Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir tarafta “anadilde eğitim”e karşı olduğunu söyleyen Genel Başkan... Öte tarafta “anadilde eğitim” taraftarı Mesut Değer, Sezgin Tanrıkulu... Bir tarafta Kemal Derviş’in ekonomi politikalarının sıkı savunucusu Hurşit Güneş, Faik Öztrak... Diğer tarafta o politikanın tavizsiz muhalifleri Oğuz Oyan, Birgül Ayman Güler. Bir tarafta Umut Oran gibi patronlar, öte tarafta hep emekçiler safında yer tutmuş İzzet Çetin, Perihan Sarı gibi isimler.
Büyük çoğunluğu Kemal Kılıçdaroğlu’nun kontenjanından CHP Parti Meclisi’ndeler. (Gürsel Tekin’in kontenjanından girenler de var.)
Kemal Bey bu yapıdan CHP’yi daha ileriye, iktidara götürebilecek bir sentez çıkarabilecek mi? CHP’nin alternatif olmasını isteyenlerin dilekleri bu yönde tabii...
Yeni PM’nin bir başka özelliği de... Listede siyaseti sağ partilerde yapıp son anda CHP’ye geçmiş hayli isim var. Mesela Bülent Kuşoğlu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde yardımcısıymış. Emekli olunca bir süre Demokrat Parti Ankara İl Başkanlığı yapmış. Ardından Abdüllatif Şener’in Türkiye Partisi’ne geçmiş. Kemal Bey’den davet alınca bu kez de “Ver elini CHP” demiş.
Ali Arif Özzeybek daha önce ANAP’taymış. Genel Başkan Yardımcılığı’na kadar yükselmiş.
Faik Tunay da ANAP’taymış, ardından Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Hareketi’ne katılmış. Şimdi CHP’de...
Önay Alpago, siyasete SHP’de başlamış, sonra ver elini DYP demiş, şimdi CHP’de... Emekli diplomat Faruk Loğoğlu siyasete Mustafa Sarıgül’ün yanında girdi şimdi CHP’de... Yeni CHP ilginç bir parti oldu...

Haberin Devamı

Özerk devlet!
“Demokratik Özerk Kürdistan, Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikasına dahil olur... Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir... Öz savunma güçleri şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halkların direnişini ifade eder.”
BDP ve PKK yandaşları, Diyarbakır’da kabul ettikleri “Demokratik Özerklik Modeli Taslağı”nda hedeflerini özetle yukarıdaki gibi açıkladılar. Abdullah Öcalan, bu plana açıkça: “Önümüzdeki 6 ay Demokratik çözüm için son şanstır. Aksi taktirde çatışmalar başlar, korkunç bir savaş gelişebilir” tehdidini öne sürerek omuz verdi.
Konunun uzmanı Mehmet Faraç’a taslağı sorduk.
- PKK, bölgedeki siyasallaşma sürecini büyük ölçüde tamamladı. Bilindiği gibi Abdullah Öcalan artık devletle resmen pazarlık yapabilir noktaya geldi. Bu durumda gerçek niyetlerin dile getirilmesinin zamanı geldiği kanaatine varıldı.
- İyi de PKK bu taleplerinin gerçekçi olmadığını, AKP’nin bile evet diyemeyeceğini bilmiyor mu?
- Biliyor. Ama seçim öncesinde AKP’yi, yeniden çatışma ortamını başlatmakla tehdit ederek sıkıştırmak istiyor. Seçim sath-ı mailinde bu durum AKP’yi ciddi sıkıntıya sokacaktır. 2011 seçimlerine kadar kaotik bir ortam yaşayacağımızı söyleyebilirim.
- CHP’ye gelirsek...
- Yeni CHP yönetiminin Güneydoğu sorununa ilişkin anlayışı özetle, ‘Bu sorun Kemalist politikalarla çözülemez’ şeklindedir. Yabancı güçler sonunda bunu CHP’ye de kabul ettirdiler. Ancak CHP tabanının kısa sürede gerçeği görüp gerekli tepkiyi göstereceğini söyleyebilirim.

Haberin Devamı

Bilim
Siyasette komiklik biter tükenir mi? Bakın şimdi... CHP Parti Meclisi için Genel Başkan Kılıçdaroğlu 68 aday saptıyor, bunları delegenin önüne koyuyor. Tümünü seçtiriyor.
PM’ye ayrıca 12 bilim kurulu üyesi girecek. Ancak 12 üyelik için 18 kişilik liste yapılıyor, delege 12’sini seçiyor, 6’sını eliyor.
Yani... Delegenin düz üyeleri eleme şansı yok...
Ama bilim kuruluna aday gösterilen uzman, bilim adamı, akademisyen gibi zevat arasından seçme yapabiliyor. Delege sanki bilim adamı sarrafı!
Bilim Kurulu üyesi gösterilen ama seçilmeyen Doç. Nuran Yıldız sohbet arasında diyor ki:
- Beni haberim olmadan aday göstermişler...
Şu demokratik nezaket bir türlü yurdumuza gelmeyecek mi?

Haberin Devamı

BDP il binasından polise molotof kokteyli atılmış.
Normaldir! Çiçek atsalar şaşırırdık.
Fahrettin Fidan

Soru: Kılıçdaroğlu’nun 41 vaadinden en önemlisi hangisi?
Yanıt: Korku imparatorluğunu yıkmak...
Zira insan uzun süre kıt kanaat da olsa geçinebilir ama her Allah’ın günü korkuyla yaşayamaz...
Haldun Ertem

Yağcı
Bodrum’da düzenlenen “Nasıl Bir Anayasa İstiyoruz” konulu panelde eski TKP Genel Sekreteri ve şimdiki Taraf gazetesi yazarı Nabi Yağcı, “Dönek, ABD ve AKP uşağı“ sloganları ile tuvalet kâğıdı yağmuruna tutulmuş.
Protestocular adına salonun dışında bir açıklama yapan Ayhan Karahan, “Nabi Yağcı, komünist harekete ihanet etmiştir, AKP’nin yedek gücüdür, AKP’nin yayın organlarında ihanetini ve işbirliğini sürdürmektedir. “ demiş....
Yapılan eleştirilere katılırız. Ama bu zatın bir fiziki saldırıyla susturulmasına katılmayız. Geçenlerde Roni Margulies’e yapılan yumurtalı saldırı da yanlıştı. Siyasetçiye yumurta atmanın bir mesajı vardır. Ama bir panel konuşmacısına saldırmak demokratlığa yakışmaz. Aynı panelde ayağa kalkar düşüncenizi en sert biçimde ifade edersiniz, olur biter. Saldırı neden?

Erdoğan “Polisimin arkasındayım” diyor.
İleri demokrasi bu işte!
Elinde “cop, tazyikli su, gaz bombası” bulunan polisin arkasında iktidar, önünde hakkını arayan vatandaş...
Gülhan Elmas