- Hiiiççç boşuna saklanma Piton Selami, seni gördüm. Haydi çık oradan da röportajımızı yapalım.- Tıssssssssssssss... Beni nasıl buldun ya...- Boş ver onu... İlk sorum; aç değil, açıkta değildin. Her gün tavukla, tavşanla beslenirken neden kaçtın? Rahat mı battı?- Ziyaretçiler yüzünden kaçtım abi. Her gün karşımda açlıktan bir deri bir kemik kalmış... Bana yiyecekmiş gibi bakan insanlar görmeye daha fazla dayanamadım.- Bütün sebep bu mu peki?- Son zamanlarda benim bakıcılar yiyeceklerime ortak olmaya başlamıştı. Etlerini kendilerine ayırıyorlar, bana tavşanın gerisiyle tavuğun derisi kalıyordu. Sizi müdüre şikâyet edeceğim dediğimde, ağlayarak, biz onları çoluk çocuğumuza götürüyoruz, vicdanın elveriyorsa şikâyet et deyince haliyle elimiz, kolumuz, dilimiz bağlandı. Bilirsin, biz yılanlar su içen insana dokunmayacak kadar merhametli yaratıklarızdır.- Geri dönmeyi düşünmüyor musun? Hep böyle kaçak mı yaşayacaksın?- Her şey memleketin ekonomisine bağlı abi. Ben görür müyüm bilmem ama, düzelirse... Şey, abi, sen bana neden öyle yiyecekmiş gibi bakmaya başladın? Yaklaşma! Bak, yaklaşma diyorum, sokarım ha...- Sokarsan sok lan. Öyle de öldük, böyle de öldük zaten. Hiç olmazsa karnımız doyar... Kaçma Selami. Kaçmasana lan kitapsız! Arkadaşımız Fahrettin Fidan yine yapacağını yaptı, teybini kaptı, herkesin fellik fellik aradığı kayıp pitonu saklandığı delikte bularak yılın röportajını yaptı... Mesut Yılmaz siyasete dönüyormuş. Seçmenden yediği tokatın tadı yanağında kaldı galiba... AKP'nin Antalya kampından dışarı "haşemalı" görüntülerin sızmaması için personelin cep telefonları toplandı. Otelin fotoğrafhanesi kapatıldı.Haşemayla görünmekten utanan kişi neden haşema giyer? Madem doğrusu haşema giymektir, neden yaptığı işten utanır? Giyim kuşamda ve günlük yaşamda geçmişi benimseyen kişi düşüncede modern çağı yakalayabilir mi? Yoksa çağı yakalayanlara ütülür mü? Bırakın kadınları... Kendileri erkek olarak Avrupalılar ile aynı havuza giremeyen kişilerin Avrupa Birliği'nde işi nedir? Haşema problemi Türk Basınında Kayan Yıldız... Haldun Simavi'nin Günaydın'ı... Akgün Tekin, Babıâli'de efsane olarak anılacak bir medya patronunu ve onun yarattığı gazeteyi bu kitapta enfes bir dille anlatıyor... Biz, 5 yıl birlikte çalıştığımız Haldun Simavi'den çok şey öğrendik. Olaylara halkın gözlüğüyle bakmayı, halkın anlayacağı dilde yazmayı, gazeteciyi yoldan çıkaran ikramlardan uzak durmayı vs... Kendi adımıza ona müteşekkiriz... Haldun Simavi'nin eleştirilecek yanları mı? Kitapta onlar da bol bol anlatılıyor... Simavi'nin Günaydın'ı Kendi halinde bir taksi şoförüdür. Zaman zaman rastlaşırız. Yolda laflarız. Epey zamandır görüşmemiştik. Baktım zayıflamış... Nedenini sorunca "Bizde dert çok" dedi...- Hayrola?Kızı bir süre önce evden kaçmış. Bir akrabasında kalıyormuş. Oradan da kaybolmuş. Oturduğu mahallenin delikanlıları kızı Beyoğlu'nda bir barda görmüşler...- Kaç yaşında kız?- 18 yaşını doldurmasına 1 ay var...- Ne yapmayı düşünüyorsun?Pazar günü onu gören delikanlıları da arabaya alıp Beyoğlu'nda kızın görüldüğü bara gideceklermiş. Ya sonra? - Alıp memlekete götüreceğim, dayısının yanına bırakacağım...- İstanbul'da büyümüş kız orada durur mu?- Valla kendi bilir...3 çocuğu varmış... Karısı başka kocaya gitmiş. O kocanın 7 çocuğu varmış.. 4 çocuk da bu kadın yapmış. Olmuş 11 çocuk. O yüzden kaçan kadın, bu tarafta kalan 3 çocuğu yanına alamamış... Bizim şoför de bir kadınla evlenmiş. O kadının da 3 çocuğu var. Evde kazık kadar 6 çocuk yaşıyor. Şoförün kızıyla üvey ananın kızı bir türlü anlaşamıyor. Şoförün kızı biraz da o yüzden evden kaçıyor...Şoför bir çözüm daha düşünüyor:- Benim ufak oğlan var, 15 yaşında. Üvey annesinden tabancayı istemiş. Ablamı vuracağım diyormuş. Annesi bana sordu tabancayı vereyim mi diye. Olmazsa bırakacam oğlan vursun...- Yahu deli misin? Hem kızın ölecek, hem oğlan katil olup hapishanelerde sürünecek. İki çocuğun hayatını da mahvedeceksin...- Öyle ama bir pislik temizlenir be abi...- Sen kızı düşünme artık bence... 18 yaşına gelmiş işte. Belki barda marda bir adamla tanışır, evlenir, bakarsın mutlu bile olur...Bunlar ona pek inandırıcı gelmedi. Anladığım kadarıyla mahallede, Beyoğlu'nda bara düşmüş bir kızın babası olarak dolaşmak ağrına gidiyordu. Biraz daha bastırdım:- Sen şimdi gece rahat uyumak için o kızı öldürtmeyi düşünüyorsun ama kız ölür, oğlan da hapse düşerse ömür boyu uyuyamazsın artık...Durdu, düşündü, belki de laf olsun diye: "Haklısın", dedi. Ben ineceğim yere geldim, indim. O, bin bir acı içinde arabasını çaresizliğe doğru sürdü... m.asik@milliyet.com.tr Takside sohbet...
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025