yemek değil de bağcı dövmek yani provokasyon yapmak mıdır? "TBMM Muhafız Taburu Gazinosunda askeri kurallar geçerli. Bu kurallar içinde sakallı olan arkadaşlarımıza veya misafirlerine, başörtüsü ile gelen misafirlerine veya milletvekili yakınlarına servis yapılmıyor. Basınımıza, o yiğit ve gayretli basınımıza bir görev düşüyor. Bu konuda ne düşündüklerini açıklıkla, özellikle birinci sayfada yazsınlar. Köşe yazarlarını da göreve davet ediyorum." Maliye Bakanlığı, özel tiyatrolara yapılan mali yardımı kesmiş. Bu hükümetten özel sanatlara destek vermesini beklemek, Maliye Bakanının tango dersi almasını beklemeye benzer... Eski milletvekili Salim Erel, bir yakınının ölümü nedeniyle memleketi Ereğliye gitmiş. Sağlığı perhiz yapmasını gerektiriyor. Bir pastaneye (Oylum) girip tuzsuz yiyecek istemiş. Servis yapmıyoruz, cevabını almış. Daha lüks bir pastaneye (Eder Pastaneleri) girmiş, aynı istekte bulunmuş. Oradan da "servis yapmıyoruz" yanıtını almış... Salim Erel, "Dini vecibelerini yerine getiren insanların diğer insanları baskıyla yönlendirmeye hakkı var mıdır? Dinde zorlama olur mu? Yaşadığımız çağa böyle şeyler yakışıyor mu?" diye soruyor... Ereğlide Ramazan ABDde seçimi Bush kazanırsa "Buşizm" devam edecek. Eğer Kerry kazanırsa dünyaya yeni bir akım yayılacak: "Kerizm" Gökkafesi protesto çağrısını, Dragos Doğayı Koruma Derneği Başkanı Hülya Göksel, yapıyor... Doğa ile Barış Derneği Başkanı Yüksel Üstün, protesto gösterisine katılacaklarını bildiriyor. Doğa sevenler, 12 Kasım cuma günü saat 11.00de ellerinde pankartlarla Gökkafesin önünde buluşacaklar ve demokratik protesto hakkını kullanacaklar. Hukuk dışı olduğu yargı kararlarıyla kesinleşen Gökkafesi protesto eylemine grup olarak katılmak isteyenler 0216 352 22 49 nolu faks/telefona başvurabilirler... Hukuksuzluk abidesi Tayyip Erdoğan ın otomobil, uçak gibi pahalı hediyeler isteme huyu Başbakan olduktan sonra mı ortaya çıktı, yoksa kökleri geçmişe mi dayanıyor? Eski İstanbul Belediye Başkanı, CHP Milletvekili Nurettin Sözen in bu merakımıza yanıtı:- Ben belediye başkanıyken benden önceki başkandan kalan makam arabasını kullandım. Benden sonra başkan olan Tayyip Beye daha ilk günlerinde bir işadamı sıfır kilometre Mersedes hediye etti. Tayyip Bey bununla da yetinmedi, hemen arkasından belediyeye bağlı bir ulaşım şirketi aracılığıyla altına bir de son model cip çekti. Aslında bu bir belediyeci raconudur... Belediyeler bol kepçe ihaleler verir. Karşılığında bir iki binek aracı alır. Böylece iş bilir görünür, ihaleden belediyeyi kârlı çıkartmış gösterirler...* * *Pazartesi günü Hürriyet gazetesinin manşetinde iki sütun "29 Ekimde döner ekmek tartışması"na ayrılmıştı. Konu; Çankaya Köşkündeki 29 Ekim resepsiyonunda konuklara ekmek arası döner ikram edilmesiydi... Gazete gurmelerden görüş almış, tartışmayı bizzat düzenlemişti. Aynı sayfanın altlarında Başbakan Erdoğanın Airbus alımı sırasında VIP uçağı istediği, Almanların onun yerine Maybach marka otomobil hediye edecekleri haberi vardı. Başbakanın bu davranışı döner - ekmekten çok daha önemli tartışmalara yol açtığı halde gazete bu tepkilere yer vermedi... Başbakanı ve AKPyi sorgulamamak günümüz gazeteciliğinin ilkelerinden biri haline geldi... SİT talanı, orman yağması, şeriatçı kadrolaşma, eğitimde imamlaşma gibi tehlikelere karşı mücadele veren Cumhurbaşkanına ise her fırsatta yerli yersiz vurmak serbest... Bu tavır Türkiyeyi nereye götürür? Bir düşünsek... Maybach ayıbı... TMSF, Erol Aksoyun Tarabyada saray yavrusu büyüklüğündeki villasını satışa çıkartmış. Villanın ruhsatı yokmuş. Boğaziçi İmar Müdürü Semih Ay, "Villanın bundan sonra ruhsat alması da imkânsız" demiş. Peki Semih Bey her taraftan görünen bu dev gibi inşaatı neden bugüne dek durdurmamış... Bir yanıt lütfederler mi? m.asik@milliyet.com.tr