Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

... Hiçbir Mülkiyelinin ağzından duymanız mümkün olmayan "Önce Mülkiye, Sonra Türkiye" sloganı, bütün ilerici, yenilikçi, çağdaş, aydınlıktan yana değerlerin önce Mülkiyede yeşerdiğini, buradan topluma yayıldığını, bu nedenle Türkiyeye zarar vermek için önce Mülkiyelileri etkisiz kılmak gerektiğini iyi bilen çevrelerin açık çarpıtmasıdır. Bu saldırının ve çarpıtmaların geri planında, Mülkiyenin Cumhuriyetin siyasal, düşünsel ve yönetsel altyapısını kurma ve Cumhuriyet değerlerini yerleştirmedeki katkılarının bulunduğu açıktır... Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, geçenlerde Maliye Bakanlığında düzenlenen bir toplantıda "Önce Mülkiye, sonra Türkiye" anlayışından yakınmıştı. Bu tekerleme kimilerinin hoşuna gider ve zaman zaman, yerli yersiz dile getirilir. Mülkiyeliler Birliğinin Ömer Dinçere verdiği yanıt, Mülkiyeliler Birliği Dergisinin son sayısında yer aldı... Yanıtın bir bölümü şöyle: Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, "Emrenin arkasındayız" demiş. Mesele o değil ki, mesele Emrenin önünde durmak... Amerikan demokrasisinin foyası galiba bugüne dek ilk kez bu kadar açık ve dramatik biçimde ortaya çıkıyor. Toplam 200 milyon seçmenin, 120 milyonu oy kullanmış. Bunun da yüzde 51i (61 mil- yon oy) Busha gitmiş. Bu da toplam seçmen sayısının yüzde 30u ediyor...Dünyayı yönetecek başkan Amerikalıların yüzde 30unun oyuyla seçiliyor. Bu yüzde 30un en az yüzde 80i kendisine söylenen yalanlara inanan, dünyadan habersiz Amerikalı... Dünyadan habersiz adamların seçtiği adam dünyayı yönetecek... Ne talihsiz dünya... Sam Amca Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, dün Habur sınır kapısını gezmiş, şoförlerle konuşmuş, dertlerini dinlemiş, yolculuğun tehlikeleri konusunda bilgi almış. Türk yetkililerin yapmadığını yapan Claudia Rotha binlerce teşekkür. Bir başka konu... Bir rica... Sayın Roth bir fırsatta Iraka gitse de AB üyesi İngilterenin yürüttüğü silahlı işgalin sonuçlarını yerinde incelese... Acaba İngilizin yaptığı insan haklarına uygun mu? Görse ve gördüğünü bize de anlatsa... Olmaz mı? Habur... Hükümete göre, Türkiyenin 24 bin yeni din görevlisine ihtiyacı varmış. Olabilir... Peki kaç bilim adamına ihtiyaç var? Onu hesaplayan da var mı? Eski İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna dün akşam 400 kişilik bir iftar yemeği verdi. Maslaktaki Darüşşafaka tesislerinde verilen iftara çeşitli kesimlerden yaklaşık 400 kişi davet edilmişti. İftardaki sohbette doğrudan siyasete girmese de televizyonun topluma etkileri dahil kimi güncel konulara değinen Müfit Gürtunayı izleyen bir dostumuz dedi ki:- Kesin bir şey bilmiyorum ama Sayın Gürtunanın halinden ve tavrından siyasete girecekmiş gibi bir izlenim aldım. Hatta parti kuracağını bile düşündüm... Gürtuna Türk eğitim sistemi, Araplara örnek olacakmış. Uygundur... Onlar da bizim gibi talihsiz insanlar... Bağımsız İstanbul Milletvekili Emin Şirin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı Yargıtay Başsavcılığına şikâyet etti... Gerekçesi; Recep Tayyip Erdoğanın talimatıyla AKPde milletvekillerinin iftarlara katılmaya mecbur tutulması, katılmayanların azarlanması...Emin Şirin, şikâyet yazısında Anayasanın 24. maddesini anımsatıyor:"...Kimse, siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfus sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını, yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez." Erdoğanın yaptığını Erbakan yapsaydı... Bizim medya ortalığı birbirine katardı... Neden mi? Çünkü Erbakanın arkasında Amerika yoktu. Şirinlik... ... Kendinizi boş, çaresiz ve yararsız hissediyorsanız kötü... Bu demek oluyor ki, tez elden despot bir yönetimi başınıza efendi olarak getireceksiniz... Akıllı despot bunu bildiği için köleleri arasında yararsızlık ve çaresizlik hissini pekiştirmeye çalışır... m.asik@milliyet.com.tr