Bodrum Bitez'de Okaliptus Otel'in yetkilisi Burak Yamak:- Gayet basit, diyor, geçen yıl 2 kişi 240 YTL idi... Bu yıl 150 YTL.. Fiyatlar bu kadar düşünce iç talep ister istemez canlandı... O yüzden yer bulunmayabiliyor...- Dış talepte ne kadar azalma var? - Bu yıl bizim tespitlerimize göre dış talep yüzde 70 azaldı... Yerli müşteriye çalışıyoruz... Fiyatlar ucuzlarsa ne olur? Deniz, kum ve güneşten daha çok vatandaş istifade eder... Fena mı olur? diye düşünülebilir... Ama kazın ayağı pek öyle değilmiş... Bu defa bir başka otelin yetkilisi... Oktay Başyurt konuşuyor:- Fiyatlar düşünce hizmet kalitesi düşüyor... Bir gelen bir daha gelmemeyi düşünebiliyor...Kuş gribi... Ortadoğu sorunu... Dünya Kupası Şampiyonası... Dolardaki oynamalar... Turizmi baltalayacak ne kadar unsur varsa bu yıl bir araya geldi. Peki Kültür ve Turizm Bakanlığı sektörü canlandırmak için ne yapıyor?Hemen hiçbir şey...İçkiye zam üstüne zam yaparak turizme bir darbe de onlar vurmaya çalışıyor. Çünkü bunların turizmle başı hoş değil... Yabancı turistlerin hepsi kaçsa da kıyılar haşemalı turistlere kalsa... Akıllarından sadece bu geçiyor... Devletten hayır yok. Gayret artık özel sektöre düşüyor... Turist sayısında büyük düşüş var. Ama yine de Akdeniz'de turistik tesisler dolu... Bu nasıl oluyor? Kültür ve Turizm Bakanlığı, özel tiyatrolara yapılan devlet yardımını kaldırmış. Turist sayısını düşürdüler, sıra tiyatroya gidenlerin sayısını düşürmeye geldi... Mercedes makam aracıyla tatile çıkan Ordu Valisi Vakkas Gözlügöl'ün 2 milyar liralık benzin masrafını kime ödettiğini soruyor Vatan gazetesi... Vali sessiz... Peki acaba bu yönde akla gelen başka soru yok mu? Mesela şu haber:"Başbakan Erdoğan ve ailesi, Belek'teki 7 yıldızlı Rixos Premium Oteli'ndeki tripleks villada ailesiyle tatil yapıyor. Villanın bir gecelik fiyatı 7 bin 600 euro."Acaba Başbakan'ın günlük 15 milyar lira olan otel masrafını kim ödüyor? Akif Beki Bey merakları giderecek bir açıklama düşünmüyor mu? Rixos'ta tatil... Güzel insanlar yine güzel atlara binip gittiler... Duygu Asena yalnızca yazı dünyasının ve kadın özgürlüğünün değil... Gençlik günlerimizin de simgesiydi... Evlerinin yanı başında top oynarken o hep kardeşi İnci ile meşgul olduğu için kızmış, bir defasında topu şutlayıp camlarını bile indirmiştik aşağı... Halit Çapın olağanüstü bir kalem ve söz ustası... Yılmaz Çetiner yazıları gibi zarif bir beyefendiydi... Okurlarında unutulmaz tatlar bırakmış bu eşsiz ve değerli dostları saygı ve hüzünle anıyor, geride kalanlara başsağlığı diliyoruz... Güzel insanlar... Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ercan Çitlioğlu, yaklaşık 6 ay önce, İsrail Büyükelçiliği'nde tanıdığı bir diplomata telefon açıyor. Başbakan Şaron'un komaya girmesi nedeniyle geçmiş olun dileklerini iletiyor. Aradan aylar geçiyor. Orgeneral Büyükanıt aleyhine yayın yapan bir internet sitesi geçenlerde şu satırları yayımlıyor:"Büyükanıt'ın yakını Çitlioğlu da İsrail ve MOSSAD'la yakın ilişki içinde. O kadar ki, Şaron'un hastalanması üzerine Ankara'da İsrail Büyükelçiliği'ne gidip geçmiş olsun dileklerini iletti ve Şaron için duacı olduğunu söyledi." Ercan Çitlioğlu Org. Büyükanıt ile dostluğunu saklamıyor. Fakat... Diyor ki:"Bu sitede yazılan konuşma aynen doğrudur. Gerçekten de İsrailli diplomata kelimesi kelimesine böyle dedim. Fakat ben İsrail Büyükelçiliği'ne gitmedim. Bu konuşma telefonda oldu. Siteyi kullananlar işlenen suçu gizlemek için telefon konuşması yerine benim büyükelçiliğe gittiğimi yazıyorlar." Peki bu dinlemeyi yapan kim? Çitlioğlu diyor ki: "Dinlemeyi üç kurum yapabilir, MİT, Jandarma ve Emniyet... MİT ve Jandarma'nın yapmadığına eminim"... Ortada Emniyet kalıyor. Ya da Emniyet içinde bir grup... Ercan Çitlioğlu bu açıklamaları 4 ayrı yayın organında yaptı. Kendini ihbar etti. Savcıları kendisi hakkında soruşturma başlatmaya çağırdı... Çitlioğlu'nun dün bize söylediği:- Aradan 12 gün geçti, ne bir basın başsavcısı, ne bir savcı, ne Emniyet Genel Müdürlüğü'nden bir yetkili aradı...Galiba olayın en vahim yanı da burası... Apaçık bir skandalla devlet içinde, suçlama altında kalanlar dahil, kimsenin ilgilenmemesi... Bir skandal daha Muğla, Milas, Yatağan, Akhisar, Burhaniye.. vs... Otobüsünüz bu Ege kentlerinin içinden geçerken dikkat edin... Ev ve apartmanların balkonlarında tek bir çiçek saksısı göremeyeceksiniz... Apartman sakinleri adeta anlaşmış gibi... Balkonlarını yeşilsiz ve çiçeksiz bırakmışlar... Geçenlerde Yatağan Belediye Başkanı da bu kuraklıktan yakınmış, güzel balkon yarışması açacağını söylemişti. Arkası gelmedi. Egeli hanımlar çiçek sevmez mi? Çiçek sevmeyen kadın olur mu? Nedendir bu garip manzara? m.asik@milliyet.com.tr