"La Colonia Otomana a Mexico. Septembre de 1910"...Yani: "Meksika'daki Osmanlı Kolonisi... Eylül 1910"...Meksikalılara 92 yıldır zamanı gösteren Osmanlı saatinin mekanizması tıkır tıkır işliyor. Ancak çiniler hayli yıpranmış. Bu saat oraya nasıl ve niye gelmiş? Anlaşılan Meksika'daki Osmanlı kolonisi (kimlerse onlar) böyle bir şıklık yapmayı düşünmüş. İstanbul'a haber salınmış. Sultan Reşad Saray'a bağlı bir mühendis grubuyla yeterli miktarda İznik çinisini Meksika'ya göndermiş. Ortaya Osmanlı mimarisinden çizgiler taşıyan bu zarif saat kulesi çıkmış. Osmanlıca ibarelerden anlaşılıyor ki, saatin mekanik kısmı da İstanbul'dan yollanmış.Her şey iyi, güzel... Güzel de kuleyi süsleyen çiniler hayli yıpranmış. Meksikalılar bu çinilerin onarımını beklermiş. Acaba ülkemizden ilgilenen olur mu? Meksika'nın başkenti Mexico City'de, Bolivar Caddesi kavşağında, gövdesi İznik çinileriyle kaplı bir saat kulesi göze çarpıyor. Zamanında gösterişli bir anıt oluşturuyormuş. Şimdi biraz köşeye sıkışmış. Ama yine zarif ve güzel. Kulenin gövdesindeki plakette şu ibare okunuyor: Irak'ta ABD'den sonra en büyük can kaybını biz vermişiz. Normal... Orada silahsız savaşan tek ordu bizim işsizler ordusu... Ara sıra sorarlar... Kardeşiniz işadamı, siz neden işadamı olmadınız?Hiç teşebbüs etmedim mi sanıyorsunuz? Ettim... Ama ne yazık ki şansım yaver gitmedi! Örnek mi?Yıl 1973... Televizyondan atılmışım. Almanya'da işçilik yapıyorum... Bir süre çiçek seralarında kaçak çalıştıktan sonra Karlsruhe'de Kaufhaus Schneider adlı dev alışveriş mağazasında iş buldum. Ludwig adlı bir kamyonet şoförünün yanına yardımcı verdiler beni. İşimiz her gün dev mağazada hurdaya çıkan dekor parçalarını ve benzeri malzemeyi alıp depoya taşımak. İşe yaramayanlarını çöplüğe atmak. Ludwig, İkinci Dünya Savaşı'ndan tesadüfen sağ çıkmış bir hayat adamı... Rusya'nın Charkov cephesinde kolundan yaralanıp Berlin'e getirilmiş, ertesi gün bütün birliği havaya uçurulmuş. Yaşadığı her saniyenin tadını çıkarıyor. Günlerimiz şen şakrak geçiyor. Çöplüğe atılacak malzeme arasından para edecek olanları alıyor, hurdacılara götürüp satıyoruz. Aldığımız 15 - 20 mark parayı da akşam biraya tahvil ediyoruz. Su kenarında bir kafede bira içmek, hele de günün yorgunluğundan sonra, ne keyif! Bir gün yine çöplüğe dekor parçaları götürdük. O sırada bir TIR hışımla geldi, kolilerle Güney Amerika muzunu iki dakikada yanı başımıza boşalttı ve gitti. Kolileri açtık. Hafif beneklenmiş de olsa muzlar yenecek durumda. Bunlar para etmez mi? Hemen hareketlendik, muzları kamyonete yükledik, kentin kenar semtlerindeki Türk bakkallarına yöneldik... Ama çöplükteki hesap çarşıya uymadı. Biz Türkiye'de Anamur muzundan başkasını bilmiyoruz. Gurbetçilerimiz çoktan resim gibi Güney Amerika muzuna alışmışlar. Türk bakkallar benekli muzları görünce yüzlerini buruşturuyor. Muzları akşam dekor deposuna götürüp indirdik. Ertesi gün bir kamyonet dolusu muzu ne yapacağımızı düşünürken şeflerden birinin depoya geleceği tuttu. Muzları gördü. Bunlar ne burada, diye sordu. Ludwig, bilmediğini söyledi. Şef de fazla üstelemedi, "Götürün, atın bunları" dedi sadece... Kolileri teker teker kamyonete yükledik. Çöplüğün yolunu tuttuk. Çöplüğe çöp dökmek de bedava değil, parayla. Ücretini verdik. Muzlardan kurtulduk. Böylece ilk ticaret denemem hüsranla noktalandı. Ötekileri de fırsat olursa anlatırım! Muz tüccarı olacakken... TRT'nin motorin ve fueloil ihalesinin yapılacağı gün otoparkta mafya kılıklı adamların dolaşması dikkati çekmişti. TRT'nin bir önceki ihalesi olaya mafya bulaştığı için iptal edilmişti. TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney dün bir açıklama yaparak, ihalenin bu defa tam bir sükûnet içinde yapıldığını, hiçbir olumsuzluk yaşanmadığını bildirdi. DİSK'in de içinde bulunduğu "Solda Birlik"çi dostlarımız, CHP'nin solculuğunu ve muhalefetini yeterli bulmadıkları için bir araya gelmişlerdi. Aylar süren toplantılar ve tartışmalardan sonra solun toparlanmasına ilişkin çözüm önerilerini bir kitapçıkta topladılar. Dikkat çekici bazı tespitler şöyle:Türban üniversitede serbest bırakılsın... Siyaset dine baskı yapmasın... AKP döneminde yapılan yasal değişiklikler eksikliklerine rağmen olumludur... Katılım, yerel ekonomik ve sosyal gelişme potansiyelini artırmak bakımlarından yeni olanaklar sağlamaktadır.Anlaşılan solda birlik derken AKP'ye kardeş geldi... m.asik@milliyet.com.tr Sağda Birlik!