Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Filozof Yves Michaud, Chiracın nutuklarını ele alıp inceledi ve "Chirac Dans Le Texte" (Stock Yayınları) adlı kocaman bir kitap oluşturdu. Michaud kitabında, Chiracın çok konuşan ama az iş yapan biri olduğunu anlatıyor. Peki Fransızlar neden ona oy veriyor? Yanıtını Mösyö Michauddan dinleyelim:- Fransızlar ona, bir aynada kendilerine bakar gibi bakıyorlar. Fransızlar da onun gibiler. Reformlar yapmak istiyorlar ama kendi durumlarında hiçbir değişikliğe gitmeden, hiçbir şeyi zorlamadan ve aslında hiçbir şeyi hiçbir biçimde değiştirmeden... Yani yerine sayarak reform yapmak. Yani reform yapacağım diyerek konuşmak ama hiçbir şey yapmamak... Bu meziyet, hem Fransız halkında mevcut hem, de Chiracta... Fransı Devlet Başkanı Jacques Chirac, ikide bir farklı şeyler söylüyor, zaman zaman kendisiyle bile ters düşüyor... Yalnız Türkiye konusunda değil. Hemenhemen her konuda aynı tavrı sergiliyor. İlkokul mezunları da ehliyet alabilecekmiş. Doğru karar... Çünkü bizim eğitim sisteminde ilkokul mezunu ile üniversite mezunu arasında büyük fark bulunmuyor.. Gül ile bira kokusu benzeşir... Bunu içkili bir vatandaş değil, Münih Teknik Üniversitesi hocalarından Doğal Yağları Araştırma Derneği Başkanı Dietrich Webner söylüyor. Profesörün yaptığı tespitlere göre bira ile gül, yasemin ve greyfurtun içindeki esans yağları aynıdır... Bu aromalar, beynin limbik sistemini etkileyerek insana rahatlık hissi vermektedir... Gül ile bira... Irak tezkeresi sırasında ekranlarda "Ortadoğu uzmanı" diye tanıtılan kimi gazetecilerin, Türkiyenin Iraka asker göndermesi için yırtındığını gördük. Eğer asker gönderilmezse Türkiye adeta çökecekti. Tam tersine asker göndermediğimiz için, hem ABD hem AB nezdinde itibarımız arttı...Aynı tipler şimdi AB konusunda yine uzman olarak ekranlarda... Nasıl oluyor da bunlar hem sürekli yanılıyor hem de uzman kalabiliyorlar? Yoksa "uzman" diye, sadece egemen çevrelerin borazanlığını yapanlara mı deniyor? Uzmanlığın sırrı Kemal Bostancıoğlu TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları işletme müdürüydü. Prof. Nüket Yetişin başkanlığa atanmasından sonra, 4 ay önce, işine son verildi. Ne var ki açılan dava sonucu iş mahkemesi Bostancıoğlunu göreve iade etti. TÜBİTAK işten çıkarma gerekçesi olarak "performansı düşük, otoritesi yok" gibi sebepler öne sürmüştü. Savunma almamıştı. Yeni iş kanunu bu konularda kesin kanıt istiyor ve savunma alınmasını şart koşuyor. O yüzden Bostancıoğlu işine iade edildi. Kararı veren yargıçları kutluyoruz.. TÜBİTAKta hukuk... ABden müzakere tarihi alacağımız kesin gibi görünüyor. Kimileri bu kadarıyla yetinecek gibi... Hatta müzakere tarihi almayı yurtiçine siyasi zafer gibi takdime hazırlananlar var... Oysa tarih almak üyelik anlamına gelmiyor.Tam üyelik yoluna döşenen engeller halen olduğu gibi duruyor.Bakınız Almanyadaki 1490 Türk Derneğinin dün yayımladığı ortak bildiride ABnin Türkiyenin önüne koyduğu engeller nasıl sıralanıyor:1. Türkiye tüm gerekli katılım koşullarını yerine getirse bile, Avrupa Birliği Türkiyenin üyeliğini reddedebilme yetkisinin kendisinde tutmak istemektedir. 2. Türkiyenin tam üyeliğe alınmasının, AB ülkelerinde referandumla belirlenmesi düşünülmektedir.3. Türkiye vatandaşlarının serbest dolaşımı hakkı yalnız geçici bir süre için değil, sürekli kılınmak istenmektedir. Bu koşul, Avrupa Birliğinin ruhu ve felsefesiyle tamamen çelişmektedir.4. Türkiye`nin tarım sektörü ve altyapı alanlarında, AB yardımlarından sürekli olarak uzak tutulması düşünülmektedir.5. Türkiyeye kesin bir tam üye olma tarihi öngörülmemektedir.Bugüne değin hiçbir aday ülke için bu veya benzeri koşullar öngörülmemiştir. Müzakerelerin başlamasının bir şey ifade etmeyeceğini Hollanda Dışişleri Bakanı Bot, 1 Aralık günü Hollanda gazetesi Handelsblata verdiği demeçte nasıl güzel anlatıyor:- Türkiyeye müzakerelere başlaması için ek şartlar koşulması adil olmayabilir; fakat bu Avrupanın siyasî gerçeğidir. Türkiyeye müzakere tarihi verilmesi Türkiyenin bir süre sonra tam üye olacağı anlamına da gelmez...AB ilerde kıvırtmak için yolun ucunu açık bırakmak istiyor... Hükümet, Helsinki ve Kopenhagda verilen sözlerin tutlması için bastırmalıdır. Ucunu kapatalım Günün esprisi! "Onlar (hortumcular) kendilerini iyi biliyorlar. Tir tir titriyorlar. Tek tek hesap sorulacak." m.asik@milliyet.com.tr