Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dekan Prof. Celal Göle güzel konuşmasında SBF'nin son yıllardaki başarılarından örnekler veriyor. O arada Mülkiye Marşı'nın öyküsünü de anımsatıyor..."Başka bir aşk istemez aşkınla çarpar kalbimizEy vatan göz yaşların dinsin yetiştik çünkü biz..."Bu marş Atatürk'ün Samsun'a çıkışından 1 ay önce Mülkiyeli öğrenci Cemal tarafından yazılmış, daha sonra Musa Süreyya Bey tarafından bestelenmiştir...Söylerken insanın gözlerini yaşartan bu marşın bir adı da "Vatan marşı"dır... Mülkiye öğrencisinin dünden bugüne uzanan ülke sorumluluğunun ve vatan sevgisinin ifadesidir.Prof. Celal Göle ağır konuşuyor:- Van 100. Yıl Üniversitesi Sayın Rektörü , değerli meslektaşımız Prof. Yücel Aşkın'ın maruz kaldığı uygulamayı şiddetle kınadığımı, bir hukuk devleti olan ülkemizde iki ayı aşkın süredir Sayın Rektör'ün hâlâ tutuklu kalmasını anlayamadığımı, bundan da bir hukukçu olarak fevkalade üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum..."Bu sözler üzerine Aziz Köklü Konferans Salonu'nda müthiş bir alkış kopuyor. O ana kadar ve ondan sonra görülmeyecek kadar uzun sürüyor alkışlar. Yücel Aşkın'a duyulan sevgi ve saygı, ona uygulanan muameleye gösterilen tepki salonda dalgalanma yaratıyor.Aynı salonda bulunan 1968 mezunu İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, bu alkışların mesajını alıyor mu? Bunu hükümete iletecek mi? Kimbilir...Güneşli bir pazar günü akşamına rastlamasına rağmen konferans sonrası verilen kokteylde çok sayıda öğrenci ve mezunun bulunması dikkatimizi çekti. Öğrencinin ve mezunun okulunu sevmesi ne güzel şey... Tabii böyle bir sevgiyi yaratabilmek de... Ön sıralarda dizi dizi 70'lik delikanlılar... Vücutlar biraz yorgun, saçlar beyaz olsa da gözler ışıl ışıl... Bakışlar dinç... Onlar Mülkiye'den mezuniyetlerinin 50. yılını kutlayan 1955 yılı mezunları... Siyasal Bilgiler Fakültesi, nam - ı diğer Mekteb - i Mülkiye'nin 146. yılı ile 50. yıl mezuniyeti bir arada kutlanıyor... Polifonik Korolar Derneği Korosu'ndan güzel parçalar dinliyoruz. Son olarak Mülkiye Marşı hep bir ağızdan söyleniyor... TBMM Araştırma Komisyonu, dayak mağduru ünlü kadınları dinleyecekmiş. İşte ünlü olmanın faydaları... Yediğin dayak bile devlet meselesi haline gelebiliyor... Aylar önce bir Ankara seyahatinde birkaç internet kafeyi dolaşmış, içerdeki sigara dumanından bunalmıştık. Birkaç kişinin sigara keyfi uğruna zaten izbe gibi bodrum katlarına sıkışmış internet kafeler çoluk çocuğu sorumsuzca zehirliyordu. Bu defa aynı internet kafelere şöyle bir göz attık. Sigara dumanı aynen devam. Belediye oralı değil. Orada burada alkolü yasaklayıp gençliğin sağlığını gerekçe gösterenlerin insan sağlığına aslında ne kadar önem verdikleri ortada. Umurlarında değil açıkçası. İnternet kafeler Mülkiye'nin 50. yıl mezunları arasında iki sevgili gazeteci ağabeyimiz Altan Öymen ve Güngör Uras ile bir sevgili ablamız Aysel Öymen de vardı. 1955 mezunları adına Altan Öymen bir konuşma yapıyor... Konuşması arasında hoş bir deyim geçiyor: "Diğerkâm olmak"...- Bizler öğrencilik yıllarımızda mezun olunca ülkeye nasıl hizmetler vereceğimizi konuşurduk... İçişleri, Maliye, Harici şubeleri seçerken ülkenin ihtiyacını ön planda tutardık... Diğerkâm kişilerdik...Ne demek diğerkâm?Kendinden çok başkalarını, yani diğerlerini düşünmek... Eski dilde bu yapıdaki kişilere "Diğerkâm" denirmiş. Diğergam şeklinde de söylenirmiş. Bencil kişilere "Hotgam" denir, "Diğergam" bunun tersi anlam ifade edermiş...Altan Öymen, daha sonra sohbet ederken diyor ki:- Çok ilginç.. "Hotgam"ın yeni dilde bencil, bireyci, egoist gibi karşılıkları var ama "Diğergam"ın karşılığı yok....Öyle de olsa eminiz, her Mülkiyeli yüreğinin bir köşesinde duymaktadır ve duyacaktır o duyguyu... Diğerkâm olmak Haber dünkü manşetimizdeydi.."KKTC halkına evet cezası...""Annan Planı'yla ilgili referandum sonrası KKTC'ye doğrudan ticaret sözü veren AB, şimdi projeyi rafa kaldırıyor..."KKTC halkının Annan Planı'na evet oyu vermesi için verilen bol kese vaatleri ve uçurulan balonları hatırlarsınız... AB tecridi kaldıracak, kredi musluklarını açacaktı...Ya Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül? Onlar da referandumda "evet" çıktığı takdirde ülke ülke dolaşıp KKTC'nin tanınması için dünya çapında lobi faaliyeti başlatacaklardı...AB sözlerini tutmadı. Tam tersine Rumları ödüllendirdi...Peki Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan ne yaptılar?Onun yanıtı da dün yine birinci sayfamızdaydı.Abdullah Gül, Conrad Otel'de ABD'nin Irak Büyükelçisi Halilzad ile Iraklı Sünni liderleri bir araya getirmiş Irak'ın sorunlarına çare araştırıyor...Başbakan Tayyip Bey de Avustralya ve Yeni Zelanda'da Türkiye'yi tanıtıyor.Atatürk'ün kurduğu modern Türkiye'nin bugün hangi noktada bulunduğunu o ülkelerin hükümetlerine canlı örneklerle anlatıyor... * * *Bu satırları yazarken Kıbrıs'tan ulusal hareketin sözcüleri, Tanju Müezzinoğlu ve Çavlan Süerdem arıyor... Eğer KKTC Meclisi'ne sevk edilen Kuzey'deki mal ve mülklerin Rum sahiplerine devrini öngören tasarı Meclis'te yasalaşırsa Kıbrıs'ta her şeyin biteceğini anlatıyorlar... Bugün bir basın toplantısı düzenleyerek Denktaş'ı artık meydana inmeye çağıracaklar. Çavlan Süerdem:- AKP hükümeti bu yasayı M. Ali Talat yönetimine çıkarttırmak istiyor. Sorumluluğu onların sırtına atacaklar. Onlar da bu rolü benimsemiş durumdalar...Kıbrıs'ın satış hazırlığı sürüyor. Dikkatler başka taraflarda... Yes mi annem? Genç dostlarımız Volkan ve Ebru Seviğ'in nikâhında tanıştığımız Beylikdüzü Belediye Başkanı Vehbi Orakçı, sohbet sırasında bize projelerini anlatmıştı. Biri uygulamaya girdi. Beylikdüzü pazarı geçen pazar günü açıldı. Bu modern pazarın modern uygulamalarından biri internet. Yarım milyon insanın yasadığı bölgede pazara internetle sipariş verilebilecek. 2 kilo domates, 1 teneke zeytinyağı, yarım kilo muz vs... Bunlar pazardan kapıya kadar gönderilecek. Ödeme de internetle yapılabilecek. Pratikte işler mi? Bilinmez. Ama denemeye değer... m.asik@milliyet.com.tr Beylikdüzü pazarı