Şimdi aynı oyun "milliyetçilik" konusunda oynanıyor...Bankaları, toprakları sanayi tesisleri yok pahasına dışarı satılan... Petrol gibi varlıkları peşkeş çekilen... Baştaki işbirlikçilerin ABD ile çıkar birliği sonucu PKK'ya mahkûm hale getirilen... Kimliği yok edilmeye çalışılan... Yönetimi AB, ABD ve IMF'ye bağlanan Türk halkı doğal olarak milliyetçi bir tepki veriyor... Bağımsızlıkçı duygular güçleniyor...Şimdi hedef işte bu tepkiyi yok etmek... Milliyetçiliği, ulusalcılığı, yurtseverliği ve sağ şiddeti aynı kefeye koyup halkın gözünden toptan düşürmektir...Bu oyun hayli açık tezgâhlanıyor. Bu arada birtakım katiller ve karanlık adamlar da ortada ben "milliyetçiyim" diye dolaşıyor elbet... Bunlar da oyunun ve komplonun parçasıdır... Komplocuların figüranıdır.Ulusalcı ve yurtsever kişi ülkenin dışarıdan yönetilmesine ve sömürülmesine demokratik yoldan karşı çıkar. Ulusal değerleri savunur. Vatan millet bayrak edebiyatı veya kaba güç gösterisiyle akılları çelmeye çalışmaz. Vaktini böyle harcamaz. Klasik bir CIA taktiğidir... Güney Amerika'da olduğu gibi Türkiye'de de uygulanmıştır... Eğer bir ülkede sol yükseliyorsa derhal ajan provakatörler eliyle solcular şiddet eylemlerine yönlendirilir. Anarşi ve şiddet ile sol aynı vitrine konur. Sosyalisti, sosyal demokratı, Maocusu, Lenincisi, devrimcisi, demokratı... Solun her ceşidi anarşiyle iç içe gösterilir. Halkın gözünden düşürülür. Solun demokratik yükselişi bu şekilde durdurulur... Saddam'ın hatası: O da petrolünü bizim gibi yasayla kuzu kuzu teslim etseydi kurtlara yem olmazdı... Ankara'da AŞTİ rezaleti sürüyor... Ankara otogarında otobüsten inenler servis aracı bulamıyor. Pankartlarda servis araçlarının esnafın isteği üzerine kaldırıldığı yazılı. Yalan tabii... Neden 81 vilayetten yalnızca Ankara esnafı bundan şikâyetçi olsun? Bir taksi şoförü okurumuz bir fiş göndermiş. Bir taksi AŞTİ'de çalışmak isterse günlük 20 YTL ödüyor. Muazzam meblağlara ulaşan paralar (ne ilgisi varsa) Keçiören Spor Kulübü'ne gidiyor. Taksiciler kapı önünde birbirini yiyor. Kavga dövüş gırla gidiyor... Koca başkent pısmış, bu ayıba katlanıyor... AŞTİ rezaleti devam Bu yılın ilk haftaları çok ölümlü oldu. Her ölüm erkendir, gerçi... Ama insanların büyük çoğunluğu da gerçekten erken ölmektedir... Doğal insan ömrü ne kadardır, diye sorarsanız...Filozof Schopenhauer'e göre "doğal ömür" 90 - 100 yıldır... Tek tük de olsa o yaşlarda insanlar tanımışızdır. Bir gün otururken, şekerleme yaparken ya da gece yatağında ağrısız sızısız, habersiz ölüverir... Sorulduğunda "yaşlılıktan öldü" denir. Doğal ölüm budur. Daha önce kanserden, kalpten ve benzeri hastalıklardan gidenler ise erken ölmüşlerdir... Ölüm ve yaşam İktidarın ele geçirmeye çalıştığı yeni hedeflerin Yargıtay ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) olduğu anlaşılıyor. Adalet Komisyonu şu aralar bu iki kurumun yasasında değişiklik öngören tasarıları görüşüyor. Değişikliklerin neler olduğunu CHP'li Komisyon üyesi Orhan Eraslan'dan dinliyoruz.- Şu anda Yargıtay'da 21 üyelik, başta emeklilik olmak üzere çeşitli nedenlerle boş durumda. Yürürlükteki yasaya göre boş üyeliklerin seçimini HSYK yapar. Getirilen değişiklik bu 21 üyeden 10'unu Adalet Bakanı'nın belirlemesini öngörüyor. Yani siyasi bir kişilik olan Adalet Bakanı'na hâkim kontenjanı veriyor. Tasarıda ayrıca Yargıtay'ın küçültülmesi de var.- O niye?- Efendim, Yargıtay'ın iş yükünü azaltacak olan istinaf mahkemeleri yakında faaliyete geçecekmiş de ondan. Oysa o mahkemelerin kaç yıl sonra faaliyete geçeceği... Geçtiklerinde Yargıtay'ın yükünü ne ölçüde azaltacakları henüz belli değil. Kaldı ki hemen faaliyete geçseler bile Yargıtay önündeki birikmiş dosyaları en az 3 - 4 yılda eritebilir. Asıl amaç Yargıtay'ı ele geçirmek.- HSYK'da yapılmak istenen değişikliğe gelirsek?- HSYK üyeliği seçimiyle ilgili halen yürürlükte olan yasada Yargıtay Büyük Genel Kurul üyeleri, boşalan her üyelik için üç katı sayıdaki adayı tek tek oylayarak seçiyorlar. Sırayla en yüksek oyu alanların isimleri Cumhurbaşkanı'na gönderiliyor, o da bu isimler içinden uygun bulduğunu atıyor. Şimdi yapılmak istenen değişiklikte, "Seçimlerde oy hakkı sadece bir aday için kullanılır" hükmü yer alıyor. Bu durumda iktidara yakın bir aday çok az da oy alsa Cumhurbaşkanı'na gönderilecek isimler içine rahatlıkla girebilecektir. AKP'nin seçeceği bir Cumhurbaşkanı'nın bu durumda tercihini kimden yana yapacağı çok açıktır. Böylece, binlerce hâkim ve savcının atamasını yapan HSYK çok da uzun olmayan süreç içinde ve kaçınılmaz olarak siyasallaşacaktır. Kısacası bu değişiklik Sezer sonrası için yapılıyor. Hedef yargı... Soru: İnternet, gazeteyi bitirir mi? Karşı soru: Laptopu mu açmak kolay, gazeteyi mi? m.asik@milliyet.com.tr