Değerli gazeteci ağabeyimiz Altan Öymen’in gazetecilikte 60. yılını geçen hafta sonu Hilton’da neşeli bir kokteyl ile kutladık. Meslek yaşamında yolları Altan ağabeyle kesişmiş pek çok gazeteci o akşam bir aradaydık.
Altan ağabey gazeteciliği her zaman bir toplumsal görev sorumluluğu içinde yapmıştır. Konuları bütün yönleriyle soruşturur, herkesin anlayacağı dilde yazar, etik ve vicdanı her şeyin üstünde tutar.
ANKA ajansında yıllarca birlikte çalıştığı Ali Polat, hazırlanan anı kitabında, sendikaya girmelerini onun öğütlediğini anlatıyor. Ki Altan ağabey o zaman ANKA’nın patronudur.
Füsun Özbilgen’e zarafet dersleri veriyor:
“Bir kimseye eşek demek isteyebilirsin. O kişi gerçekten eşek de olabilir. Ama dememelisin. Son zamanlarda kulakları uzamaya başladı, gibi bir cümleyle de bunu anlatabilirsin.”
Onun zarafetine bir örnek olay da bizden...
Yıl 1970 olmalı... Ankara Televizyonu’nda birlikte çalışmaktayız. İstanbul Eğleniyor adlı program için İstanbul’a geldik. Gece kulüplerinde çekimler yapılıyor. Sıra Egemen Bostancı’nın Lalezar kulübünde. Sahnede Ajda Pekkan var. Bol bol çekim yapıldı. Biraz sonra haber geldi; Ajda Pekkan bizi odasında bekliyor. Bütün ekip cümbür cemaat odaya doluştuk. Ajda bize hoş geldiniz derken aynı anda sanki odada kimse yokmuş gibi sütyenini çıkarmaz mı? Daha doğrusu biz sütyenini arkadan çözdüğünü gördük, başka bir şey görmedik. Çünkü Altan ağabey aynı anda bir refleksle kollarını açarak ve kafasını yana çevirerek Ajda’nın önünde etten bir duvar oluşturuverdi... Ajda giyinene kadar öylece kaldı.
Böyle zarif bir centilmendir o...
Soru: “İki dil” olayında dile getirilmesi gereken nedir?
Yanıt: Biz daha tek dille anlaşamıyoruz iki dille nasıl anlaşacağız...
Haldun Ertem
Bülent Arınç, “Her şeyini sokak kültürüyle sağlamış insanlarla bir ülkenin kalkınması mümkün değil” demiş.
Nankörlük etmeyin. O insanlar olmasaydı siz iktidarı rüyanızda göremezdiniz...
Fahrettin Fidan
Ne istersen var!
CHP kurultayı dün yeni ve büyük bir salonda yapıldı. Ne var ki, izdiham yönünden eski kurultaylardan farkı yoktu. Çünkü kurultaya yine salon kapasitesinin çok üstünde insan (önüne gelen) davet edilmişti.
Salonu bırakıp kurultaya gelirsek; Kemal Kılıçdaroğlu tam 41 tane vaatte bulundu. Halkın duymak istediği bütün vaatler verildi, denebilir... Yeni bir anayasa, kadınlara aylık, öğrencilere yurt, emeklilere intibak, üniversitelere özerklik, medyaya özgürlük, YÖK’e son...
Bu kadar vaadin yarısını yerine getirsin, Kemal Bey ölünceye kadar Başbakan kalır, diye düşünürken Parti Meclisi listesi açıklandı. Kimilerinin yüzü asıldı. Liste bir öncekine göre daha iyiydi. Ama yeterli bulunmadı. Kemal Bey bu kadroyla siyaset liginde ne yapar? Göreceğiz...
Çiller dönüyor!
Tansu Çiller, Demokrat Parti başkanlığına dönecek, şeklinde haberler geliyor. Çiller deyince bendenizin aklına ilk olarak laiklere attığı çalım gelir. Cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü kesimin oylarını almış, seçimden sonra Erbakan’la koalisyon yaparak laiklerin oylarını Erbakan’a teslim etmişti. Tansu Hanım deyince sempatik gaflarını hatırlamadan olmaz. Biraz da onlara değinelim.
Tansu Çiller 7 Temmuz günü Yalovalılara 77’nci il oldukları müjdesini vermeye çalışıyor:
- Yedi yedi daha ne edeeeer?
- Ondöööört...
- Hayııır ... Yedi yedi daha ne edeeeer?
- Kırkdokuuuz...
- Hayııır bugün günlerden ne?
- Cumartesiii
- Hayııır bugün ayın kaçııı?
- Yedisiii...
- Aylardan neee?
- Temmuzzz?
- Yedi yedi daha ne edeeeer?
- ???
* * *
Belediye zabıtalarına: Merhaba asker.
* * *
Miting konuşması sırasında ezan okununca susmayan Çiller’i dürtükleyip susturuyorlar, ezan bittikten sonra konuşuyor:
“İşte bu ramazan sesleri semalarımızdan hiç gitmesin bize oy verin...”
* * *
“Bu hükümet açıkça bir halüsü... hasülü... halasü... hasüsü... Yani Türkçesini ifade etmekte zorlanıyorum... Demek istiyorum ki hükümet bir halüsü... hasasü...” (Halüsinasyon demeye çalışıyor)
* * *
NATO’nun olağan bir toplantısında yanındaki bürokrata sorar:
- Rusya temsilcisini göremiyorum neden katılmadılar?
- Efendim NATO zaten Rusya’ya karşı kuruldu.
* * *
Zeytinburnu’nda halka hitap ediyor:
“Sevgili zeytinburunlular...”
* * *
Trabzon mitinginde:
“Trabzon’u Akdeniz’in incisi yapacağızzzz...”
* * *
Haydar Aliyev’e: “Haydar Ali Bey...”