Son KPSS’de de böyle olmuştu. Yetkililer uzun süre sınava hile ve kopya karıştığını inkâr ettiler. Medyadan kaçtılar. Haftalar sonra kaçacak yerleri kalmayınca kabul etmek zorunda kaldılar. Sınavlar tekrarlandı. Aynı yönde ilerliyoruz...
Ancak bu defa Cumhurbaşkanı Gül’ün olaya müdahalesi var. ÖSYM Başkanı Prof. Ali Demir’e kefil oldu. Peşinden de hükümet sözcüsü Cemil Çiçek:
- Cumhurbaşkanı tatmin olduğuna göre mesele yok, gibi bir açıklamayla tartışmaları kesmeye çalıştı.. Ama aksine kuşkular daha da arttı...
Cumhurbaşkanı uzmanlara inceleme yaptırmadan kefalete girişmemeliydi.
Nitekim Ali Demir yalnızca basına dağıtılan kitapçıkta şifre bulunduğunu söylemesine rağmen Gemlik’te iki, Adana’da 10 adayın soru kitapçıklarında şifre bulundu.
Radikal gazetesi, 40 matematik sorusunun 30’unu şifreyle çözdüklerini yazdı.
Matematik mühendisi Özlem Öztürk ise kimi basit gerçeklerin saklanmasını kuşku konusu yapıyor. Örneğin yazılım programının gizlenmesi için sebep olmadığını söylüyor:
- Nasıl ki bir hesap makinesi her defasında aynı işlemi yapmadığımız halde her defasında doğru çalışıp istediğimiz işlemi yapıyorsa ve hesap makinesinin nasıl çalıştığını da açıklamakta bir sakınca yoksa, “ideal” bir yazılım projesini de açıklamakta bir sakınca olamaz. Açıklanmaması bir korku olduğunu gösterir.
Okurumuz Metin Bey ise basit bir noktaya değiniyor:
“Her şey bir yana... Bundan sonraki sınavlarda adaylar soruları çözmek yerine önlerindeki kâğıtlarda şifre aramaya yönelecekler ve bu yüzden dünya kadar vakit kaybedeceklerdir...”
Nereden baksanız çapanoğlu göz kırpıyor.
Ayrıcalıklı örgüt!
Üç tane haber... Üçü de fotoğraflı... Üçü de dünkü gazetelerde yayımlandı. İkisi Sözcü’de biri bizim Milliyet’te.
Önce Sözcü’deki birinci haber. Mersinli avukat Semra Kabasakal, basına yönelik baskıları protesto için sokakta eylem yapıyor. Ahmet Şık’ın internetten indirdiği kitabını yüksek sesle etraftaki vatandaşlara okumak istiyor ama okuyamıyor. Çünkü polis izin vermiyor. Güvenlik Şube Amiri Mehmet Şahin, “Bu kitap yasak. El koyma kararı var” diyerek kitabı avukat hanımın elinden alıp götürüyor.
İkinci haber İstanbul’dan. Bir grup liseli öğrenci YGS sınavında yaşanan “şifreli cevap” skandalını protesto için ÖSYM’nin Levent’teki bürosu önünde zincirli eylem yapıyor. Yapar yapmaz tümü gözaltına alınıyor. Emniyet’e götürülüyor.
En barışçı eylemler dahi, yasalara aykırı diyerek engelleniyor.
Üçüncü haber gazetemizden... Binlerce kişi Abdullah Öcalan’ın doğum gününü, doğum yeri olan Şanlıurfa’nın Ömerli köyünde... Apo’nun büyük boy posteri ve PKK bayrakları altında, örgüt ve Apo lehinde sloganlar atarak kutluyor.
Güvenlik güçleri olup biteni uzaktan seyrediyor...
Kitap yazan Ahmet Şık, kitabına düşülmüş notlardan dolayı, “Ergenekon terör örgütünün talimatını yerine getiriyor” gerekçesiyle hapiste. Varlığı yargı kararıyla saptanamayan bir örgütün hayali üyeleri hapiste. Terör örgütü olduğu kesinleşmiş PKK’nın eylemleri ise serbest... Üyeleri ortalığı birbirine katabiliyor. Güvenlik güçleri Mersin’de var, İstanbul’da var.. İşçi eyleminde var, öğrenci eyleminde var... Terör örgütünün eyleminde yok... Bu garipliğin yanıtı mı? O da yok...
Gariplik
CHP Milletvekili Nur Serter aldığı bir duyumun gerçeklik derecesini Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya soruyor:
- Sınavın değerlendirme işlemlerini gerçekleştiren Bilgi İşlem Dairesi Müdür Yardımcısı’nın çocuğu bu sınava girmesine rağmen, kendisi bu görevini sürdürmekte midir?
Nur Serter’e gelen bilgi, önceki yıllarda çocuğu sınava girenlerin görevi bıraktıkları, bu defa ise sözü geçen yetkilinin bırakmadığı yönünde...
Çok sayıda gariplik var bu sınavda...
Soru: Türkiye’deki futbolla siyaset arasında nasıl bir benzerlik oluştu?
Yanıt:İkisine de yerli hocalar hâkim...
Haldun Ertem
Balık
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ÖSYM Başkanı Prof. Ali Demir’i dinler dinlemez ona kefil olması ve bu açıklamanın uzmanlara danışılmadan yapılması kamuoyunu şaşırttı.
Olay bize eski bir Osmanlı öyküsünü hatırlattı...
Paşanın konağında pişecek balığın cinsi tartışma konusu olmuş. Kimisi torik diyor, kimisi palamut olduğunda ısrar ediyormuş. Sonuda aşçıbaşı demiş ki:
- En iyisi bunu bizim konağın efendisine soralım...
Oradaki bir yabancı lafa karışmış:
- Sizin efendi balıktan anlar mı?
- Anlamaz ama dediği dediktir. O ne derse odur...
Türkiye Cumhuriyeti yeniden o zihniyete mi döndü?
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Ekonomide üçlük atmaya başladık” demiş.
Rifat Bey “dört dörtlük” atmış!
Fahrettin Fidan
Levent
CHP’lilerin toplantısında “Yılın en iyi mizahçısı” ödülü Okan Bayülgen’e verilince Levent Kırca salonu terk etmiş. Haklıdır. Okan Bayülgen siyasete ve özlü konulara girmemek için özel çaba sarf eden apolitik bir sanatçı. Levent Kırca ise siyasi mizahın en cesur ustası... Ödül yanlış olmuş...
Tufan
Hürriyet’te artık göremediğiniz Tufan Türenç, güzel yazılarını ‘www.tufanturenc.com
adresinde sürdürüyor. Okumanız salık verilir...
Yandaş medyanın ortak kanısı: İmamın Ordusu kitabında yeni bir şey yok...
O zaman okunmasından bu kadar büyük korku niye?
Gülhan Elmas