Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gazeteci arkadaşımız Ruşen Çakır, Mirgün Cabas’la birlikte 2008’den bu yana NTV’de sabahları “Yazı İşleri” programını yapıyordu. Diğer birçok program gibi bu da kaldırıldı. Dahası Ruşen Çakır, NTV’nin yeni yayın döneminde hiçbir siyasi içerikli program yayınlamayacağını söylüyor...
NTV’nin siyasi program yapan programcıları teker teker uzaklaştırması bunun işaretiydi kuşkusuz... Can Dündar, Banu Güven, Mirgün Cabas daha önce ekrandan uzaklaştırıldı. Belli ki NTV kendisini iktidarın ağır baskısı altında hissediyor. Ve bu baskı altında eziliyor. Odatv’ye göre NTV’nin başına Star gazetesi Genel Yayın Müdürü Mustafa Karaalioğlu’nun geleceği dahi konuşuluyor...
Acaba bu baskılar Marmaray’la ilgili mi?
Ne alaka diyeceksiniz...
Bu sütunda birkaç kez yazdık... Marmaray’ın elektromekanik aksamının ihalesini alan Doğuş-Alstom-Marubeni ortaklığı dört yıl sonra işi tamamlamadan bıraktı. Anlaşmazlık şu sırada tahkimde. Bu anlaşmazlığın kime ne fatura çıkardığını, devletin ne kadar zarara uğradığını bu sütunda defalarca sorduk, ne bakanlıktan, ne firmalardan yanıt gelmedi. Garanti Bankası gibi bir devin patronu Doğuş Holding neden iktidar baskısı altında eziliyor? Bunun bir yanıtı olmalı.
İhale ne oldu?
Söz açılmışken.. Bir merakımızı dile getirelim... Doğuş ve ortakları Marmaray ihalesini geçen nisanda bıraktılar. Yeni ihalenin yapılması bir yıl sürdü. Önce teknik, sonra mali ihale yapıldı. Mali ihaleyi kazanan şirket (OHL-Dimetronic) teknik ihaleyi de kazanmıştı. İhalenin onlara verilmemesi için hiç sebep yoktu. Fakat ihalenin sonucu aradan 2 ay geçtiği halde açıklanmıyor. Neden acaba?

Haberin Devamı

YÖK’çüler sağır mı!
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin verdiği akademik personel alım ilanıyla ilgili tam dört yazı yazdık. Birincisi Prof. Gülümser Heper’in, “Alınacak kişiler belli, çünkü aranan koşullar o isimlere göre düzenlendi” iddiası... İkincisi Ankara Tabip Odası’nın notere başvurarak kadroya alınacak 32 ismi önceden tescil, bunu yaparken de konuyu yargıya intikal ettirmesi... Üçüncüsü atama sonuçları açıklandığında notere tescil ettirilen isimlerin tamamının tuttuğunun görülmesi... Sonuncusu da Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin atamalarla konusunda verdiği iptal kararıyla ilgiliydi haberlerimiz.
Böylesi bir skandal çağdaşlıktan birazcık olsun nasibini almış herhangi bir ülkede yaşansaydı neler olurdu? Herhalde ortalık birbirine girer, istifalar, görevden almalar, ihraçlar, disiplin cezaları, kamuoyundan özürler vs. birbirini kovalardı.
Bizde ne oldu? Ne Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü’nden ne Tıp Fakültesi Dekanı’ndan ne de YÖK’ten en küçük bir ses çıkmadı. Yargı bu atamaları iptal etmeseydi büyük ihtimal yandaşlar kadrolara yerleştirilmiş olacaktı.
Gelelim bu skandaldaki son gelişmeye... Öğrendiğimize göre Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, idare mahkemesinin verdiği karara Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz etmiş. Kararın bozulmasını ve atamalara izin verilmesini istiyormuş.
Sayın Rektör; şimdiye kadar tek bir açıklama yapmadınız, ağzınızı açıp tek bir laf etmediniz. Hiç olmazsa şu itiraz gerekçenizi açıklasanız. Böylece biz de pişkinlikte. Pardon, olayda varılan son noktayı öğrenmiş olsak.

Haberin Devamı

TAF
Avrupa Gençler Atletizm Şampiyonası Estonya’nın başkenti Talinn’de başladı... Türkiye’de bu spora meraklı gençler ile gönül veren yaşlılar nasıl izleyecek yarışmaları... Gazetelerden hayır yok.. Çünkü futboldan başka sporlara tek sütun bile yer kalmıyor! Yarışları ayrıntılı olarak nereden izleyebiliriz.. Olsa olsa Türkiye Atletizm Federasyonu’nun web sitesinden... Açıyoruz... Üstünkörü birkaç sonuç verilmiş. Birkaç sonuç atlanmış. Uzun atlamada 2 atletin elemeyi geçtiği yok mesela... Oysa European Atletics web sayfası yarışları naklen veriyor. Bir tık ile bütün sonuçları ve görüntüleri anında alıp aktarmak mümkün.
Atletizm Federasyonu neden ilgilenmiyor atletizm ile...

Haberin Devamı

Teröre karşı asker yerine polis kullanılacakmış.
Topla, tüfekle alamadığımız neticeyi biber gazıyla alırsak tarihe geçeriz...
Haldun Ertem

Çiçekler
Albay Dursun Çiçek, Ergenekon davasında yargılanıyor.
Henüz hakkında verilmiş hüküm yok.
Eşi Gülşen Çiçek, Ziraat Bankası Ümitköy Şubesi Müdürlüğü’nden İstanbul’a atanmak için dilekçe veriyor... Ta memleketin öbür ucuna, Ardahan’ın Hanak ilçesine atanıyor...
Bugün yargılanan insanlar hakkında günün birinde karar verilecek. Suçlu olan cezalandırılacak. Kendilerinin ve yakınlarının şimdiden cezalandırılması gösteriyor ki. Devlet katında işler birtakım intikam duygularıyla yürüyor... Partinin adında Adalet var. Ama iktidara yerleştikçe o sözcüğü daha az hatırlıyorlar...

Zeytinburnu’ndaki olayları medyanın veriş şekli: Provokasyon...
Türk yürüyünce provokasyon, Kürt yürüyünce demokrasi...
Demet

Merak
Dünya değerler araştırmasına göre...
Kadının plajda mayo giymesinin günah olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 61 imiş...
Acaba mayo giymiş kadına bakmanın günah olduğunu düşünenlerin oranı yüzde kaç?

Yapılan araştırmaya göre, her dört kişiden biri şortlu komşu kızı istemiyormuş.
Niye? Hayvani içgüdülerine engel olamaz da saldırırlar diye mi?
Fahrettin Fidan