Adeta alay eder gibi bize "Tek başınıza hareket etmeyin" uyarısında bulundu... Daha da üzüntü verici olanı... "Çok şeye gebe" diye başlayan Bakanlar Kurulu, ABD Büyükelçisinin uyarısının duyulması üzerine yelkenleri suya indirdi, dağ fare doğurdu... Bu iktidar bu edilginlikle ülkeyi teröre karşı koruyabilir mi? Atatürk'ün tam bağımsızlık ilkesine çoktan veda etmiş, bütün dizginleri ABD'ye kaptırmış bir ülke ve bir iktidardan daha fazlası beklenebilir mi? Türkiye'nin ABD karşısında boynu eğik... Irak hükümeti karşısındaki durumu farklı mı?Güneydoğu'da pisi pisine vurulan Türkiye, Kuzey Irak sınırını kapatarak veya benzeri ekonomik zorlamalara girişerek PKK'nın etkisizleştirilmesini pekâlâ dayatabilir... Ancak bunu da ABD'yi darıltmamak için yapamıyor... Bırakalım ekonomik baskı yapmayı, maalesef Kuzey Irak'taki Kürt devletinin oluşumuna yardımcı bile oluyor... İktidar ABD'ye hizmette sınır tanımıyor. Ankara'nın ABD uyduluğu kurumsallaştı. Ulus utanıyor. İsrail'in kaçırılan üç asker karşılığında Filistin ve Lübnan'ı yakıp yıkması, 200'e yakın insan öldürmesi Washington tarafından meşru müdafaa sayılıyor... Aynı Washington, Türkiye'nin iki günde 13 şehit vermesi üzerine sınır ötesi operasyonu düşünmesini ise uygun görmüyor. Amerikan Büyükelçisi, dün bu tutarsız görüşü hiç sıkılmadan seslendirdi... Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin BOP'ta üstlendiği rolün yeniden gözden geçirileceğini söylemiş. Figüranlığa itiraz edeceğiz herhalde... İstanbul'un taksi işletmecisi yeni Milli Eğitim Müdürü Ata Özer'in özel BMW'si, işlettiği taksiler, eşinin başı örtülü oluşu, Tayyip Erdoğan'ın ona abi deyişi konuşuluyor. Ata Özer söylentileri yanıtlıyor:- Kim bana menfaat karşılığı bir bardak çay içirmişse, odamda para lafını konuşmuşsa işte buradayım...Sayın Müdür çok dürüst biri olabilir... Ama göreve başlarken eğitimciliğinin değil de bunların konuşuluyor olması bile hüzün verici değil mi? Müdürün taksileri 'Onlar 19 yaşında, liseyi yeni bitirmiş, henüz yarı çocuk, ama ülkeleri için ölecek kadar büyük gençler... Henüz kız arkadaşlarıyla gezecek, müzik dinleyecek, dans edecek çağdalar... Ama şimdi cephede ateş altında vatanı savunuyorlar. Onlarla iftihar ediyoruz... Gurur duyuyoruz..."Bu satırlar Irak'taki ABD'li gençlere moral vermek için yazılmış. Bizim de Güneydoğu'da savaşan gençlerimiz var. Acaba onların da bu tür mesajlara ihtiyacı yok mu? Yoksa genç deyince bizim aklımıza sadece bar ve diskotek müşterisi gençler mi geliyor? En büyük asker... İsrail'in kaçırılan 3 askerine karşılık Filistin ve Lübnan'da onca masum insanı öldürmesi ve tesisleri yerle bir etmesi bir misilleme mi?Üç askerin geri alınması için girişilecek operasyon bu mu olmalıydı?Kimi yorumcular İsrail'in saldırısını İran'a yönelik savaşın ilk adımı olarak nitelendiriyor... Diyorlar ki:- İran'a savaş zaten İran'dan başlamayacaktı. ABD ve İsrail doğrudan İran'a saldırsa, bu defa Hizbullah İsrail'e saldıracaktı. İsrail önce Hizbullah'ı, hatta Suriye'yi haklamak zorunda ki İran'ın kendisine bu yoldan misilleme yapmasının önüne geçebilsin.***Kanadalı ünlü Profesör Chossudowsky, son yazısında halen 3 sahnede (Afganistan, Filistin ve Irak) süren savaşın yayılacağını ve tüm Ortadoğu'yu saracağını söylüyor... Chossudowsky İsrail'in provokasyon yaptığını belirterek diyor ki:- Lübnan'ın bombalanması ani refleks ya da misilleme değil, titizlikle hazırlanmış bir askeri programın parçasıdır. Saldırılar, daha geniş askeri operasyonların gerekçesi olarak kullanılabilir. Bombalamalar Washington'un onayı ile yapılmaktadır... Olay Lübnan'daki Suriye askerlerinin çekilmesi ile de ilgilidir. Çünkü bu çekilmeden sonra İsrail askerlerine yer açılmıştır.***Profesör Chossudowsky, ABD, İsrail ve Türkiye'nin 2004 yılından bu yana İran'a saldırı planları yaptığını da öne sürüyor yazısında... İsrail'in bu amaçla silah stoku yaptığını ekliyor. Ankara ile Tel Aviv arasında 2004 yılında yapılan anlaşma sonucu, Türkiye'nin ABD - İsrail operasyonunda bir faktör olacağını kaydediyor...Washington'a adam yollayarak "Kullanın bizi" diyen bir Başbakan'ın yönetimindeki Türkiye, yangın yerine dönmekte olan Ortadoğu'da azgınlaşan ABD ve İsrail'in dümen suyunda çok tehlikeli maceralara sürüklenebilir. Çok dikkatli olmalıyız... Türkiye faktörü! m.asik@milliyet.com.tr Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Taşkesen etrafında böylesi fırtınalar kopartılacağına... Birkaç hafta beklense de Askeri Şura'da sessizce görevden alınsa daha iyi olmaz mıydı?