"Yasa bu haliyle yürürlüğe girerse halen ülkemizde çıkarılmakta olan veya ileride çıkarılacak doğalgaz ve petrolün artık bize hiçbir faydası olmayacaktır. Yasayla devlet payı kaldırıldı ve yabancı şirketlere ülkemizden doğalgaz ya da petrolün tamamını dışarıya satma hakkı tanındı. Bu şu demektir; yarın dünyada ciddi bir petrol krizi yaşansa, biz ülkemizden çıkan petrolden asla yararlanamayacağız. Kendi petrolümüzü bize dayatılan fiyattan satın almak zorunda kalacağız. Yabancı şirket, o sırada bize savaş açmış bir ülkeye dahi petrolümüzü rahatlıkla satabilecek, biz buna engel olamayacağız. Yasa, iç ve dış karasularımızda petrol arama alanlarını toplam 12 bölgeye ayırıyor. Bunların her biri büyük bölgeler olduğundan buralarda ancak mali yapıları çok güçlü büyük uluslararası şirketler arama yapabilecek. Bizim TPAO sadece seyredecek. Ayrıca kamu yararı olmasa bile, yabancı şirket istediği takdirde devlet onun adına zorla istimlak yapmak zorunda .."Bu meselenin en hazin yanı ise... Türkiye'nin petrol kaynağını peşkeş çeken bu yasanın kamuoyunda hemen hiç tartışılmaması... Ülke petrolünün çalınmasına kimsenin ses çıkarmaması... Toplumun hazin bir yenilmişlik ve teslimiyet sergilemesidir... Irak halkı petrolünü vermemek için ölümüne savaşıyor. Halkımız uykularda... Kamuoyunda hemen hiç tartışılmadan TBMM'de yasalaşan yeni petrol yasası neler getiriyor, daha doğrusu neler götürüyor? Komisyon'da ve Genel Kurul'da bu tasarıya karşı mücadele veren CHP Milletvekili Tacidar Seyhan'la konuşuyoruz. Diyor ki: Trabzon'dan eskiden Hami gibi "füzeci" futbolcular çıkıyordu... Şimdi Ogün gibi "tetikçi" çocuklar... Hrant Dink'in öldürüldüğü gün İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, yurtdışındaymış...Polis gücünün maçını izlemek üzere Hollanda'ya gitmiş. Dönüşte olaya acele bir teşhis koydu:"Cinayetin siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok..."Gerçi İstanbul Valisi Muammer Güler hemen devreye girip kendisini uyarınca, "Cinayetin siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı araştırılıyor" diyerek durumu kurtardı ama iş işten geçmişti. Cerrah Bey, İsmailağa cinayayetinin ertesinde de "Linç yoktur" diyerek alelacele ve sağlıksız bir teşhis koyuvermişti.Konuyu dün bir savcı dostumuzla konuştuk. Dedi ki:"Olayın soruşturması sırasında hiçbir makam sonuca ilişkin görüş beyan edemez. Emniyet Müdürü, daha sanığın ifadesi bile alınmamışken böyle bir kanaat belirtemez. 'Örgüt bağlantısı yoktur', dediğiniz zaman mahkeme gibi olayı çözmüş oluyorsunuz. Savcının kendisi bile iddianame hazır olup mahkemede okunmadan görüş belirtemez. Bu aşamalarda görüş belirtme yargı sürecine müdahale anlamı taşır... Kaldı ki bu şekilde görüş belirten Emniyet Müdürü, kendi emrindeki memurları da baştan belli bir yönde şartlamış olur... Soruşturmanın selametini önler."Sayın Cerrah'a bunları kim anımsatacak? Müdür! Cem'le bir zamanlar... Hukukçu, gazeteci, yazar, televizyoncu, siyasetçi... Çok başarılı bir sanat fotoğrafçısı... Hatta şair... Güneş gazetesinde 1982 yılında tanışmıştık İsmail Cem ile... O hem köşe yazarıydı hem Genel Yayın Müdürü Güneri Cıvaoğlu'nun danışmanı... Sevecen, efendi, dürüst, nazik, zarif... Sapına kadar insandı. Ağzından tek kötü söz duyulmamıştır... Herkese karşı iyi idi. Kendine karşı mı! Dışişleri Bakanlığı zamanında biz yazarları bilgilendirmek için gazeteye gelmişti. Birlikte sohbet ederken o ünlü piposunu yakmasını bekledik. Yakmadı. Ama o kadar çok sigara içti ki... Hepimiz şaşırdık.Yandaki fotoğraf mı? Yıl 1985... Güneş gazetesinden ayrılıyorum. Son günüm. Güneri Cıvaoğlu zarafet gösterdi, beni odasında yemeğe davet etti. İsmail Cem'i de çağırdı. Fotoğraf güle oynaya yenen ve geçen günlerin yâd edildiği o son yemek sonrasında çektirildi. Aradan 21 yıl geçmiş... Boşuna olmasa da yaşananlar... Hayat yine de çok kısa...***Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolanAk köpükler kararır deniz görünmez olurÇağırır yasamaya bizi tek-tük ışıklarBöylece üstümüze çöker de karanlıklarCamlar, bir kapanır, odalar, evler uyurAk köpükler kararır deniz görünmez olurGüllerin ağladığı bir saat vardır haniCıvıl cıvıl bahçelerden el-ayak çekilirYapraklar düşünceli, dallar hüzün kesilirHer akşam uzaklara alır götürür seniGüllerin ağladığı bir saat vardır hani. m.asik@milliyet.com.tr