Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, Nâzım Hikmet’in vatandaşlık hakkının iade edilmesi için Bakanlar Kurulu kararının imzaya açıldığını bildirdi. Hayli çarpıcı bir açıklama oldu bu. Kimisi şaşırdı. AKP’ye methiye düzmek için fırsat kollayan kimileri derhal övgülere başladı... AKP her zaman özgürlükçü partiymiş, şimdi de sol partilerin yıllardır yapamadığını yapmış vs...
Nâzım Hikmet’in gerçekten sevenleri Nâzım Hikmet Kültür Vakfı’nın yayımladığı bildiriyi okumalı:
“Yolsuzluklarla, din istismarıyla, memleketi satan tavizsiz işbirlikçi tutumuyla ipliği pazara çıkan AKP hükümeti, seçimlere girerken yeni toplumsal desteklere ulaşma arayışındadır.
Bu karar, diğer uydurma demokratikleşme adımları gibi, Tayyip Erdoğan’a meydanlarda, salonlarda, Ertuğrul Günay’a açılışlarda, kokteyllerde böbürlenme olanağı sağlamak için alınmıştır.
AKP hükümeti samimi değildir. Din istismarcılığının yolsuzluklarla ayaklarına dolanmasından sonra, bu defa demokratikleşme istismarcılığına soyunmuşlardır.
AKP hükümetini, âlemi aptal, kendilerini akıllı sanmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.
AKP hükümetini, bu ülkenin değerlerini seçim malzemesi yapmayı bırakmaya çağırıyoruz.”
Evet... Herkesin saf olması ya da kendini saf yerine koydurmasını bekleyemezsiniz...
Melih Gökçek doğalgaz sayaçlarının yanı sıra su sayaçlarını da iki misli fiyata satmış.
Eğer Melih Gökçek yerel seçimi kazanırsa halkın soyulmaktan hoşlandığı kesinleşecek...
Haldun Ertem
TEDAŞ’ın astığı bir afiş:
“Kaçak elektirikle ısınan sudan abdest olmaz, gusül hiç olmaz, cenaze de asla yıkanmaz.”
Yine bankalar...
Bankalarla igili vatandaşların şikâyetleri bitecek gibi görünmüyor. Okurumuz Ankara’dan yazıyor:
“İ. Bankası’ndaki hesabımda 39 lira kalmıştı. Bankamatik kartımla sadece 20 lirasını çekebildim. Çünkü bankamatik öyle ayarlanmış ki ancak 20 TL ve bunun katları olan parayı çekebiliyorsunuz. Eskiden beş lira bile çekilebiliyordu, sonra rakamı 10 lira yaptılar, şimdi de 20 liraya çıkardılar. Bu gidişle bankamatikler çok yakında 50 lira ve katları çekilebilir şekilde ayarlanırsa hiç şaşırmayacağım..”
Yine soralım: BDDK adlı bir kuruluş var.. Bu kuruluş ne yapar, kime çalışır?
İpin ucu kaçar
Çok da sürpriz değil tabii... Türkiye’deki 56 Çerkes derneğinin çatı örgütü Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Çankaya Köşkü’nde yapılan görüşmede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Çerkesçe (Adıgece ve Abazaca) yayın taleplerini iletmiş... Önceki gün yapılan görüşmede KAFFED heyeti, “Türkiye’de yaşayan 6 milyon Çerkes” bulunduğunu bildirmiş... Heyet ayrıca üniversitelerde Adıge - Abhaz Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması önerisinde bulunmuş... Lazlar, Gürcüler, Araplar,Tatarlar, Pomaklar, Süryaniler, Romanlar derken sırada hayli etnik grup var. Haydi TRT...
Özel muayene...
Türkiye’de araçların iki yılda bir trafik muayenelerini yapma işi özelleşti. Kısa adı TUVTÜRK olan firma bütün ülkede hizmet veriyor.
Açık Pencere’nin eski elemanı Nâzım Alpman yeni yılın ilk çalışma günü 2 Ocak’ta Dudullu’daki TUVTÜRK’e gitti. Nâzım tesisin dışına doğru 2 km uzanan kuyruğun sonuna yerleşti. Saatine baktı, 10.00’du. Muayene sırası geldiğinde saatler 15.30’u gösteriyordu!
Belgelerini görevliye uzattı.
- Aracın vergisini yatırmamışsınız?
Nâzım cüzdanından dekontu çıkardı:
- Bakın Ziraat Bankası’na 2 Ağustos 2008 tarihinde yatırdığımıza dair banka makbuzu, buyurun...
- Biz ona bakmayız?
- Neye bakarsınız?
- Vergi Dairesi kayıtlarına bakarız.
Nâzım, Ümraniye Vergi Dairesi’ne sevk edildi. Orada da kuyruk vardı, sıraya girdi, memura derdini anlattı. Çok şükür ki devlet artık online hale gelmişti. Hemen kayıtlara girildi:
- Siz Ocak 2006’nın vergisini de yatırmamışsınız?
- Yatırdık, bakın onun da makbuzu var, buyurun!
Vergisini ödediğine ilişkin belgeleri alan Nâzım, tekrar muayene istasyonuna gitti. Oradaki genç memur bir teselli bilgisi verdi:
- Bütün bankalar bunu yapıyor, araç vergisini alıp, vergi dairesine bildirmiyorlar. Bu şekilde parayı işletiyorlar... Olan vatandaşa oluyor.
Aracın muayene işlemleri 18.12’de tamamlandı...
Bütün işlemlerin bilgisayarlar üzerinden yapıldığı modern sistemde bir trafik muayenesi 8 saat 12 dakikaya mal oluyordu.
Hantal devlet bu işleri dinamik özel sektöre devretmeden önce işlem Göztepe’de en çok 120 dakikada bitiriliyordu.
Bir garabet ki...
“Seçmen kütükleri hazırlanırken toplanan
belgeler... Saklanması gerekirken hemen imha
ediliyor. Ama imha edilmesi gereken özel hayata ilişkin telefon görüşmeleri yasanın açık hükmüne rağmen imha edilmiyor, iddianamelere konuyor.”
(Deniz Baykal’ın dünkü grup konuşmasından)
* Tarık Erden dostumuz not göndermiş:
“200 TL’lik banknotların arka yüzüne Yunus Emre’nin resmini koymuşlar: Adamın ahir ömrü: ‘Mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan’ diye diye geçti. Şimdi en yüksek banknotun üstüne adını yazdılar...”